
Uğur Kurt cemevi avlusunda polis S.K’nın tabancasından çıkan kurşunla katledildi. Olay ilk önce “Havaya atılan ateş so Devamı..

“Zorbalık karşısında sessiz kalan herkesin içindeki insan ölür!” diyor Akinwande Oluwole Soyinka isimli Nijeryalı yaza Devamı..

27 Mayıs 1995 tarihinden bu tarafa bir grup insan, gözaltında devletin askeri–polisi tarafından yani bizzat devlet iradesiyl Devamı..

Bir süredir Gülsuyu'nda halk ile uyuşturucu çeteleri arasında devam eden çatışma bir can daha aldı. 21 yaşındaki Hasan Ferit Gedik çetecilerin silahından çıkıp kafasına isabet eden dört kurşunla hayatını kaybetti. Gedik'in hastane odasına giren teknisyen kılıklı polisler ise delilleri karartmak istedi
İstanbul Maltepe Gümüşsuyu Mahallesi'nde daha önce BDP ve ESP üyelerine saldıran uyuşturucu çeteleri bu kez Halk Cephesi'ni hedef aldı. Dün gece, Mesut Caddesi üzerinde “Çetelere izin vermeyeceğiz, hesap soracağız” yazılı pankart açıp çeteleri protesto eden Halk Cephesi üyelerinin üzerine ateş açan uyuşturucu çeteleri, Hasan Ferit Gedik'i (21) başından vurarak öldürdü. Gedik'in ölüm raporunda başından dört, vücudunda iki olmak üzere altı kurşunla vurulduğu belirtlildi.
Başından yaralanan Gökhan Aktaş'ın hayati tehlikesinin sürdüğü, Yalçın İleri'nin karaciğerinin parçalandığı, Abdullah Kıyak'ın da çenesinden vurulduğu, yaralanan bir kadınının da hastanede ayakta tedavi edildiği öğrenildi.
Yıllardır uyuşturucu çeteleriyle mücadele eden Gülsuyu Mahallesi yine çetelerin hedefindeydi. Daha önce BDP ve ESP üyelerine saldıran çeteciler, bu kez uyuşturucu çetelerini protesto eden Halk Cephesi üyelerine otomotik silahlarla saldırdı. Başlarına isabet eden kurşunlarla Hasan Ferit Gedik ve Gökhan Aktaş ağır yaralandı. Hasan Ferit Gedik kaldırıldığı hastanede yaşamını yitirdi. Yoğun bakımda olan Gökhan Aktaş'ın hayati tehlikesinin sürdüğü öğrenildi. Yaralanan diğer üç kişinin ise tedavileri devam ediyor.
POLİSLER DELİLLERİ YOK ETMEK İSTEDİ
Kartal Lütfü Kırdar Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne kaldırılan Hasan Ferit Gedik'in tedavi ölümünden bir süre sonra iki sivil polis teknisyen kıyafeti giyerek Gedik'in tedavi olduğu odaya girmeye çalıştı. Teknisyenlerden şüphelenen Gedik'in ailesi ve arkadaşları, kimlikerini görmek istedi. Sivil polis olduğu anlaşılan iki kişi ellerindeki poşetlerle kendilerini bir odaya kilitledi. Bu sırada çok sayıda çevik kuvvet, yoğun bakım ünitesine girdi. Gedik'in ailesini ve arkadaşlarını tartaklayarak hastaneden dışarıya çıkaran polis, Barış Önal'ı gözaltına aldı.
Geceyi hastanede geçiren Haluk Ağabeyoğlu, Hasan Ferit Gedik'in ölüm haberinin gelmesinin ardından 40 dakika sonra odasına yabancı kişilerin girdiği bilgisini verdi ve "Sivil polis olduğunu öğrendiğimiz kişilerin ellerinde poşetler vardı. İçeride ne yaptıklarını, içeriden ne aldıklarını bilmiyoruz. İki kişi kendilerini hemen küçük bir odaya kilitledi. Küçük bir cam vardı. Bu cam aracılığıyla kendilerinden ellerindeki poşetlerin bizlere vermelerini istedik. Ancak vermediler. Yüzlerini kapattılar ve hiç konuşmadılar. Yaklaşık 20 dakika sonra içeri 70 kişilik çevik kuvvet girdi. Ağır hastaların kaldığı yoğun bakıma daldılar. Gedik'in ailesi de dahil herkesi darp ederek ve tartaklayarak iki kat aşağı indirdiler ve dışarı çıkarttılar” dedi.
HASAN ANNESİNDEN KAÇIRILDI
Yeğeni Yaşar İleri yaralanan ve yoğun bakımda olan Aydın İleri ise hastanede tanık olduklarını şöyle anlattı: “Hastaneye aralarında Hasan Ferit Gedik ve Gökhan Aktaş ile birlikte üç yaralı getirildi. Hasan Ferit Gedik ve Gökhan Aktaş'ın durumu çok ağırdı. Hastane önce yoğun bakımda yer olmadığı gerekçesiyle yaralıları kabul etmek istemedi. Hastane yetkilileri ile hasta yakınları arasında tartışma çıktı. En sonunda Hasan'ı hastaneye kabul ettiler. Bir kadın da ayakta tedavi edildi. İki sivil polisin gizlice Hasan'ın odasına girdiği anlaşılınca bir anda arbede yaşanıyor. Çevik, yoğun bakım ünitesine giriyor. Avukatları, Hasan'ın ailesini arkadaşlarını darp ederek, dışarı çıkarttılar. Hasan'ın ailesi ve arkadaşları dışarıda beklerken annesinin 'Çocuğumun ölüsünü kaçırıyorlar öldürdüler yavrumu, ölüsünü vermiyorlar' feryadı yükseldi birden. Başhekim, doktorlar, özel güvenlik, polisler annenin başına toplanmış, “Savcılık izni çıksın Adli Tıp'a göndereceğiz” diye açıklamada bulunuyor. Anne böyle oyalanırken arka kapıdan bir ambulans ve arkasında da çevik kuvvet dolusu otobüs Hasan'ın cenazesini resmen kaçırıyor. Anne soruyor, 'Hasanım'ın ölüsü nerede' diye. O sırada ortaya çıkıyor ki oğlunun cenazesi ailesinden kaçırılmış.”
AVUKATLAR: DELİLLER KARARTILIYOR
İstanbul Adli Tıp Kurumu'na apar topar getirilen Hasan Ferit Gedik'in cenazesine, avukatlar olmadan otopsi yapıldı. Avukat Aycan Çiçek, “Sabah 8:30'dan itibaren Adli Tıp Kurumu önündeydik. Otopsiye girmek için başvurularımız oldu. Savcı ile görüştük, bize 'Size haber vereceğiz' dedi. Saat 10.45'te savcı Adli Tıp'tan çıktı ve bize otopsi işleminin bittiğini, cenazenin birazdan çıkarılacağını söyledi. Bizler otopsi için dışarıda haber beklerken, o sırada otopsi işlemini gerçekleştirmişler bile. Savcıya bunun hukuksuz olduğunu söyledik ancak bir şey söylemedi. Hastanede ölüm raporu verilmesi gerekirken, hiçbir muayene yapılmamış. Apar topar Adli Tıp'a getiriliyor cenaze ve burada muayene ediliyor. Ölüm raporunda 6 mermi çekirdeğinin Hasan'ın kafasına, çenesine ve alnına olmak üzere isabet ettiği yazıyor. Cenazeyi gördük, yakın mesafeden Hasan'ın direk hedef alınarak vurulduğu çok açık. Cenazeyi avukatlardan ve aileden kaçıyorlar. Delilleri karartmaya çalışıyorlar” diye konuştu.
TUNCEL: EMNİYET ÇETELERLE MÜCADELE ETMİYOR
Adli Tıp önünde açıkalama yapan BDP İstanbul Milletvekili Sebahat Tuncel de, “Ne yazık ki Gülsuyu'nda bir genç daha katledildi” diyerek, İstanbul Emniyeti'nin Gülsuyu'ndaki çetelerle mücadele etme konusunda isteksiz olduğunu belirtti. Tuncel şöyle devam etti: “Uyuşturucu çetelerine karşı mücadele eden, kamuoyu oluşturmak için yürüyen bir genç katledildi, biri ağır yaralandı. İnsanlar Gülsuyu'nda sokağa çıkmaya korkuyor. Bu çeteler karşı operasyon yapılmalı. Delilleri karatmak isteyen iki kişinin teknisyen kılığına girdiği iddiası var. Delilleri kartma iddiasına ilişkin İstanbul Valiliği açıklama yapmak zorundadır. Deliller karartılarak ne yapılmak isteniyor, bunu kim hedefliyor? Bu sorulara cevap verilmediği sürece Gülsuyu'nda ölümler devam edecektir ve insanlar rahat yaşamayacaklardır. Gençler artık ölmesin, ölümleri artık kaldıracak gücümüz kalmadı. Bunun takipçisi olacağız, meclis gündemine taşıyacağız.”