
Uğur Kurt cemevi avlusunda polis S.K’nın tabancasından çıkan kurşunla katledildi. Olay ilk önce “Havaya atılan ateş so Devamı..

“Zorbalık karşısında sessiz kalan herkesin içindeki insan ölür!” diyor Akinwande Oluwole Soyinka isimli Nijeryalı yaza Devamı..

27 Mayıs 1995 tarihinden bu tarafa bir grup insan, gözaltında devletin askeri–polisi tarafından yani bizzat devlet iradesiyl Devamı..

Dün Ethem Sarısülük’ün cenaze töreni öncesi, Kızılay’da, yani polis tarafından kurşunlandığı yerde toplanan binlerce insanın ortak sloganı “diktatör istifa” oldu. 15 gündür ülkenin dört bir yanında “hükümet istifa” diye yürüyen yüz binlerce insan, kendilerine karşı daha da sertleşen AKP iktidarı karşısında geri çekilmek bir yana hızla politikleşiyorlar. Bu yüzden “hükümet istifa, Tayyip istifa” sloganı şimdi “diktatör istifa” sloganına dönüştü…
Bütün yalana dolana, en önemlisi de devlet terörüne dönüşen polis şiddetine rağmen eğer on binlerce insan sokaklardaysa Erdoğan da, AKP de politik olarak kaybetmiştir. Başbakan Erdoğan’ın dilini sürekli sertleştirmesinin yanı sıra, yalanlar üzerine kurulu söylemini arttırması, dün ve önceki gün uygulanan şiddet buradan kaynaklanıyor.
AKP kurmayları da Erdoğan’a bakarak yalanlarını arttırıyorlar. Bunun en son örneklerinden biri Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek’in polis kurşunu ile öldürülen Ethem Sarısülük için söylediği yalan. Ethem’in polis tarafından vurulduğu görüntüler her yerde varken Gökçek, kendi televizyonunda “Ethem’in polis tarafından değil, provokatörler tarafından öldürüldüğü” yalanını yayıyor. Meğer provokatörlerin, yani kendi arkadaşlarının attığı taş Ethem’in kafasına gelmiş ve Ethem bundan dolayı ölmüş. Oysa önceki gün Adli Tıp yaptığı otopside Ethem’in ölümüne neden olan kafasındaki cismin kurşun olduğunu açıkladı. Adli Tıp’ın yaptığı bu açıklamadan sonra Gökçek çıkıp Ethem’in ailesi başta olmak üzere kamuoyundan özür diler mi? Dilemeyeceği kesin, çünkü bunların bütün kurgusu bu tür yalanlar üzerine kurulu. Gökçek’in Başbakanı en az bir haftadır bize aynı yalanları tekrarlayıp durmuyor mu?
AKP ve Erdoğan için bir tek kriter var: Herkesin kendisi önünde diz çökmesi. Diz çökmediğiniz andan itibaren sizden kötüsü yok. Kutsallarımız diye ortalığı velveleye veren AKP’liler, savaşta bile yapılmayacak işi yaptılar: İstanbul’a kadınlara ve çocuklara saldırdılar. Aynı şeyi dün Ankara’da Ethem Sarısülük için yapılan anma toplantısında yaptılar. Dün binlerce insan Ethem’i öldürüldüğü Kızılay Meydanı’nda anmak için bir araya geldi. Ellerinde ne taş, en de sopa vardı. Yakalarında Ethem’in fotoğrafı, ellerinde ise Ethem’in posterleri. Bunlar kutsala saygı diyorlar ya, hepsi yalan! Bunların dirimize de, ölümüzü de saygıları yok. Önce Ethem’in cenazesinin Kızılay’a getirilmesini engellediler, arkasından da alana Ethem’i anmak ve uğurlamak için toplanan binlerce insanının üzerine gaz bombası attılar, tazyikli su sıktılar. Karşılarında ise yalnızca gençlerden oluşan bir kitle yoktu. Her yaştan insan vardı. Polis su sıktıkça, özellikle yaşlı kadınların beddualarını duymanızı isterdim. Gençlerin yanı sıra TOMA’ların önüne oturan yaşlı başlı adamları da görmenizi isterdim. AKP’nin elinde kala kala bir tek gücü vardı, polisin gücü. O güç de dün İstanbul ve Ankara’da kırıldı.
AKP iktidarı, İstanbul’dan sonra dün Ankara’da Yenimahalle’de de askeri göreve çağırdı. Dün Ankara’da polisin saldırısına ve yolları kesmesine rağmen Ethem’in cenaze töreninin yapılacağı Batıkent Cemevi önüne on binlerce insanı toplamayı engelleyemedi. Eminim bu iktidar en çok buna sinirleniyordur. Erdoğan’ın renkten renge girmesi de buradan kaynaklanıyordur. Bu nasıl bir iştir ki, iktidar bütün olanaklarını kullanıyor, kamuya ait bütün araç-gereç AKP mitinginin hizmetine sunuluyor. Üstelik gelenlere yeme içme olanağı bile sağlanıyor ama buna rağmen günlerce propagandası yapılan Sincan mitingine 100 bin kişi bile toparlayamıyor. Ama diğer tarafta adam gazı yiyor, suyu yiyor, üstelik ben iktidarın bütün olanaklarını kullanarak fiziki terörün dışında psikolojik bir terör havası da yaratıyorum, üstüne bütün önemli yolları kesiyorum, Metro’yu çalıştırmıyorum ama dün Batıkent’te olduğu gibi yine de on binler biraya geliyor, üstelik bana da “diktatör istifa” diye mesaj gönderiyorlar! Acaba neden?