English French German Italian Japanese Chinese Russian Spanish
Üye Girişi
Kullanıcı Adı :
Şifre :
Konuk Yazarlar
Ali KENANOĞLU
Başörtülü bacımızı cami avlusunda katletseler!

Uğur Kurt cemevi avlusunda polis S.K’nın tabancasından çıkan kurşunla katledildi. Olay ilk önce “Havaya atılan ateş so Devamı..

Turan ESER
Küreselleşen Kerbela

“Zorbalık karşısında sessiz kalan herkesin içindeki insan ölür!” diyor Akinwande Oluwole Soyinka isimli Nijeryalı yaza Devamı..

Ali KENANOĞLU
500 haftadır aynı yerde

27 Mayıs 1995 tarihinden bu tarafa bir grup insan, gözaltında devletin askeri–polisi tarafından yani bizzat devlet iradesiyl Devamı..

Facebook
Haber Bülteni
Ad Soyad :
E-Mail :
Alevi madenci ölürken de öteki!
Salı, 22 Temmuz 2014
Alevi madenci ölürken de öteki!

Soma'da bir avuç kömür için yüzlerce işçinin yaşamını yitirdiği madene 11 can veren Elmadere'ye hiçbir devlet yetkilisi uğramamış. AKP döneminde alevilere uygulanan ötekileştirme politikaları yaşanan onca acıya rağmen Soma'da da madenciyi 'öteki' olmaktan kurtaramamış.

Elmadere Köyü’nden ayrılmadan önce henüz 28 günlüken yetim kalan Dilara bebeği görmek istedim. Maden faciasında yaşamını yitiren Hüseyin Kılıç’ın evine vardığımda, beni boynunda Hüseyin yazan kolyesi ile eşi karşıladı. Boynunda ismini taşıdığı kocasının, onun dünyasında ne denli yer tuttuğunu ise genç kadın, konuştukça anladım. Belma 20 yaşında onun için zaman adeta durmuş, hayat, acı haberi aldığı o ana sabitlenmiş. “ Bebeğim daha 28 günlüktü. İşçilerin madende mahsur kaldıklarını duyduğumda kötü bir şey olacağını düşünmedim hiç. İçimden o sağ çıkacak dedim. Hala inanamıyorum sanki çıkıp gelecekmiş gibi” diye anlatıyor ilk hislerini. Yeni doğan bebeğiyle ömrünün baharında, ölümün adını hiç duymamış gibi...

ÇIKMIYOR KÖMÜR KARASI

Belma yeni doğum yaptığı için ölen kocasının yalnızca resimini görebilmiş onu teşhis etmek için gidememiş.En çok  ‘getirecekler, son kez göreceğim’ umuduyla beklediği eşiyle vedalaşamadığına yanıyor. Eşinin ölümünden sonra iki çocuğu ve kendisine 1800 lira maaş bağlanmış. “Paranın hiç değeri yok ki gözümde, isterse altından evde oturayım. Bana ‘gitme, köyde yaşama’ dediler. ‘Ben, onunla çadırda bile yaşarım’ dedim geldim buralara. Birbirimizi çok seviyorduk.. Gözlerimi onunla açtım ben" diyor. Eşine mezar olan madenin onda bıraktıkları ise şu sözlerle dökülüyor ağzından;“Kan ter içinde gelirdi eve. Sırtı yara bere. Elbiselerini 1 saatte zor yıkıyordum. Çıkmıyordu kömür karası. Sonra öğrendim ki son bir ayda madende sıcaklık 45 dereceymiş. O zamandan belliymiş ölümün geleceği”

'DEVLET UĞRAMAZ ALEVİ KÖYÜNE'

Devlet büyüklerinden kimse yaşanan facianın ardından Elmadere Köyü'nü ziyaret gelmemiş. Bunun nedenini sorduğumda ise," Burası Alevi köyü uğramaz devlet buralara" diyor. “Onca insanı acımasızca öldürdüler. Biz dava açtık ama herşey AKP’nin; savcısı da, parası da, madeni de! İşçilerin kazada yandığını duyduğumda, onun yanarak ölmemesine bile sevindim. Hep madende mahsur kaldıklarında ‘ölümü beklerken ne düşündüler, ne yaptılar soruları geliyor aklıma. Kimi ağlıyor, kimi bağırıyor, kimi dua ediyor... Kim bilir ne acılar çektiler. Ağlamaktan korkuyorum,ağlasam düşer kalırım, kalkamam yerimden gibi geliyor. 'Maden' kelimesi bile içimi yakıyor. Ben bunu hakedicek ne yaptım ? Çok zor günler bekliyor beni. Bana sorardı ‘ölsem ne yaparsın diye’ ölürüm, dayanamadm derdim. Şimdi nasıl yaşıyorum bilmiyorum. Bebeğimiz çok küçüktü, eşim kucağına almaya korkardı.Bir kere bile sarılamadı koklayamadı kızını" diyor ve gözleri doluyor yine.

Eynez Maden Ocağı'nda 301 işçinin ölümüne yol açan yangın , 'kayıp veren ailelerin' ocaklarını yakmaya devma ediyor. Yol beni Soma'ya o kara günün yaşandığı yere götürüyor, ailelerin bu kömür karası 'kader'lerinin izleri peşi sıra...

  Facianın ilk zamanlarında kamouyunun ana gündem maddesi olan Soma’da geçen sürenin ardından bölgeye bugünlerde korku ve endişe hakim. Esnafla, kahvede oturan insanlarla konuşmaya çalışıyorum. Kimisi abisini, dayısını kimisi arkadaşını kaybetmiş. Felakete maruz kalan bu insanlar, yardımların kesilmesi korkusuyla, işsiz kalmamak için sessiz kalmayı, konuşmamayı tercih ediyorlar. Hükmün ağır gölgesi geride kalanların yüzlerinde dolaşıyor adeta. Soma Holding, kazanın da dahil olduğu toplamda 6500 kişinin çalıştığı 3 madendeki güvensiz çalışma ortamı nedeniyle  kapatıldı. İşçiler bir yandan işsizlik sıkıntısı yaşarken bir yandan da yeniden madenlere, arkadaşlarının öldüğü  - kendi deyimleriyle 'mezara' - girmek istemediklerini ifade edebiliyorlar yalnızca. Bir maden işçisi ise tutamıyor kendini öfkeyle “devlet bizi unuttu. İlk zamanlarda öfkeliydik vaatlerle susturulduk şimdi ise acımızla baş başa bırakıldık” diyor.

KÖLE GİBİ KULLANIP MADENE GÖMDÜLER

Faciada eşi Osman Sümer'i kaybeden ve iki çouğuyla yaşama tutunmaya çalışan Selda Sümer(30), Soma'da insanların hayatlarının hiçe sayıldığını belirterek "Daha fazla kömür çıkarsınlar da ne olursa olsun!Eşlerimiz köle gibi öldüler diyor. Birçok yere sesini duyurmak için uğraştığını ama hiçbir sonuca varamadığını belirten Sümer, insanların işlerini kaybetme korkuları yüzünden sessiz kaldıklarının ifade ederek şunları anlattı:

“60 gündür tek başıma 2 çocuğum için mücadele veriyorum. . Bu 6 ay içinde önce eşimi sonra da babamı kaybettim. Eşim 5 sene başka bir madende 1 senedir de kazanın olduğu madende çalışıyordu. Bir çok insan gibi mecbur olduğu için madende çalışıyordu. Onlar korktular, işlerini kaybetmemek için konuşmadılar. Bu yüzden ölenlere de kızgınım.

‘ÇOCUKLARIMIZA EKMEK GETİREMEME KORKUSU ÖLDÜRDÜ’

Bizi öldüren borcumuzun olduğu bakkal, banka, ev sahibi değildi. Bizi işten çıkarılma, çocuklarımıza ekmek getirememe korkusu öldürdü. Keşke hükümetin verdiği sözlere gerek kalmasaydı. Öldü! Bir şey değişti mi? Değişmedi.  Dünyaya sesimi duyurmak istiyorum. Benim eşim öldü. 2 çocuğumla yapayalnız kaldım. Geçenlerde de madende çalışan  2 kişi öldü. Biz bu ölümlerin biteceğine inanmıyoruz. Madenciye olan zulüm devam edecek. Tarlada çalışamıyoruz, hayvancılık yapamıyoruz; madenlerde çalışmaya mahkumuz. İşe muhtacız diye eşlerimiz ölmemeli. Çocuklarımız yetim kalmamalı.

'OYUMUZU AKP'YE VERİYORDUK, KARŞILIĞI BU OLDU'

Bana 540 TL, çocuklarıma da 300’er TL bağlandı. Benim çocuklarım okuyacak. Okulların başlamasını bekliyorum; burs vereceklerini  söylediler. Sözlerinde dursunlar. Ama ben burada yetim kalan 301 işçinin çocuklarının özel okulda okutulmasını istiyorum. Bizim çocuklarımızın babaları öldü ve hayatlarında hiçbir şey değişmediyse o zaman bu insanların çocukları için canlarını feda etmesinin ne anlamı kaldı? Psikiyatristlerin desteğiyle özel şartlarda okutulsunlar. Bu çocuklar bizim çocuğumuz olduğu kadar bu devletin de çocuğu . Çocukların psikolojisi bozuldu. Bu çocuklar yardımsız normal çocuklar gibi okuyamaz. Yönlendirerek, çocukları yavaş yavaş topluma kazandırmalıyız. Biz oylarımızı 3 dönemdir AKP’ye veriyorduk. Karşılığı bu oldu."

"SENDİKA 'BENİM İŞÇİM' DEMEDİ"

Ben sendikaya da maddi manevi tazminat davası açtığını söyleyen Selda "Sendika bizim yanımızda olmadı. 'Benim işçim' demedi; ilk gün kaçıp gitti sendika. 'Bizim işyeri' dedi dedi her açıklamasında, 'benim işçim' demedi"diyor.

HER SABAH AYAKKABISINI ÖPÜYORUM

“Benim eşim onuruyla öldü. 1çift ayakkabısı vardı” diyor Selda ve ekliyor;" Her sabah  ayakkabısını öpüyorum. Biz herşeyi paylaşırdık,birbirimize çok bağlıydık. Ben sevgilimi,eşimi,arkadaşımı herşeyimi kaybettim o madende. Herkes elini vicdanına koysun.Kader kurbanı diyemem  olanlara. Burada maden terörü var"

Aile, maden faciası yaşanmadan kısa bir süre önce tarlalarını maden firmasına satmış. Şirkete satılan tarlanın yanında Belma’nın pencereden gösterdiği bir kare kelimeleri kifayetsiz bırakıyor. Hüseyin Kılıç'ın mezarı tarlanın hemen yanında duruyor.“Eşimi maden aldı, tarlamıza da maden kurdular. Maden, ocağımızı yıktı” diye anlatıyor Belma Kılıç. Anne Saniye Kılıç oğlunun mezarından geliyor yanımıza, acısına öfke katarak, göz yaşları ile: “Üzerine teneke teneke su döküyorum. ‘Anne dökme’ demiyor. Sattığımız tarla da maden yeri ,oğlumun mezarı oldu. Bizim çocuklarımızı perişan ettiler. Bu acıya sebep olanların çocukları da perişan olsun! 3 evladımı verdim ben madene. İkisi damadım, biri oğlum gencecik fidanları gömdük madene”diyor.

http://www.yurtgazetesi.com.tr/

Etiketler: soma,manisa,devlet,katliam,301,madenci,alevi,köy,öteki,elmadere
Yorumlar
Yorum Yazın
İsim:
E-Mail:
Web site / Blog:
Mesajınız:
7 + 22 =