“Türban mı - mini etek mi?” ya da “rakı mı - ayran mı” gibi anlamsız örneklere kurban edilen laiklik tartışmalarından ‘türban ve ayran’ galip ayrıldı. Kendilerine laik deseler de, aslında hep elitist olan ve ne laiklikle ne de inanç özgürlüğü ile alakaları olan ‘Beyaz Türkler’, iktidarı siyasal İslamcılara neredeyse zorla teslim ettiler. AKP, süreci çok iyi yönetti ve Türk..

Hükümetin açıkladığı ilk paketle demokratikleşemediğimiz bariz bir şekilde kabul edildikten sonra ikinci paket çalışmalarının başladığını açıkladılar. İkinci paket ne zaman olur ne zaman açıklanır, toplumun hangi kesimlerini kapsar veya böyle bir paket açıklanır mı bilmeyiz ancak Bakan Bekir Bozdağ’ın Alevilerle ilgili bir çalışma yürüttüğünün haberlerini alıyoruz. Normal..

Bu ülkeyi 63 yıldır birbirleriyle hem siyasal hem de mezhepsel olarak akraba olan sağcılar, muhafazakarlar, İslamcılar yönetiyor. 1974-78 gibi ya da 1991-1996 gibi CHP ya da SHP’nin koalisyon ortağı olduğu bazı geçiş dönemlerinin ise sistemi değiştirmek bir yana, güçlendirdiği ortada. Erdoğan’ın, Menderes ve Özal’la sürekli bağ kurmaya çalışması bu anlamıyla asla tesadüf d..

Aylarca “bugün, yarın, öbür gün, gelecek hafta açıklanacak, çok önemli ve tüm toplumu memnun edecek demokratikleşme kararları olacak” denilerek gizemli bir hale dönüştürülen bu pakette bir kez bile “ALEVİ” ve “KÜRT” sözcüğü kullanılmamıştı.

Recep Tayyip Erdoğan gibi, tek millet, tek din düşünces..

“Dertlere deva” demokrasi paketleniyor. Alevilerin hak ve taleplerine paketten çözüm çıkmadı. Cemevlerine ibadethane statüsü tanımak ve zorunlu din derslerini kaldırmak, Heybeli Rum Ortodoks Ruhban Okulu’nun açılması gerekiyordu. Olmadı! Gelen eleştirilere “paket son değildir, yenileri gelecektir” diyerek, hak gaspı inadı sürdürüldü.

..