English French German Italian Japanese Chinese Russian Spanish
Üye Girişi
Kullanıcı Adı :
Şifre :
Son Makaleler
Ali KENANOĞLU
Başörtülü bacımızı cami avlusunda katletseler!

Uğur Kurt cemevi avlusunda polis S.K’nın tabancasından çıkan kurşunla katledildi. Olay ilk önce “Havaya atılan ateş so Devamı..

Turan ESER
Küreselleşen Kerbela

“Zorbalık karşısında sessiz kalan herkesin içindeki insan ölür!” diyor Akinwande Oluwole Soyinka isimli Nijeryalı yaza Devamı..

Ali KENANOĞLU
500 haftadır aynı yerde

27 Mayıs 1995 tarihinden bu tarafa bir grup insan, gözaltında devletin askeri–polisi tarafından yani bizzat devlet iradesiyl Devamı..

Facebook
Haber Bülteni
Ad Soyad :
E-Mail :
Sivas katliamı ve vicdan…
Yayınlanma Tarihi: Çarşamba, 02 Temmuz 2014
Sivas katliamı ve vicdan…

Türkiye devletin bilgisi ve gözetiminde yapılan katliamlarla yüzleşmekten kaçmaya devam ediyor. Bunun en önemli örneklerinden biri hiç tereddütsüz 2 Temmuz 1993 Madımak katliamıdır. Çarşamba günü katliamın üzerinden tam 21 yıl geçmiş olacak.

Yalnızca Alevilere karşı değil, insanlığa karşı işlenmiş bir katliama “hadise” diyerek ve gerçeklerden kaçarak bir yere varılmaz. Lafı evirip çevirmeye gerek yok. İnsanlık için, toplumsal vicdan ve adalet için Demirel’den Çiller’e, dönemin emniyet müdüründen dönemin SHP’li bakanlarına kadar herkes hem konuşmalı hem de yargı tarafından sorgulanmalıdır…

* * *

Sağın sağa alternatif olarak gösterildiği bu ortamda uygulanabilir anlamda “hukuk ve adalet” demek, bunu istemek düne göre daha da zor! Çünkü sağcılık ve muhafazakârlık lafın bütün kurgusunu güçlünün hukuku üzerine şekillendiren bir anlayıştır. Hukuk güçlünün hukuku olunca adına “adalet” dense de adalet de haklıdan değil, güçlüden yana oluyor! Durum böyle olunca 2 Temmuz’a yaklaşım da kişinin veya siyasi partinin siyasi tercihini açıkça ortaya koyuyor. Katliam diyenle de hadise ya da olay diyen, 2 Temmuz için aynı şeyi düşünmüyor. Tıpkı, zaman aşımı için “hayırlı olsun” diyenlerle “insanlığa karşı işlenmiş suçlarda zaman aşımı olmaz” diyenler arasındaki fark gibi…

Cumhurbaşkanı adayları, Ekmeleddin İhsanoğlu, Recep Tayyip Erdoğan ve Selahattin Demirtaş 2 Temmuz Sivas katliamı karşısında “nerede durduklarını” göstermek için Madımak Oteli önüne gidip, kırmızı bir karanfil bırakırlar mı, bilemem ama Türkiye’de siyasi cinayetleri işleyenlerin yanına kâr kalmamasının yolunun Madımak Oteli'nin önünden geçtiğini kesin biliyorum…

* * *

Alevi Bektaşi Federasyonu, Pir Sultan Abdal Kültür Dernekleri, Alevi Kültür Dernekleri, Hacı Bektaş Veli Anadolu Kültür Vakfı ve Avrupa Alevi Birlikleri Konfederasyonu gibi dört önemli “çatı örgütü” ortak bir çağrı ile “Ben yeni Sivaslar istemiyorum, insanlığın vicdanı olmak istiyorum” diyen herkesi 2 Temmuz 2014, Çarşamba günü Madımak önünde buluşmaya davet etti. Davette şu belirlemelere yer verilmiş:

“Madımak Oteli önünde toplanarak “yakın ula yakın” bağrışları içinde oteli yakarak katliamı yapan 15 bin kişinin zihniyetiyle, 21 yıl sonra Musul’da, Irak’ın ve Suriye’nin köylerinde, kentlerinde kafa kesen ve katlettikleri insanların ciğerini yiyen IŞİD teröristlerinin zihniyet aynıdır! Değişen yalnızca adlarıdır: Bu ad, bazen El Kaide, bazen Müslüman Kardeşler, bazen Nusra olur! Sivas’ta olduğu gibi bazen isimleri bile olmaz!

Gezi direnişinden bu yana ülke adı konulmamış bir sıkıyönetim uygulamasına sokuldu. TOMA’lar, biber gazları, tazyikli sular günlük yaşama girdi. Polis saldırılarında 10 gencimizi kaybettik. Okmeydanı, Tuzluçayır, Armutlu gibi Alevilerin yoğun yaşadığı mahalleler abluka altına alındı. AKP iktidarı, ülke tarihinin en ayrıştırıcı, bölücü ve mezhepçi bir iktidarı oldu. Suriye üzerinden bölgede yaratılan mezhepçi politikalar sonucu, Musul’u işgal eden IŞİD, T.C. Konsolosluğu'nda tutuklananlara öncelikle “aranızda Alevi var mı” diye sordu. Çünkü bugün İslami terör örgütleri tarafından Alevi ve Şii olmak katledilmek için yeterli bir neden olabiliyor! Tıpkı, Osmanlı’dan bu yana Anadolu topraklarında kerelerce yapıldığı gibi…

AKP iktidarının açtığı mezhepçi yol, bölgeden sonra Türkiye’yi bir kez daha hızla yeni Sivaslara doğru sürüklüyor. Oysa ülkemiz yeni katliamları engellemek için kaostan, şiddetten ve savaştan mutlaka uzak durmalıdır!

Türkiye, Sivas Madımak Oteli’ndeki insanlık dışı kıyımın vicdanlarda yarattığı utancı tekrarlanmasını istemiyorsa, öncelikle bu utanç temizlenmelidir! Türkiye, geçmişindeki bu utancı temizlemek, geleceğini de aydınlatmak zorundadır! Bunun ilk adımı ise oyalamaya dönük, samimi olmayan taktik hamleler yerine 21 yıl sonra da olsa Madımak Oteli’nin müzeye dönüştürülmesinden geçer! Diğer adımı ise tereddütsüz katliamın karanlıkta kalmış gerçek faillerinin bulunması ve arkasından da Alevilerden özür dilenmesidir!”

NOT: 2 Temmuz’da yürüyüş saat 10:00’da Sivas Pir Sultan Abdal Cemevi önünde başlayıp, 12:00’de Madımak Oteli önünde yapılacak mitingle sona erecektir!

Etiketler: yazar,necdet saraç,Sivas katliamı ve vicdan…