Her ne kadar Sayın Kılıçdaroğlu Aleviliğini hatırlatan yazılar ve sözlerden hoşlanmasa da CHP dışı rakipleri tarafından çoğu zaman aleyhinde kullanılan Alevilik, yaygın kanaatin aksine Kılıçdaroğlu’ya aleyhte değil hep lehte bir fayda sağlamıştır.

Kendisi ile Okmeydanı Cemevinde yöneticilik yaptığım sırada, cemevimizi sade bir vekil olarak ziyaret ettiğinde tanışmıştık. Sessiz sedasız gelip çayımızı, suyumuzu içmiş ve sorunlarımızı dinlemişti. Kılıçdaroğlu’nun her daim yanında, cüzdanında Alevilikte kutsal bir sembol olan “pençe-i Ali Aba” sembolü taşıyacak samimiyette bir Alevilik inancına sahip olduğunu da biliyorum.

Devlet memuriyetinde yaşadığı sorunlardan mıdır bilinmez ama Kılıçdaroğlu, Aleviliği siyaseten kendisine bir yük bir engel olarak görmektedir. Bir televizyonda kendisine sorulan “Alevi misin” sorusuna “Müslüman’ım” diye cevap vermekte, Tayyip Erdoğan’ın Alevi kimliği üzerinden yüklenmelerine “Allahımız, Kur’anımız, peygamberimiz, Ehlibeyt’imiz bir” diyerek, yani Tayyip Erdoğan’a “inançsal olarak ben de senin gibiyim” diyerek cevap vermektedir. Bu cevapların başlı başına bir sorun, bir inkar ve bir asimilasyon dili olduğunu ya bilmemekte ya da siyaseten işine gelen cevabı vermektedir. 

Kılıçdaroğlu’yu yakından tanıyanlar kendisinin, Alevi kimliğinin siyaseten kendisine dezavantaj olduğu kanısında olduğunu söyleseler de ben bunun tam aksini düşünüyorum. CHP’nin bir önceki genel başkanı Deniz Baykal Alevi değildi, onun yerine gelen Alevi genel başkan CHP’nin oyunu arttırdıysa, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı olan Alevi kimlikli Kılıçdaroğlu kendisinden önceki Alevi olmayan adaylardan daha fazla oy alıyorsa, Aleviliği nasıl olur da siyaseten negatif bir kimlik olarak görebiliriz ki? Bu sadece Kılıçdaroğlu’nun kendi ürkekliği, çekincesi ve bir biçimiyle Alevifobisidir. Eğer CHP nin başına Alevi kimlikli Kemal Kılıçdaroğlu gelmeseydi, CHP bırakın oyunu arttırmayı barajın altına doğru giderdi. Alevi oylarını son cumhurbaşkanlığı seçimi öncesinde kadar blok olarak CHP’de tutan Kılıçdaroğlu’nun Alevi kimliğidir. CHP’nin iktidar olamayışı yüzde 30’ların üzerine çıkamayışının nedeni Kılıçdaroğlu’nun Aleviliği değil, CHP’nin politikalarıdır. 

Kılıçdaroğlu’nun ifade etmekten kaçındığı Alevi kimliği şimdi de CHP içi yarışta işine yaramaktadır. Alevi delegeler ve CHP’li Aleviler, Kılıçdaroğlu’ya karşı açılan bayrağı, onun Alevi kimliğine karşı açılmış olduğunu söylemekteler. Kılıçdaroğlu imtina etse de, kendisi istemese de, hoşuna gitmese de şu anda siyaseten Aleviliğin rantını yiyen tek kişi Kemal Kılıçdaroğlu’dur (Bu durumu Kılıçdaroğlu Aleviliği kullanıyor olarak anlamayalım zira tam tersine kendisi bırakın kullanmayı Alevilikle anılmak istemiyor). 

Kılıçdaroğlu bunu hiç de haketmiyor. Alevilikten kaçan, milletvekilliği boyunca Alevilerin sorunlarına ilişkin hiçbir çalışması olmayan, Aleviliği siyaseten kendisine yük, engel olarak gören birisine siyaseten “Alevi” diyerek sahip çıkılması hem bunu istemeyen kendisine, hem Aleviliğe hem de Alevi mücadelesi veren siyasilere, Alevilik için bedel ödeyen kimselere haksızlıktır.