English French German Italian Japanese Chinese Russian Spanish
Üye Girişi
Kullanıcı Adı :
Şifre :
Son Makaleler
Ali KENANOĞLU
Başörtülü bacımızı cami avlusunda katletseler!

Uğur Kurt cemevi avlusunda polis S.K’nın tabancasından çıkan kurşunla katledildi. Olay ilk önce “Havaya atılan ateş so Devamı..

Turan ESER
Küreselleşen Kerbela

“Zorbalık karşısında sessiz kalan herkesin içindeki insan ölür!” diyor Akinwande Oluwole Soyinka isimli Nijeryalı yaza Devamı..

Ali KENANOĞLU
500 haftadır aynı yerde

27 Mayıs 1995 tarihinden bu tarafa bir grup insan, gözaltında devletin askeri–polisi tarafından yani bizzat devlet iradesiyl Devamı..

Facebook
Haber Bülteni
Ad Soyad :
E-Mail :
Kabak tadı!
Yayınlanma Tarihi: Perşembe, 31 Temmuz 2014
Kabak tadı!

Adil yargılama olsa, hukuk işlese, bırakın sol bir iktidarı, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi “hukuku” bizde uygulansa Başbakan Erdoğan ile Fettullah Gülen’in yan yana yargılanması kaçınılmaz olur… Ama olmuyor. Çünkü bu ülke herkesin bildiği sırlarla dolu bir ülke olmaya, kelepçeleyenlerin daha sonra kelepçelendiği bir ülke olmaya devam ediyor… Cemaatçi olduğu söylenen polislere yönelik yapılan operasyon hem bu gerçeği hem de bu çok bilinen “sırları” bir kez daha teyit etti. Bir kez daha gördük ki, son 6-7 yılda yapılan bütün siyasi operasyonlar AKP’nin bilerek ve isteyerek planladığı operasyonlar…

Operasyonda gözaltına alınan İstanbul Terörle Mücadele Şubesi eski Müdürü Yurt Atayün'ün ifadesi bunu gösteriyor. Atayün, "yapılan bütün operasyonlar ile ilgili bilgilendirme notları İl Emniyet Müdürü Hüseyin Çapkın'a verilirdi. O da bu notları sayın Başbakan'a arz ederdi. Sayın Başbakanımızdan gelen perspektife göre çalışmalarımız hukuka uygun olarak savcılık talimatları ve mahkeme kararlarına göre yönetilirdi” diyor. Hatta diyor, “KCK operasyonları kapsamında suça karıştığı tespit edilen MİT mensupları hakkında Başbakan’a bizzat şahsım brifing vermiştir."  Daha açık ne olabilir?

Erdoğan’ın “Bu işlerin İstanbul ayağındaki bütün pisliklerinin içinde var” dediği Ali Fuat Yılmazer de gerçeği deşifre etmekte gecikmiyor. Malum “öküz öldü ortaklık da bozuldu”! İstanbul İstihbarat Şube Müdürü Ali Fuat Yılmazer “2007ve 2009 yılları arasındaki KCK, Ergenekon ve Devrimci Karargah gibi etkili operasyonlarla ilgili olarak “bu hususlarda Sayın Başbakanın takdiri zamanında tarafımıza sunulmuştur” diyor.

Başbakan dün “takdir” ettiğine bugün “pislik” diyor… Hukukun, adaletin, demokrasinin olmadığı sistemlerde klasik ve kaçınılmaz son! Her şey o kadar açık ki; Her iki taraf da yalancı. Her iki taraf da bütün yapılanlardan sorumlu. Ortaklar! Ortaklığın bitmiş olması sorumluğu ortadan kaldırmaz. Kimseyi masum ve mazlum yapmaz!

AKP medyası konuyla ilgili haberleri o daha bir yıl önce Gezi eylemleri sırasında yere göğe sığdıramadığı cemaatçi polisleri “Paralelcilerden yalan rüzgarı” şeklinde verirken, Zaman Gazetesi de “Müebbete bile açık görüş var, gözaltına yok” diye veriyor. “Bu kadar haksızlık da olmaz” algısı yaratmaya çalışıyor.

Dün olduğu gibi, bugün de cemaatçi polislerin adil yargılanmayacakları, hükümlerinin peşin verildiği kesin. Ancak… Cemaatin ve medyasının “bunlar haram yemedi, bunlar suçsuz” şeklindeki yalan propagandalarına alet olmamak gerekiyor. Hele hele bazı CHP milletvekillerinin canhıraş bir şekilde bunlar için koşuşturmalarına artık bir son vermeleri gerekir. Kabak tadı verdi!

Gözaltına alınan polislere yönelik, müthiş bir acındırma ve masumiyet çabası var. 12 yıldır bir elleri yağda, bir elleri balda olanlar ortaklık bozulunca “işkenceden, haksızlıktan” bahsetmeye başladılar: Neymiş, “Biz oruçluyuz, adamlar karşımızda yemek yiyor. Bu kadar hakaret olmaz” diyorlar. Neymiş, klimaları çalıştırılmayarak kendilerine işkence yapılmış… Yetmemiş… Neymiş, mescide inme talepleri reddedildikleri için bayram namazlarını nezarethanede kılmışlar... Vah vah!

Bunlar “ya sayı saymayı bilmiyorlar, ya da işkence nedir görmemişler” diyeceğim ama, işkencenin ne olduğunu bildiklerinden emin olduğum için bunu diyemiyorum…

Uzağa gitmeye gerek yok. Kanser hastası Türkan Saylan’a yapılanın, yarattıkları yalanlarla ve baskı ortamıyla, adım adım intihara sürükledikleri Ali Tatar’ın intiharını nereye koyacaklar?

* * *

Kuşkusuz herkes için adalet istemek gerekiyor ama emin olun bunun ilk sırasında ne bu iktidar ne de düne kadar onlarla işbirliği yapan cemaat var. Adaletin ilk sırasında Gezi eylemlerinde “kahraman polisin” öldürdüğü gençlerin aileleri var. Ali Tatar’ın ailesi var. Oğlu Aykut Alıcı, “saçı uzun ve gözünde lens” olduğu gerekçesiyle 2010’un Ramazan ayının üçüncü günü öldürülen ve dört yıldır adalet arayan gözü yaşlı annesi Songül Alıcı var.

Adalet sırasında öncelikli olanlardan bir de Hasan Ferit Gedik’in annesi Nuray Gedik. Hasan Ferit Gedik, geçen yıl Maltepe ilçesi Gülsuyu Mahallesi’nde uyuşturucu çetelerine karşı düzenlenen yürüyüşte vurularak öldürülmüştü. 20 yaşındaki Hasan Ferit öldürülmeseydi, gazeteci ya da avukat olacaktı! Olmadı… Anne Nuray Gedik sesi gazetelere, televizyonlara fazla yansımasa da adalet isteğinde ısrarcı: “Benim ne zaman ki çocuğumun katillerinin hesabı sorulur, adil yargılama olursa bizim için o zaman bayram olur. Ferit için adalet istiyoruz. İlk duruşma 14 Ağustos’ta Kartal’daki Anadolu Adliyesi’nde olacak” diyor ve adalet isteyenleri oraya davet ediyor!

Etiketler: yazar,necdet saraç,Kabak tadı!