
Uğur Kurt cemevi avlusunda polis S.K’nın tabancasından çıkan kurşunla katledildi. Olay ilk önce “Havaya atılan ateş so Devamı..

“Zorbalık karşısında sessiz kalan herkesin içindeki insan ölür!” diyor Akinwande Oluwole Soyinka isimli Nijeryalı yaza Devamı..

27 Mayıs 1995 tarihinden bu tarafa bir grup insan, gözaltında devletin askeri–polisi tarafından yani bizzat devlet iradesiyl Devamı..

Halep'te Suriye ordusuna karşı savaşan ÖSO militanlarının Şii ve Alevilere karşı olan öfkesi cinnet boyutunda. Militanlar, Şii ve Alevileri öldürmekten zevk alıyorlar.
Halep'ten önce Azaz'dan geçen Harkin, buradaki kontrol noktalarında Özgür Suriye Ordusu (ÖSO) ile Nusra Cephesi'nin birbirinden ayırt edilebilmesinin mümkün olmadığını söylerken, 1 yıl öncesine göre dikkat çekici bir gelişmeye de işaret ediyor: Daha önce "muhalifler" tarafından kurulan bir "tugay"ın ismi, sömürgecilik karşıtı Arap mücadelesinin kahramanlarından Ömer el-Muhtar iken, şimdiki isim Peygamber Muhammed'in yakınlarından Ebu Eyüb el-Ensari olmuş.
'Dana dindarız'
Halep duvarlarında "Rusya düşmanımızdır" yazılamaları bulunduğunu söyleyen Harkin, Mülhem isimli bir militana geçen seneye göre daha dindar olup olmadığını soruyor ve "Ölüme yakın olduğumuz için hepimiz daha inançlıyız" devabını alıyor.
Halep'i gerçekten alabilecekleri duruma gelmeden muhaliflerin saldırmaması gerektiğini söyleyen Mülhem, "Rüya bitti. Artık kimse Suriye'nin geleceğini düşünmüyor. Tek istediğimiz, bedeli ne olursa olsun, bu rejimi bitirmek" dedi.
Mülhem'e Nusra Cephesi ile ilgili de soru soran Harkin, şu cevabı alıyor:
"İnançlarına saygı duyuyorum. Mesela ben de onların yanındayken sigara içmiyorum. Onların çoğu radikal değiller ve liderlerinin söylediklerine katılmıyorlar; sadece rejime karşı savaşmak istiyorlar. Alevileri veya Şiileri sevmiyorlar, ancak Hıristiyanlar umurlarında değil. Ve ölümden korkmadıkları için iyi savaşçılar ve çok popülerler. Onlarla görüştük ve beraber çalışmak hakkında konuştuk."
Aleviler ve Şiiler düşman
Harkin, geçen sene yaptığı görüşmelerde "muhaliflerin" nefretinin Alevileri yönelik olduğunu, ancak şu anda hem Alevilerin hem de Şiilerin aynı nefretten nasiplerini aldıklarını söylüyor.
Harkin, bir militana bütün Şiileri mi, yoksa "Şebbiha"ları mı sevmediklerini soruyor ve şu cevabı alıyor:
"Hiçbir Şii'yi sevmiyoruz. Çünkü hepsi bizi öldürüyor. Peygamberimiz hakkında kötü şeyler söylüyorlar. Suriye ordusundan birisini öldürdüğüm zaman üzülüyorum. Fakat Şiileri veya Alevileri öldürmekten zevk alıyorum."
'Azıcık' işkence
Harkin, ÖSO tarafından rehin alınan ve katliam suçunu "itiraf" ettiği söylenen bir adamla karşılaşıyor. ÖSO militanına bu adama işkence edip etmediklerini soran gazeteci, "Birazcık" yanıtını alıyor.
(soL - Dış Haberler)