English French German Italian Japanese Chinese Russian Spanish
Üye Girişi
Kullanıcı Adı :
Şifre :
Konuk Yazarlar
Ali KENANOĞLU
Başörtülü bacımızı cami avlusunda katletseler!

Uğur Kurt cemevi avlusunda polis S.K’nın tabancasından çıkan kurşunla katledildi. Olay ilk önce “Havaya atılan ateş so Devamı..

Turan ESER
Küreselleşen Kerbela

“Zorbalık karşısında sessiz kalan herkesin içindeki insan ölür!” diyor Akinwande Oluwole Soyinka isimli Nijeryalı yaza Devamı..

Ali KENANOĞLU
500 haftadır aynı yerde

27 Mayıs 1995 tarihinden bu tarafa bir grup insan, gözaltında devletin askeri–polisi tarafından yani bizzat devlet iradesiyl Devamı..

Facebook
Haber Bülteni
Ad Soyad :
E-Mail :
Yavaş ol, Mansur Yavaş!
Perşembe, 16 Ocak 2014
Yavaş ol, Mansur Yavaş!

Yavaş ol, Mansur Yavaş! Hakaret ettiğin bu insanlar, emekçilerin vicdanı ve onurudur! Çoktandır, seçim öncesi dönem olarak tanımlanan bir zaman dilimi içerisinde bulunmaktayız. 

Böyle dönemlerde her gün, bir önceki güne göre daha hareketli, heyecanlı, şaşırtıcı ve stresli geçer. İnsanlar seçimlerin yaklaşması ile daha da politikleşir. Bununla beraber her seçim öncesinde rutinleşen, bağzı siyasetçilerin kirli çamaşırlarının ortaya dökülmesi olaylarına tanık olunur. Bu sayede insanlar yeni yeni şeyleri öğrenme fırsatına kavuşurlar.

Bundan dolayı seçim öncesinde yaşanan bu aşırı politikleşmiş süreçlerde, her zaman ortalığa burun direklerini sızlatan pis kokular yayılır. Bu pis kokunun esansını ise genellikle bir takım yerlere aday olan kimi siyasetçilerin geçmişteki yolsuzlukları, hırsızlıkları, sahtekârlıkları veya davranış ve söylemlerindeki ilkesizlik ve tutarsızlıkları belirler.

İşte, yine 'Bir Türkiye Klasiği' olan -açığa çıkarılan ve bilinir olan- yeni bir örnek ile karşı karşıyayız.  Bu sefer ki kahramanımız CHP'nin Ankara Büyükşehir Belediye Başkan adayı Mansur Yavaş! 

Buna sevinmeli mi, yoksa üzülmeli mi?

Lütfen yanlış anlaşılmasın. 

Burada Mansur Yavaş'ın geçmişte herhangi bir yolsuzluğa veya hırsızlığa karıştığı iddia edilmeyecektir. Bu yazı ile yapılmak istenen ilkeli ve tutarlı bir siyaset, siyasetçi ve siyasal parti hakkında sadece birkaç söz söylemektir. Dolayısıyla bu konuyla bağlantılı olarak Mansur Yavaş ile ilgilenmemizin sebebi de, geçmişte yaptığı bir konuşmada geçen şu cümlelerdir:

"İki de bir Deniz Gezmiş'i, hakim katili Yılmaz Güney'i, terörist kör Eşber'i ve Yaşar Kemal'i kahraman ilan edip ülkücüleri mafya ve çete ilan eden azılılara soruyorum; Bu insanlar mı çete yoksa siz mi çetesin?"

Bu sözlerin tarihi çok eskilere gitmiyor. Bugünden, sadece 10 yıl önce söylenmiş.

Ne kadar garip değil mi? 

CHP'nin tabanının hatırı sayılır bir bölümünün saygı duyduğu Deniz Gezmiş, Yılmaz Güney, Eşber Yağmurdereli ve Yaşar Kemal'e 10 yıl önce bu sözlerle hakaret ediyor Mansur Yavaş. 30 Mart'ta ise yine CHP'nin tabanının hatırı sayılır bir bölümünce Yavaş'a, Ankara'da Belediye Başkanı seçilebilmesi için oy verilecek.

Aslında bu düşüncelere sahip ve bu sözleri söyleyebilen milliyetçi birinin CHP'de yer almasına şaşırmamak da gerekiyor. Çünkü daha önce de yine aynı CHP çatısı altında Onur Öymen "Dersim'de analar ağlamadı mı?", Birgül Ayman Güler "Türk ulusuyla Kürt milleti eşit olamaz" ve Muharrem İnce "Adınız Dimitri olurdu, Yorgo olurdu" gibi birbirinden seçmece açıklamalarda bulunmuşlardı. Bütün bu açıklamalarda sürekli olarak hep 'birileri' dışlanıyordu, aşağılanıyordu ve hakarete maruz kalıyordu. Bu birileri Alevi, Kürt, Ermeni, Rum olabileceği gibi Mansur Yavaş'ın sözlerinin hedefi olan devrimci, sosyalist ve komünistlerde olabilir.

Dolayısıyla CHP'nin Ankara'da Melih Gökçek'e karşı çıkardığı müthiş(!) aday Mansur Yavaş'ın bu konuşmasına gerçekten de şaşırmamak gerekiyor. Zira Yavaş, bu hızlı(!) konuşmasını MHP çatısı altında siyaset yaparken yapmış. Böylece bu durum sayesinde, ortalama bir CHP'li bu konu hakkında en azından karşı karşıya kalabileceği bir takım sorulara en azından açıklayıcı bir takım cevaplar verebilecektir. 

Yine aynı ortalama CHP'li şunu söyleyecektir; bu kasetin böyle bir zamanda ortaya çıkması da oldukça manidar! Belki de bir takım odakların CHP'nin engellenemez yükselişini durdurmak için bu kaseti servis ettiği bile söylenecektir. Buna ek olarak ülkede bu kadar ciddi sorunlar varken Mansur Yavaş üzerinden CHP'ye vurmaya çalışmanın tek kelime ile ne kadar esef verici olduğu da ayrıca belirtilecektir. 

Kim bilir, kimilerine göre CHP'nin geleceği için Mansur Yavaş nasıl da bir umut ışığı olma potansiyeli taşıyordur. Ne de olsa Mansur Yavaş da, aynı Mustafa Sarıgül gibi CHP'nin başarıdan başarıya koşmasını sağlayacak hızlı(!), genç ve yeni bir üyesidir. Galiba bu sayede CHP'nin hem '90 yıllık çınar' hem de değişen(!), dinamik(!) bir parti olarak, açılan yolda gösterilen hedefe el birliği ile ulaşılacağı düşünülmektedir.

Bu nasıl bir algı yönetimidir, nasıl bir siyaset okumasıdır, bilen varsa beri gelsin!

Bütün bunların yanı sıra, CHP'li olup da kendilerini sol(!), sosyal-demokrat(!) ve hatta sosyalist(!) olarak görenler, Yavaş'ın bu düşünceleri için nasıl bir açıklama ve nasıl bir değerlendirme yapacaklar, bu da merak uyandıran başka bir konu. Elbet bunu da işitiriz, eğer bir rahatsızlık oluşur ve bir açıklama yapılırsa.

Bütün bunlardan sonra görülen o ki Deniz Gezmiş, Yılmaz Güney, Eşber Yağmurdereli ve Yaşar Kemal hakkındaki düşünceleri ile Mansur Yavaş, ülkücü perspektife sahip biri olarak CHP'ye oldukça rahat bir biçimde, yabancılık çekmeden katılabildiğini göstermiş oldu.

Ne de olsa CHP, "AKP'nin kaybetmesi için her şeyi yaparım" siyasetini izlemektedir. Böylece bırakın CHP'nin sosyal-demokrat bir parti olduğunu söylemesini, sıradan bir 'ortanın solu' partisi bile olamadığı açık seçik görülebiliyor. 'AKP kazanmamalı' şartlanması ile her türlü ilkesiz ittifaka girebileceğini gösteren CHP, Mansur Yavaş örneğinde olduğu gibi ne yazık ki bu partiyi hâlâ sol bir parti olarak görme hatasını sürdüren tabanının bir kesmini de aldatmaya devam ediyor.

Elbette CHP'nin Mansur Yavaş ile ne yapıp yapmayacağı CHP ve CHP'lilerin sorunudur.

Fakat Mansur Yavaş'ın yukarıda yer alan sözleri, CHP'yi aşan ve bu ülkedeki 'devrimci' değerlere sahip çıkan herkesi ilgilendiren bir niteliktedir. 

Bu sözler ile CHP'nin Ankara Büyükşehir Belediye Başkan adayı Mansur Yavaş'ın milliyetçi önyargıları yansıtan bir zihniyete sahip olduğu açık seçik görülmektedir. Kaldı ki Yavaş bunu da inkar etmiyor. Bu doğaldır, çünkü kendisi bir ülkücüdür. 

Yavaş'ın bu sözleri ile ilgili herhangi bir özeleştiri yaptığı veya bir özür dilediği şimdiye kadar henüz duyulmadı. Bu ise bir şeyi göstermektedir: 

Yavaş'ın ağzından çıkanı demek ki kulağı duymuyor.

Bundan dolayı bu sözlerin sahibine karşı öfkeliyim.

Öfkeliyim, çünkü Mansur Yavaş bu halkın öz değerlerine, öz evlatlarına ve devrimcilerine hakaret ediyor!

Öfkeliyim, çünkü Mansur Yavaş bu halkın emekten, özgürlükten, eşitlikten, kardeşlikten, adaletten, barıştan ve paylaşımdan yana olan aydınlık yüzlerine hakaret ediyor!

Yavaş ol, Mansur Yavaş! 

Hakaret ettiğin Deniz Gezmiş, Yılmaz Güney, Eşber Yağmurdereli ve Yaşar Kemal elbette bu halkın ve devrimcilerin kahramanlarıdır!

Hakaret ettiğin bu insanlar, emekçilerin vicdanı ve onurudur!

umitaggul@gmail.com radikal.com

Etiketler: Haber, Haberler, AKP, CHP, MHP, Türkiye, Ankara, Alevi, milliyetçi, Melih Gökçek, Deniz Gezmiş, Yılm
Yorumlar
Yorum Yazın
İsim:
E-Mail:
Web site / Blog:
Mesajınız:
46 + 13 =