English French German Italian Japanese Chinese Russian Spanish
Üye Girişi
Kullanıcı Adı :
Şifre :
Son Makaleler
Ali KENANOĞLU
Başörtülü bacımızı cami avlusunda katletseler!

Uğur Kurt cemevi avlusunda polis S.K’nın tabancasından çıkan kurşunla katledildi. Olay ilk önce “Havaya atılan ateş so Devamı..

Turan ESER
Küreselleşen Kerbela

“Zorbalık karşısında sessiz kalan herkesin içindeki insan ölür!” diyor Akinwande Oluwole Soyinka isimli Nijeryalı yaza Devamı..

Ali KENANOĞLU
500 haftadır aynı yerde

27 Mayıs 1995 tarihinden bu tarafa bir grup insan, gözaltında devletin askeri–polisi tarafından yani bizzat devlet iradesiyl Devamı..

Facebook
Haber Bülteni
Ad Soyad :
E-Mail :
2 Temmuz; Koray Bize Sesleniyor
Yayınlanma Tarihi: Salı, 02 Temmuz 2013
2 Temmuz; Koray Bize Sesleniyor
Yazar: Turan ESER

Birçok katliamda olduğu gibi, toplumsal bir yüzleşme konusunda inkârcı, korkak, reddiyeci, sessiz ve umursamadan yaşayan, adalet, vicdan ve insanlık borcu kabarmış devlet geleneği ve iktidar zihniyeti sürüyor. Dün Madımak katillerine avukatlık yapanlar, bugün Alevilere sahte açılımlar satan milletvekili oluyor. İnsanlık suçuna zaman aşımı kararına “hayırlı olsun” diyen Başbakan var.

Kaşımayın” diyenler var. “Huzur için susun” diyenler var. Oysa insanlığa karşı işlenmiş katliamlar, kıyımlar ve suçlar karşısında susmayı ve unutmayı değil, yaraları sarmayı, bozulmuş huzurumuzu onarmak için konuşmanın ve çözüm yolu bulmanın “bir daha asla olmasın” demek için kamu vicdanında adaletin sağlanması için, insan hakları hukukunun iyi bir yol olduğunu düşünüyoruz. “Kaşımak” için değil, adaleti bulmak için. Demokratikleşmeyi, adaleti, huzuru, tanışmayı, bir arada yaşama kültürünü inşa etmek için konuşalım istiyoruz.

İnkârın ve imhanın adaletsizliğine sığınmadan bir yol açalım. Bunun içinde devletin ve iktidarın öncelikle tekçi, buyurgan, otoriter dili ve halkına karşı işlediği günahları ve katliamlarıyla yüzleşmesi için yüzsüzlüğünüze son vermesi gerekir.

Bu topraklarda birlikte yaşıyoruz. Torunlarımız ve onların çocukları da bu topraklarda yaşayacak. Dedelerimizin, annelerimizin ve bizim yaşadıklarımızı çocuklarımız ve torunlarımız yaşamasın. Acılarıyla ve katliamlarıyla yüzleşmiş ve hesaplaşmış bir ülkenin yurttaşları olalım. Cesaretini katliamlara ve acılara alkış tutan ülkeden, acıları onarmağa gösteren ülkeye doğru bir yürüyüş eyleyelim.

Bu ülkede onlarca acı ve katliam yaşandı. Herkes kendi acısına ve hücresine hapsolmuş durumda. Madımak katliamı ile yüzleşmek için, ülkemizdeki her bir vicdan sahibi insanın sözü önemlidir. Herkesin vereceği bir mesajı olmalıdır. Bu nedenle herkes konuşmalıdır.

Herkes vicdanın diliyle konuşmalı. Vicdan hakikatin diliyle konuşur. Şimdi konuşalım. Çünkü on iki yaşındaki Koray Kaya bize hakikatin içinden sesleniyor;

BEN KORAY KAYA

Ben Koray Kaya; 12 yaşındayım.

Gün kararıyor Madımak'ta.

Dışarıda kin ve nefret kol geziyor.

Ölüm kokan kalabalıklar

Dışarıda susanlar var

Seyreden bürokratlar

Üniformalı

Üniformasız yardakçılar

Gözleri karanlık

Vicdanları nasırlaşmış kalabalık

Dışarıda tek bir gül koklamamış mücahitler

Başını kaldırıp gökyüzüne bakmamış adamlar.

Gün bitiyor Madımak’ta

Dışarıda ne siren sesi var

Ne de insan çığlığını duyan kulak

Ben Koray Kaya

Semah dönmek buradayım.

O ilahi aşkı yaşamak için

Semaha durdum ablam Menekşe’yle

Ateşin sıcağı sardı kudurmuş haliyle bedenimi

Sonra o karanlık duman sindi üstüme

Nefes almak istemedim, dumanlar boğmasın diye

Olmadı, soldum kara dumanı içime,

Nefes alıyordum yaşama tutunmak için

Dumanlı nefes ölüme davet çıkarırken,

Ben semaha durmuşum

Dört bir yanım ateşte

Son nefesimle kara dumanı yutkunurken,

Ben!

Toplama kamplarındaki gaz odasındaydım

Madımakta yanarken.

Yahudileri yakan fırınların içindeydim

Hiroşoma’da kavrulmuş ve kül olmuştu bedendim.

Soluyordum karanlık dumanları içime.

Vietnam savaşındaki Napalm bombalarının parçaladığı bedenlerdeydim.

Yutkundukça kara dumanı içime

Ateş sardığından dört bir yanımı

Orta çağda “cadı” diye yakılan kadındım.

Zehirli sisler doluşurken yüreğime

Hitler Almanya’sında yakılan kitaptım ben.

Titriyor körpecik ciğerlerim

Bir nefes alamamanın çaresizliğiyle

Dışarıdan sesler geliyor

Dinliyorum yarı baygın

“Gazanız Mübarek olsun” diyen sesleri.

Son dumanlar teslim alırken beni

Ölüm teslim almadan bedenimi

Son kez ve sonsuza kadar sarıldım ablama

Sarılmış bedenlerimiz toplanırken morg odalarına

O gece annem beklerken bizi sofra başında

Buluştuk biz morg odasında.

Ben gökyüzünde semaha durdum

Turnalar yanımda.

Etiketler: koray kaya,sivas katliamı,madımak,2 temmuz,turan eser