
Uğur Kurt cemevi avlusunda polis S.K’nın tabancasından çıkan kurşunla katledildi. Olay ilk önce “Havaya atılan ateş so Devamı..

“Zorbalık karşısında sessiz kalan herkesin içindeki insan ölür!” diyor Akinwande Oluwole Soyinka isimli Nijeryalı yaza Devamı..

27 Mayıs 1995 tarihinden bu tarafa bir grup insan, gözaltında devletin askeri–polisi tarafından yani bizzat devlet iradesiyl Devamı..
1 Haziran’da polis kurşunu ile katledilen Ethem Sarısülük’ün cenaze törenine izin vermeyen polis, Ankara’yı yine savaş alanına çevirdi.
Sabahtan itibaren Ankara’nın dört bir tarafından insanlar Kızılay’a geldi. Binlerce kişi, “Katil polis hesap verecek”, “ Hükümet istifa“, “Her yer Taksim, her yer direniş” sloganları ile dört bir yandan Kızılay Meydanı’na girdi. Sarısülük’ün öldürüldüğü yere karanfiller bırakan insanlar, alkış ve sloganlarla cenazenin Kızılay’a gelmesini beklerken, polisin “trafik durdu” bahanesiyle yine saldırdı. Gaz bombaları atan, tüplerden insanların üzerine gaz sıkan, tazyikli sularla herkesi hedef alan polis saldırısından kaçanlar Kızılay’ın değişik bölgelerine dağıldı. TOMA ve akreplerin insanların üzerine sürüldüğü saldırı saatlerce sürdü.
ARAÇLAR KİTLE ÜZERİNE SÜRÜLDÜ
Sıhhiye Hacettepe Hastanesi Acil Servis yakınında iki araç hızla kitlenin üzerine sürdü. Şans eseri yaralanan olmadı. Mithatpaşa yönünde ise polisin saldırısı oldukça sert oldu. Eylemcilerin de taşlarla karşılık verdiği saldırı saatlerce sürdü.
Tazyikli suyla sırık sıklam olan Ethem Sarısülük’ün ağabeyi Mustafa Sarısülük, bu halde açıklama yaptı. Sarısülük, “Halkın evlatlarını katledenler, O’nun son yolculuğuna, güneşe yolculuğuna izin vermiyorlar. İnsanların üzerine tomalar sürerek bir katliam provası yapılmaktadır” dedi.
Kızılay civarındaki tüm cadde ve sokaklara müdahale eden, biber gazı, gaz bombası, ses bombası ve tazyikli suyla adeta terör estiren polis saldırısında silah kullanıldığı da ifade edildi. Polisin yoğun saldırısı üzerine önce üçe bölünen göstericiler, kısa sürede Kızılay civarındaki tüm cadde ve sokakları eylem alanına dönüştürdü. Saatler boyu süren gösteriler sık sık polis müdahalesiyle karşılaştı. Zaman zaman da çatışmalar yaşandı, bazı yollara barikatlar kuruldu.
Cebeci Kampüsü’nde toplanan öğrencilerin de Kızılay’a yürümelerine izin verilmedi. Öğrencilerin üzerine plastik mermi kullanılarak ateş açıldı. Kızılay’a açılan Ziya Gökalp ve GMK bulvarlarında da zaman zaman çatışmalar yaşandı.
Polisin hızını alamayıp dev bir Türkiye bayrağını da hedef alması dikkat çekti. Bayrağa önce gazlı su sıkıldı, ardından da üzerine gaz bombaları atıldı. Yere düşüp çamura bulanan bayrağın yerde sürüklenerek götürülmesi Kızılay’daki öfkeyi daha da arttırdı.
CENAZENİN ÖNÜ KESİLDİ
Ethem Sarısülük’ün cenazesini Batıkent Cemevi’nden alan kalabalık bir kitle, uzun bir araç konvoyu ile Kızılay’a doğru hareket etti. Cenaze, Ethem’in vurulduğu yerde yapılacak törenin ardından yeniden Cemevi’ne götürülecek ve törenin ardından Çorum’a uğurlanacaktı. Ancak İstanbul yolu üzerinde Jandarma mevkiinde cenaze konvoyunun yolu polis tomaları ve jandarma barikatı ile kesildi. Sarısülük ailesi ve avukatların tüm girişimlerine rağmen “Cenaze Cemevine gitsin, kitle Kızılay’a gidebilir” denilerek Kızılay’a gidilmesine izin verilmedi. Saatlerce beklemenin ardından cenaze konvoyu Batıkent’teki Cemevi’ne geri döndü. Cenaze töreni için Kızılay çevresindeki insanların gelmesi beklenirken, Batıkent’te de polis helikopterleri sürekli alçak uçuşla cenaze törenine katılanları provoke etti.
Kızılay civarında çatışmalar sürerken, Batıkentliler de metro durağında buluştu. Oldukça kalabalık kitle, AKP Hükümeti’ni ve Başbakan’ı hedef alan sloganlar attı. Yürüyüşe KESK Genel Başkanı Lami Özgen ve bağlı sendikaların başkanları, DİSK Genel Başkanı Kani Beko ve bağlı sendikaların başkanlarının da katıldı. Kortej Cemevine giderken, üzerinden plakası çıkarılmış Ankara Büyükşehir Belediyesi’ne ait bir kamyon kitlenin üzerine sürüldü, ardından da kaçtı. Kortej Cemevi’ne yürüyerek, buradaki kitle ile buluştu. Yürüyüşçülere uzun bir araç konvoyu da eşlik etti.