
Uğur Kurt cemevi avlusunda polis S.K’nın tabancasından çıkan kurşunla katledildi. Olay ilk önce “Havaya atılan ateş so Devamı..

“Zorbalık karşısında sessiz kalan herkesin içindeki insan ölür!” diyor Akinwande Oluwole Soyinka isimli Nijeryalı yaza Devamı..

27 Mayıs 1995 tarihinden bu tarafa bir grup insan, gözaltında devletin askeri–polisi tarafından yani bizzat devlet iradesiyl Devamı..

AKP iktidarının medya dünyasındaki boğucu baskısı artıyor. Patronlu ana akım medyasında muhalif düşünceye geçit yok. Sol muhalif medya ise gözaltı ve cezaevinden yazıyor. Başbakanın danışmanı Yalçın Akdoğan’ın “iktidarının yandaş medya üretmek, özgür basını susturmak veya muhalifleri tasfiye etmek gibi bir yaklaşımı yok” iddiası, yaşanan hakikatler karşısında aciz kalıyor. Ana akım medyada artık tek bir muhalif yazarın kalmadığı şu an, bu açıklama, muktedirin gücüne sığınmış ruh halinden ibarettir.
Medya bal gibi AKP baskısı altındadır! Medya kuruluşları, yandaşla satın alınıyor! İhaleler aracılığı ile yandaş kılınıyor. Gazetecilik mesleği, dalkavuklukla değiştirilmeye çalışılıyor. “Marjinal medya”ya takmış olan “Medya Mühendisliği” halkın patronsuz gazetecilerine, talimat veremiyor ve “marjinal” muhalefeti susturamıyor diye çıldırıyor.
Hakikat budur! Gerisi laga lugadır!
MEDYATİK DALKAVUKLUK MÜHENDİSLİĞİ
Muhalefete ve muhalif gazeteciliğe nefret, iktidara dalkavukluk rüzgârları yandaş medyanın sözüne ve programına gizleniyor. Yaşanan medyatik dalkavuk dünyasında, iktidara entelektüel hizmet adına, bir tür politik medyumların çoğaldığını gösteriyor.
İktidarın haber ajansı ve ideolojik merkezi hakikatin haberini, propagandasıyla örtüyor. Yandaş medya iktidarın haber ajansından besleniyor. Dalkavuk medya İktidar lehine monolog yayın yapıyor. Beyinleri teslim alan haberler ve medyumcu yorumlar ile iktidarın günahlarını aklayan argümanlar üretiliyor. Aracılar belli; Medyatik yandaş dalkavuklar ve politik medyumlar!
Talimatlara itaat eden kulluk ilişkisi içinde, bazıları maaşlı, bazıları da süper maaşlı medya dalkavuğu oluveriyor. Tek işleri iktidarın üretilmişini tüketmek.
İktidarın suflörlüğüne muhtaçtır. Suflörsüz söz üretmezler. Hakikati göremezler. Mağdurun hakikatine kör, muktedirin propagandasına söz ve yazı olurlar.
İktidara yaranma, başbakanın egolarını şişirecek yalan ve abartılardan oluşan sözler onların sermayesidir. Artan eleştiriler, direnişler ve muhalefet karşısında bunalım yaşayan AKP, bu dalkavuklarda teselli buluyor ve günahlarını örtmeye çalışıyorlar. Çünkü dalkavuklar tüm okumalarını sadece başbakan üzerinden yapıyorlar. Çünkü bugüne kadar padişahların “doğrusu” ve “yanlışı” dalkavukların “doğrusu” ve “yanlışları” oldu.
Yandaş dalkavukluk “rant ve özel haklar elde edilmesi” için, çırpınıyor. Birde yandaşlık üzerinden sürdürülen “entelektüel dalkavukluk” vardır.
Gezi direnişi gibi iktidara itibar ve toplumsal destek kaybettiren ortamlarda, başbakana “entelektüel hizmet” yoluyla, “başbakanın her daim haklı” olduğu yönünde çırpınırlar. Tüm “entelektüel hizmet” derinlikleri ve kapasiteleri sadece başbakan üzerinden okumalarla sınırlıdır. Dalkavuk entelektüel, entelektüel cari açığını başbakan okumaları üzerinden oluşturduğu argüman katalogu ile kapatmaya çalışıyor. Yandaş medyumluk, siyaseti magazinleştirerek, seyirlik şov haline getirdi.
SUÇLU DALKAVUK MU?
İktidar yandaşlığının dalkavukluk üzerinden kurumsallaşması, Osmanlının dalkavukluk müessesine göre daha geniş ölçekli faaliyet içindedir. Faaliyetini söz, davranış, düşünce kuruluşu, entelektüel hizmet, görsel ve yazılı medyaları kullanarak sürdürürler.
Geçmişte hizmet karşılığı, padişahtan, altın ve dalkavukluk liyakatnamesi alanlar, bugün yandaşlıktaki profesyonelliğine göre, TV programlarında daimi konuk olmaktan tutun, başdanışmanlığa kadar yükseltilen ödüllendirmelerle karşılığını alıyor.
Dalkavukluk, dalkavukların ayıbı olsa da, bir o kadar da dalkavukluğu teşvik eden iktidarın ayıbıdır!