
Uğur Kurt cemevi avlusunda polis S.K’nın tabancasından çıkan kurşunla katledildi. Olay ilk önce “Havaya atılan ateş so Devamı..

“Zorbalık karşısında sessiz kalan herkesin içindeki insan ölür!” diyor Akinwande Oluwole Soyinka isimli Nijeryalı yaza Devamı..

27 Mayıs 1995 tarihinden bu tarafa bir grup insan, gözaltında devletin askeri–polisi tarafından yani bizzat devlet iradesiyl Devamı..

Biz de sağcılaşma ve muhafazakârlaşma hakim siyasi eğilime dönerken, Yunanistan’da ve Kıbrıs’ta sol tandanslı partiler yeniden öne çıkıyor…
Mayıs ayı içinde Yunanistan’da yapılan iki turlu yerel seçimlerde Atina ve Selanik’i PASOK’un da içinde yer aldığı ELIA bloku, Demokratik Sol Parti (DHMAR) ve Drasi gibi sol partilerin ittifak adayları kazandılar.
Atina’da Radikal Sol Koalisyon (SYRIZA) yüzde bir oy farkıyla ikinci olurken, Yunanistan’ın üçüncü büyük kenti olan Patra’da Yunistan Komünist Partisi (KKE) belediye başkanlığını kazandı. Özellikle Atina’da ırkçı Altın Şafak Partisi’nin aldığı yüzde 16 gibi önemli bir oya rağmen belirtmek gerekir ki, sol, sosyal demokrat partiler yeniden daha sola yanaştılar. Özellikle SYRİZA’nın son yıllardaki seçim başarısı, Yunanistan’da sol, sosyal demokrat partilerin yeniden “kendileri olma” çabalarını tetikledi. Nitekim Mayıs sonunda yapılan Avrupa Parlamentosu (AP) seçimlerinde SYRİZA yüzde 26,52 ile birinci parti olurken, komünistler AP’na 2 milletvekili ile girdiler. Son 10 yılda siyasi çizgi olarak giderek sağa ve merkeze kayan sosyal demokrat PASOK bile yerel seçimlerde yeni ELİA ittifakı ile yeniden sosyal demokrat olduğunu hatırlamaya başladı!
Yunanistan’da esen bu sol rüzgar, Kıbrıs’ta da esti. KKTC’de 29 Haziran’da yapılan yerel seçimler ve Anayasa referandumunda sol tandanslı bir rüzgar esti. KKTC’de sol ittifakın başını çektiği siyasi dalga referandumda, “ayrılıkçı siyasi yaklaşımı” %63 “Hayır” oyu ile reddetti.
KKTC solu referandum sonucunu , “göç Yasası’na, siyasi dayatmalara, militarist baskılara, asimilasyona, entegrasyon politikalarına, dini baskılara ve AKP ile işbirlikçi partilere hayır” olarak yorumladı. KKTC solunun başarısı Anayasa referandumu ile de sınırlı kalmadı. Toplumcu Demokrasi Partisi (TDP), Birleşik Kıbrıs Partisi (BKP) ve Baraka Kültür Merkezi’nin oluşturduğu sol ittifakın desteklediği Mehmet Harmancı Lefkoşa Belediye Başkanı seçilirken KKTC’deki 28 belediye başkanından 15’i değişti. İktidarın büyük ortağı Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP-BG) son yıllarda sosyal demokratlıktan merkeze doğru kayan bir politika izlemesinin bedelini 3 büyük kenti Lefkoşa, Gazimağusa ve Girne’yi kaybederek ödedi… Teorik olarak sol-sosyal demokrat olsa da fiili olarak “sağcılaşan” CTP’nin elinden Lefkoşa’yı kazanan sol ittifak, hem yerel yönetimlerde alternatif sol bir siyasetin mümkün olduğunu gösterdiği gibi hem de sol ittifakların başarı getirebileceğini de gösterdi. Lefkoşa’yı kazanan sol ittifak, çoğulcu bir modelle, açık ve şeffaf bir politikayla ve kendine ait bir programla kazandı. Üstelik seçimi kazanan sol ittifak, “devrimci bir sol” vurgusu da yaparak…
Sol adına güzel bir “başarı hikayesi” yazan Lefkoşalı solcular, ileride bu ittifakın ve güç birliğinin asgari müştereklerde genişleyerek devam etmesinin, sadece Lefkoşalı için değil, söz, yetki, karar ve iktidar mücadelesi veren Kıbrıslı Türk halk için de değeri bir varoluş zemini olacağın vurguluyorlar… Siyasi çevreler, bu sonucun önümüzdeki KKTC seçimlerine de yansıyacağını ve bizim de yakından tanıdığımız bir söylemin artık “tarih” olduğunu belirtiyorlar. Bu söylem ne mi? Seçimler öncesi CTP, sol ittifak seçmenine sürekli şöyle sesleniyormuş: “Bize oy verin, zaten kazanamayacak olanlara oy verip de Ulusal Birlik Partisi’nin önünü açmayın…”
Ne kadar tanıdık değil mi? Biz de her gün en az birkaç kez duyuyoruz!
* * *
Lefkoşa’nın yeni belediye başkanı Harmancı, seçim sonrası ilk açıklamasında “ben anladım ki tüm Lefkoşa tüm renkleriyle bize sahip çıktı, din, dil, ırk cinsiyet farkı gözetmeksizin herkesi kucaklayacağız, herkesin başkanı olacağız, kapılarımız herkese açık olacak” dedi. “Adil ve şeffaf olacağız, Lefkoşa’nın kaynaklarını tek kişinin değil, tüm Lefkoşalıların emrine sunacağız, çünkü bizim geleneğimiz bize bunu öğretti” demeyi de ihmal etmeyen Harmancı, her solcunun isteğini de tekrarlamış: “Şehir daha demokratik, her rengin bir sesi olsun, şehirde soluk alan her canlının bir yaşam hakkı olsun…” Ne güzel, ne mutlu Lefkoşalı solculara…
* * *
Lefkoşa’da, Atina’da bunlar olurken, Ankara’da halen kendisi olmaktan ısrarla kaçan, sığınacak sağcı limanlar arayan solu, sosyal demokrasiyi anlamak mümkün değil. Ne diyelim, darısı Türkiye solunun, sosyal demokrasinin başına…