
Uğur Kurt cemevi avlusunda polis S.K’nın tabancasından çıkan kurşunla katledildi. Olay ilk önce “Havaya atılan ateş so Devamı..

“Zorbalık karşısında sessiz kalan herkesin içindeki insan ölür!” diyor Akinwande Oluwole Soyinka isimli Nijeryalı yaza Devamı..

27 Mayıs 1995 tarihinden bu tarafa bir grup insan, gözaltında devletin askeri–polisi tarafından yani bizzat devlet iradesiyl Devamı..

Bir yandan bu topraklarda doğmuş olmanın mutluluğunu hissederken, diğer yandan “eşit yurttaş” olamamanın ve uğradığın ayrımcılığın acısını yaşarsın. Öyle bir acıdır ki, yaşamın her alanında maruz kaldığın ayrımcılığı, nefret söylemlerini ve ötekileştirilmeyi iliklerinde hissedersin.
Ötekiler, devletin resmi kalıplarında şekil verilerek betonlaşacak harç olarak görülür. Çünkü devletin, toplumsal çoğulculuğu eşit haklarla, barış içinde ve bir arada tutacağı insan onurunu önceleyen demokratik bir Anayasa’sıyok. Milliyetçilik ve dincilik çimentosuna ihtiyaç duyar. Tek millet, tek din, tek dil, tek resmi ideoloji için, varlıklarını Türk Sağcılığa, muhafazakârlığa, Sünni İslamınına feda etmeleri beklenir.
Devlet, darbe anayasası ve iktidar, solu ve ötekileri sevmez, toplumsal çeşitliliğimizden, “dindar ve kindar” nesil yaratmak için, makul yurttaş olmamızı arzular ve zorlar.
Öteki olarak, devlet mühendisliği eşliğinde dönüştürülmeye, özünden kopartılmaya onay vermediğin için bedel ödersin. Nefretin, eşitsizliğin ve ayrımcılığın soğuttuğu yüz ile ötekilerin iktidara sıcak bakması imkânsızdır.
NE DÜŞÜNÜRSÜN?
Hadi şimdi ötekilerle biraz empati kuralım;
Alevi öğretmesin ve MEB’nı, suçmuş gibi senin Alevi olduğunu sorguluyor ve seni şikâyet eden kişiyi de mükâfatlandırmak için İmam Hatip okuluna öğretmen olarak atıyor.
Ne düşünürsün?
Eşcinselsin, hükümet senin Anayasa’daki eşit haklardan yararlanmanı engellemek için “gerçek değil, gerekçe” olduğunu düşünerek, seni “sorun” derinliğinde görüyor!
Ne düşünürsün?
Sevag Şahin Balıkçı isimli bir Ermenisin; Askerde öldürülüyorsun! Mahkeme “kazara öldürdüğüne” karar veriyor.
Ne düşünürsün?
Annesin, savaş karşıtı oğlun Tolga Baykal Ceylan 2004 yılında gözaltına alınıyor ve o tarihten bugüne kadar kayıp! Deliller karartılıyor. İktidar oğlunun faillerini gizliyor.
Ne düşünürsün?
Kürtsün, Uludere’de 34 kardeşinle katlediliyorsun! Hükümet faili olduğu katliamın üstünü örtüyor.
Kadınsın şiddetin, ayrımcılığın, töre cinayetlerinin ve tecavüzlerin bitmek tükenmek bilmeyen mağdurusun. Faillerin “tahrih oldu” diye ceza indirimi ile serbest bırakılıyor.
İşçisin, sömürülüyorsun, güvencisiz ve kötü koşullarda çalışıyorsun! Her yıl binlerce işçi olarak iş kazalarında öldürülüyorsunuz.
Ne düşünürsün?
Öğrencisin, demokratik, laik, özgür ve parasız eğitimden yoksunsun! Eleştirel yaklaşımının ve parasız eğitim talebinin hayır cevabını cezaevinde alıyorsun!
Sosyalistsin ve haksızlığa karşı demokratik mücadelenden dolayı tutuklanıyorsun. Savcılık senin sosyalist olduğunu bildiği için iddianamenin yazılmasında ayrımcılık yaparak, keyfi olarak “ağırlaştırılmış müebbet hapis” cezası istiyor.
Çağdaş Hukukçular Derneğine kayıtlı avukatısın, hukuk desteğinden mahrum yoksullara ve hak arama bilinci olmayanlara bilinç oluyorsun. Davalarını ücretsiz takip ediyorsun. Seni susturmak için tutukluyorlar.
Çapulcusun! Gezi direnişinden alınıp, Aliağa Şakran Kadın Cezaevine tıkılıyorsun. CHP Milletvekili Veli Ağbaba ile yaptığın görüşmede “Onurumun kırılacağı ve benliğimin zedeleneceği bir muamele görmeyi düşünmüyordum. O kadar kalabalıklardı ki, bir darp herhangi bir iz gibi bir şey yok ama 30 tane el vardı üzerimde. Çıplak arandım ve bu çok ağırıma gitti” diyerek binlerce tutuklu kadının sesi oluyorsun.
Gazetecisin, hükümetin yanlış politikalarını ve uygulamalarını eleştirdiğin için, Gezi olaylarından sonra işini kaybeden 75 kişiden birisin ya da gazetecilik faaliyetinden dolayı cezaevine atılan 65 gazetecinin arasındasın.
Engellisin, yoksulsun, işsizsin. Sürekleri engellere takılıyor ve istismara maruz kalıyorsun.
Ne düşünürsün?
Hükümetsin, kamuoyuna sızan bazı bilgilere göre, üzerinde çalıştığın “yeni demokratikleşme paketinde” ötekilere “özgürlükler” vaat ediyormuşsun. Seçimlerin arifesinde paketi açılacakmışsın.
Ne düşünürsün?