English French German Italian Japanese Chinese Russian Spanish
Üye Girişi
Kullanıcı Adı :
Şifre :
Son Makaleler
Ali KENANOĞLU
Başörtülü bacımızı cami avlusunda katletseler!

Uğur Kurt cemevi avlusunda polis S.K’nın tabancasından çıkan kurşunla katledildi. Olay ilk önce “Havaya atılan ateş so Devamı..

Turan ESER
Küreselleşen Kerbela

“Zorbalık karşısında sessiz kalan herkesin içindeki insan ölür!” diyor Akinwande Oluwole Soyinka isimli Nijeryalı yaza Devamı..

Ali KENANOĞLU
500 haftadır aynı yerde

27 Mayıs 1995 tarihinden bu tarafa bir grup insan, gözaltında devletin askeri–polisi tarafından yani bizzat devlet iradesiyl Devamı..

Facebook
Haber Bülteni
Ad Soyad :
E-Mail :
Diyalog Çok, Çözüm Yok
Yayınlanma Tarihi: Perşembe, 26 Eylül 2013
Diyalog Çok, Çözüm Yok
Yazar: Turan ESER

Geçmişin karanlıkları içinden süregelen bazı acı hakikatler vardır. Bunların izleri öyle derindir ki, sunulan bir “umut” karşısında sevinciniz kursağınızda kalır. Yıllar sonra Gökçeada'da bir Rum okulunun açılmasına sevinirsin.  Fakat okula gidecek öğrenci sayının dört kişiye düşmüş olması, sizi kahreder.

Bir tarafta “umut” diğer tarafta bitmeyen ayrımcılık.

Bu sorunun çözümüne ışık tutacağına inandığım bir rapor yayınlandı. “Geçmişten Günümüze Azınlık Okulları Raporu”. Yrd. Doç. Dr. Selçuk Akşin Somel ve Nurcan Kaya ise raporu hazırlayan ismiler.

Nurcan Kaya’nın gönderdiği raporu inceledim. Kapsamlı, titiz bir çalışma ile tarihsel hakikatleri tüm çıplaklığıyla gösteriyor ve çözüme ilişkin önermeleri ortaya koyuyor.

Raporun, yeni anayasa kapsamında süren “ana dilde eğitim hakkı” tartışmalarına denk düşmesi önemlidir. TBMM Anayasa komisyonu bu rapora gerekli önemi gösterir mi pek emin değilim. Ama dikkate almalıdır.

Kürt sorunun çözümünde ana dilde eğitim gibi temel bir talebinin karşılanmasına yardımcı olacak, diğer yandan ise tüm azınlık okullarının yaşadığı sorunlara çözümler sunan evrensel doğruları aktarıyor.

Azınlık dillere yönelik önyargı, dışlama ve ayrımcılık gibi yaşanmış hakikatleri, ödenmiş bedelleri görmemiz ve yüzleşmemiz artık ertelenemez. Ana dilde eğitim hakkına yönelik önyargılı ve ayrımcılık uygulamaları, aynı zamanda insan hakları ihlallerini üretiyor.

Kürtler dâhil, azınlıkların anadilde eğitim hakkını savunmak “terör suçu” ile cezalandırıldı. Anadilde eğitim hakkı için imza toplayan öğrencileri cezaevine konuldu. Anadilde eğitim talebine, 2008 yılında Erdoğan “sadece Kürt kökenli vatandaşlar yok. Çerkezler, Lazlar var. Başkaları isteyince ne olacak?” yanıtını vermişti.

Azınlıkların ana dillerinde eğitim hakkını gasp etmiş olmak, kabul edilemez ve bir an önce düzeltilmesi gereken bir hak ihlalidir.

GAYRİMÜSLİM OKULLARI BİTİRDİLER

Resmi ideolojinin tek tipleştiren ve ötekileştiren politik mirası ile geleceğe yürümemiz mümkün görünmüyor. Ermeniler, Rumlar ve Musevilere ait okulların dışındaki tüm gayrimüslim okulları kapatılmış olması, Kürtlerin ana dilde eğitim hakkında mahrum bırakılması bunlardan bazılarıdır. Açık olan gayrimüslim okullara “öteki” gözüyle bakan zihniyet değişmedi. Çünkü Gayrimüslim okullar “bölücü fikirlerin aşılandığı”, “şeytani varlıklar” ve “fesat yuvası” olarak görülünce, olan oluyor!

SAYILARIN ACI DİLİ

Rapora göre gayrimüslim okul sayıları bitme noktasına geliyor;

1894 yılında Anadolu’da 6 bin 437 gayrimüslim okulu varmış.

1914 yılında 2 bin 580

1931 yılında 117

1996 yılında 34

2013 yılında 23 azınlık okulu kalmış!

Tam 6 bin 414 gayrimüslim okul kapatılmış!

Gayrimüslim nüfusun ve okulların nasıl “azaltıldığını” biliyoruz. Çok yazıldı, çok anlatıldı! Etnik ve dinsel kıyım, ayrımcılık ve dışlama politikaları bunun başında geliyor.

Anadolu topraklarında yaşayan gayrimüslimin nüfusu yüzde 50’den bugün 0.29’a kadar düşmüş!.

Gayrimüslim okulların öğrenci sayısı bu yıl 4055’e düşmüş!

6 bin 437 olan gayrimüslim okulların sayısı, 23’e kadar düşüyor. Yüzleşmemiz gereken acı hakikat bu!

Bir okul düşünün, sadece 4 öğrencisi var!

Azınlık okulların öğretmen yetiştiren fakülteleri, ders kitapları ve materyalleri hazırlayan bir kurumlar yok. Devlet bütçesinden pay yok.

Anadilde eğitim insanın en doğal ve vazgeçemeyeceği hakkıdır. Bu nedenle, Anadilde eğitim sağlamak devletin yükümlülüğündedir.

Demokrasi, laiklik ve demokratik bir cumhuriyet, tek dil ve tek din üzerinden bir ulus yaratma ideolojisi değildir. Toplumsal çoğulculuğun yaşadığı bu topraklarda, çok kültürlü, çok dilli ve çok dinli zenginliği korumak gerekir. Herkesin eşit koşullarda, eşit haklarla bir arada yaşaması mümkündür. Bu nedenle herkesin kendi anadilinde eğitimi, “ana sütü” kadar evrensel bir haktır.

Şimdi acılardan ders alma zamanı, devlet çektirdiği acılardan özür dilemeli ve insan haklarına dayalı eşitlikçi düzenlemeleri gerçekleştirmelidir.

Etiketler: yazar,turan eser,Diyalog Çok, Çözüm Yok