
Uğur Kurt cemevi avlusunda polis S.K’nın tabancasından çıkan kurşunla katledildi. Olay ilk önce “Havaya atılan ateş so Devamı..

“Zorbalık karşısında sessiz kalan herkesin içindeki insan ölür!” diyor Akinwande Oluwole Soyinka isimli Nijeryalı yaza Devamı..

27 Mayıs 1995 tarihinden bu tarafa bir grup insan, gözaltında devletin askeri–polisi tarafından yani bizzat devlet iradesiyl Devamı..

Haberi veren BBC Türkçe: Sosyal medyada Hitler ismine özlem artmış. Örneğin “son 12 ayda sadece Twitter’da 10 milyondan fazla kişi Hitler ismini kullanmış.”
Türkiye’de de Hitler’e olan özlem aşkı özellikle AKP ve yandaşları arasında artıyor. AKP’lilerin bu Hitler aşkı, biraz da kendi Hitler’lerini arıyor olma arzusunun dışavurumu olsa gerek.
AKP’li vekilin “soyunuz kurusun, Hitleriniz eksik olmasın” bedduası ile Yeni Akit’in “Hitleri özlüyoruz” konulu bulmacasının aslında AKP’nin Cumhurbaşkanlığı seçim kampanyasının sloganı arasında ilginç bir ilişki var. Biatkârların özlemlerine çare bir slogan ve strateji bulunmuş. “Milletin Adamı!”. Yani adama millet bulmak! Bu aslında Osmanlı zihniyetine dayalı dinci otoriterliğin kafasının arkasında olan hayali ele veriyor. Çünkü adam milletini bulmak ve yaratmak için siyaset yapıyor.
“Milletin adamı” ya da “Milli irade” jargonu aslında tek adama dayalı dinci otoriterliği cumhurbaşkanlığı ile buluşturmaya aday AKP aklının ürünüdür. Halkın iradesinin bin bir türlü siyasi düzenbazlıkla ve dinbazlıkla çalınması ve işgal altına alınmasıdır.
Aslında millet iradesi denilen şey, demokrasinin olmadığı ve 12 Eylül kurumlarının, yasalarının ve zihniyetinin devam ettiği ülkemizde milletten alınan yetkinin millete sopa olarak geri dönmesinden başka bir şey değildir.
MEZHEPÇİ VE IRKÇI
“Onlar Alevi, Zaza ve yabancı” diyen adam, “tek din, tek dil” dayatarak ırkçılık ve mezhepçiliği örgütlüyor.
RTE, İslam’ın içinden seslenerek, Sünni Millet yaratmak için seçilmiş sloganı mezhepçiliği ve ırkçılığı besliyor. RTE mitinglerinde Kılıçdaroğlu’na “sen Alevi ben Sünni”, İhsanoğlu’na “yerli değil” ve Demirtaş için “Kendisi Zaza ama benim Kürt kardeşlerimi aldatıyor” diyerek kutuplaştırıcı, ayrımcı ve nefret diliyle kendine “millet” yaratmak istiyor.
Bilinçli olarak seçilmiş bu mezhepçi ve ırkçı dil, otoriter din milliyetçisi bağnazlığa uygun biatkâr millet yaratmak istiyor. Eşit yurttaşlığın olmadığı, milletin devletin tekelinden halen kurtulamadığı bu ülkede, şimdi devletin milletinden adamın milletine geçiş arayışı var. “Adamın Milleti” seçim kampanyası aslında dindar ve kindar nesilden tek millet yaratma projesinin adıdır.
İmamın milletini yaratmak için farklı olanı Sünnileştirmek için devletin, ulemanın ve diyanetin olanaklarını kullanıyor. Ateist olana mahalle baskısı ile dindar görünmesi için takiyeye zorluyor. Tokat/Erbaa ilçesindeki Alevi ocağı olan Keçeci Baba köyündeki Dergahı zorla camiye çevirerek imam atıyor. Kiliseleri camiye çevirip dinsel tekçiliği dayatıyorlar. Çünkü İmama tek din ve tek millet lazım!
Cumhurbaşkanı adayı, Türkiye’nin çok kültürlü toplumsal çeşitliliğini inkar ederek siyaset yapamaz. Siyasetini sadece Sünni-Hanefilik adına “tek millet” üzerinden yapanlar devlet ve ulema aklı ile besliniyor. O nedenle CB aday adam demokrasi, katılımcılık, eşitlik, laiklik ve çoğulculuk ekseninde siyasete kapalı.
ADAMIN MİLLETİ
Adam Türkiye’nin değil, kendi gücüne güç katmak istiyor. Bunun için milletini arıyor. Bu milletin Sünni, sağcı, milliyetçi ve itaatkar olmasını arzu ediyor. Farklı olanın dışlandığı, her şeyin tek adama uygun rejim olması ve ona uygun milletin yaratılması için çatışma, ayrımcılık, nefret dahil her yol mubah sayılıyor.
Siyaset mi? Tek o yok! Adam rakiplerine “satılmış”, “monşer” ve benzeri çirkin ifadeler üzerinden saldırıyor. Adamın demokrasi ve entelektüel cari açığından kaynaklı olarak dışa vuran yönü bu olsa gerek!
Memlekette sivilleşme ve hak bilinçli yurttaşlık sorunu olunca, dindarlık ve militarizm ekseninden “ümmetçi” ve “hazır ol” yığınları yaratmak siyasetçiler için kolay oluyor. Bunun için yalan söylemek, dua, şiir, şarkı okumak, “beni hapse attılar” diye mağdur edebiyatına sığınmak yeter.
ADAM YÜZDE 43, MUHALAFET YÜZDE 57
Yandaş medya toplumsal algıyı yönlendirmek için sahte ve gerçekle ilgisi olmayan sözde “kamuoyu araştırmaları” ile adamın milletinden yüzde 55 oy alacağını iddia ediyor.
Tamam, adamın milleti olmak isteyen O’na oy verecek! Fakat bu oy oranı yüzde 43’ü aşmaz! Fakat oylar çalınabilir, Enerji Bakanı “Espri yapmıyorum trafoya kedi girdi” diyebilir. Muhalefet oyunu kullanmayabilir, kullanılan oyuna sahip çıkmayabilir. Çünkü memlekette hırsızlık ve tembellik serbest!
İmamın millet yaratma projesine karşı, farklı kültürel kimliklerin eşit koşullarda, eşit haklar temelinde eşit yurttaşlık için, demokrasi ve gerçek laiklik zeminden birarada barış içinde yaşamasını savunmak için, Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde sandık başında sözümüzü birlikte ve güçlü şekilde söylemeliyiz.