English French German Italian Japanese Chinese Russian Spanish
Üye Girişi
Kullanıcı Adı :
Şifre :
Son Makaleler
Ali KENANOĞLU
Başörtülü bacımızı cami avlusunda katletseler!

Uğur Kurt cemevi avlusunda polis S.K’nın tabancasından çıkan kurşunla katledildi. Olay ilk önce “Havaya atılan ateş so Devamı..

Turan ESER
Küreselleşen Kerbela

“Zorbalık karşısında sessiz kalan herkesin içindeki insan ölür!” diyor Akinwande Oluwole Soyinka isimli Nijeryalı yaza Devamı..

Ali KENANOĞLU
500 haftadır aynı yerde

27 Mayıs 1995 tarihinden bu tarafa bir grup insan, gözaltında devletin askeri–polisi tarafından yani bizzat devlet iradesiyl Devamı..

Facebook
Haber Bülteni
Ad Soyad :
E-Mail :
Gasp ve Hırsızlık Sorunu Var
Yayınlanma Tarihi: Salı, 10 Haziran 2014
Gasp ve Hırsızlık Sorunu Var
Yazar: Turan ESER

Alevilerin sorunları var. Sorunları bellidir; hakları devletçe gasp edilmiş ve mağdur olmuşlardır. Kimlikleri devletçe ve Emevi Sünniliğine dayalı egemen kimlik tarafından işgal edilmeye çalışılmaktadır.

Sorunun kaynağı devletin ve hükümetin kendisidir.

Örneğin Alevilerin yaşadığı acılar ve travmalarda devletin rolü nedir?

Unutulması devletçe arzulanan Maraş’ta, Dersim’de, Çorum’da ve Madımak'ta katliamlar yaşandı.

Peki Türkiye bu katliamlara bakınca nasıl gördü? Ne hissettiler?

Duyarlılıklarının derecesi ne boyuttaydı?

Devletin açık ve derin güçlerine ve ideolojik etnik ve mezhepçi kimliğine göre Alevi katliamları “gerekliydi, zorunluydu”.

Bazı kesimler “çok yazık, acı bir olay insanlar öldürüldü” diye algıladı.

Medya “105 kişi öldürüldü. 35 kişi diri diri yandı” diye gördü.

Ama Aleviler, “Maraş’ta, Dersim’de, Çorum’da ve Madımak’ta Aleviler öldürüldü” diye bakıyor bu olaylara.

Dolaysıyla bu katliamlarda duyarlılık hissi biraz da nereden baktığımızla ilgilidir.

Kamuoyu insan odaklı bakarken, Aleviler hem insan hem de kimlik odaklı bakıyor. Hissetmek ve özdeşleşmek ise iki odaklı oluyor.

Aydınlar, akademisyenler ve gazeteciler kitap, makale yazmak, tez hazırlamak için biz Alevilere katliamlarda yaşadığımız hisleri ve travmaları soruyorlar.

Biz de bu katliamlarda yaşadığımız hisleri ve travmaları anlatarak aslında sorunu tartışamıyoruz. Çünkü doğru sorularla muhatap olmuyoruz.

Doğru soru şöyle olmalıdır; Alevilere bu hisleri ve travmaları yaşatan zihniyet ile koşullar nedir?

ADALETİ KONUŞMAK

Aleviler hakikati anlatmaya başlayınca iktidar “propaganda yapıyorsunuz” diyor. Aleviler ise onlara “hayır biz hakikati konuşuyoruz” diye cevap veriyor.

Alevilere katliamların gerçek katili olan devlet, bu katliamların davalarından kendini muaf tutup, hakikatleri örtmeyi tercih etti.

Çalınmış ve zorla gasp edilmiş haklarının iadesini isteyen. Adalet ve eşitlik talep eden Aleviler olunca kabul görmedi.

Alevi açılımları, çalıştayları yapıyorlar, paketler açıklıyorlar ve asırlardır tüm taleplerimizi bilmelerine rağmen çirkince soruyorlar; “Ne istiyorsunuz?”. Aleviler de her seferinde ve yıllardır bıkmadan “Alevilere ait haklar gasp edilmiş devletin elinde duruyor, kendinize, tarihinize ve çekmecelerinize bakın görürsünüz” diyor.

Aleviliğin ve Alevi taleplerinin kamusal alanda dolaşımı ve muhatap bulması engelleniyor. Çakma muhataplık ilişkileri yaratılıyor. Alevilerin kendi inancını, taleplerini ve adalet arayışını hakkını Avrupa’da özgürce kullanan Aleviler, Türkiye’de yapısal, yasal ve zihniyet engeline takılıyor.

KİMİN ALEVİ ALGISI?

AKP’nin “Alevi paketlerinin” arkasında bu zihniyet yatıyor. Zira bugüne kadar iktidar, devlet kurumları ve yargı erki Alevilere eşit ve adaletli davranmadı. Aldıkları tüm kararlarla Alevilere yönelik ayrımcılığı ve nefreti beslediler.

Alevileri anlamak istemediler. Tanımak istemediler. Alevilerin hak etmedikleri kararları alıp uygulardır!

Resmi ideoloji, devlet ve egemenlerin medyasının, toplumda nasıl bir Alevi algısı yarattığını ve yaratmaya halen devam ettiğini biliyoruz. Diyanet İşleri Başkanlığının toplumda yaratmaya çalıştığı bir Alevilik algısı var. Siyasal İslamcı cemaatlerin yaratmaya çalıştığı bir Alevi algısı var.

Peki, biz Alevilerin Alevilik algısı nedir? Biz Aleviliği nasıl yaşıyoruz? Ne anlıyoruz Alevilikten? Nasıl anlatacağız Alevilik algımızı? Kimin Alevilik algısı olacak bu?

Çünkü o kadar çok Alevilik algısı var ki; biz kimin algısına göre hareket edeceğiz?

Yanlış ve önyargılarla beslenmiş algıları nasıl değiştireceğiz?

Diyaneti kime şikâyet edeceğiz? Evdeki ve devletteki asimilasyoncuya kime şikâyet edeceğiz? Evdeki kendisini Alevi tanımlıyor. Fakat hem dili, hem de yaşamı Sünni!

Alevi hareketini önemli görevler düşüyor; Önünü adalet ve eşit haklar mücadelesini toplumsallaştıracak umut ve hedef koymalıdır. Ulaşılması gereken bir vizyona sahip olmalıdır.

Sadece umut ve hedef koymakta yetmez. Dilimizde değişmelidir. Sadece acıları anlatarak değil, aynı zamanda mücadele sonucu Türkiye dışında Alevilerin elde ettikleri kazanımların güzel bir şey olduğunu da anlatan dile ihtiyacımız var.

İktidarın nefret, ayrımcılık ve hınç üzerine kurulu diline karşı, sevginin, aşkın, barışın, demokrasinin ve hak temelli mücadelenin dilini geliştirmeliyiz.

Demokrasi dili kurmak bizi ve toplumsal yaşamda düşüncesi devletçe zehirlenmiş ve Aleviliğe önyargı ile bakan insanların algılarını da değiştirecektir. Toplumsal duyarlılığın artırılması için, toplumda ve kendimizde var olan farklı Alevi algılarıyla yüzleşmek lazım.

Etiketler: yazar,turan eser,Gasp ve Hırsızlık Sorunu Var