
Uğur Kurt cemevi avlusunda polis S.K’nın tabancasından çıkan kurşunla katledildi. Olay ilk önce “Havaya atılan ateş so Devamı..

“Zorbalık karşısında sessiz kalan herkesin içindeki insan ölür!” diyor Akinwande Oluwole Soyinka isimli Nijeryalı yaza Devamı..

27 Mayıs 1995 tarihinden bu tarafa bir grup insan, gözaltında devletin askeri–polisi tarafından yani bizzat devlet iradesiyl Devamı..

Orhan Kemal’in anısına “Haziran’da ölmek zor” başlıklı şiiri yazan Hasan Hüseyin sanki bugünün İstanbul'unu, bugünün Türkiye'sini anlatıyor. Önce “Sokakta tank paleti / sokakta düdük sesi / sokakta tomson / sokağa çıkmak yasak” demiş Hasan Hüseyin, arkasından da eklemiş; “Asmak neyi kurtarır / öldürmek neyi / yaşatmaktır önemlisi / güzel yaşatmak / abeceden geçirmek kıracın çekirgesini / ekmeksiz yuvasız hekimsiz bırakmamak...”
* * *
25 bin polisin arkasına sığınarak konuşan Erdoğan, sıkıyönetim uygulaması ile “sokağa çıkmayı yasaklamış” ve bu yasağı da başarı olarak sunuyor: “CHP ve o marjinal terör örgütlerinin çağrısına rağmen karanlık senaryo devreye sokulamadı. Polisimizin dik duruşu sayesinde geldikleri gibi gittiler. Bundan önceki Gezi’de onlara destek veren sermaye vardı. Onlardan da destek gelmeyince şimdi çırılçıplak ortada kaldılar. İstanbul’un lüks kafelerinde isyan çağrısı yapanlar cumartesi günü avuçlarını yaladılar” diyor...
Erdoğan böyle dese de Haziran iyi başladı. AKP Yalova ve Ağrı’yı kaybetti... Büyük manipülasyon ustası Başbakan Erdoğan grup konuşmasında “1 Haziran itibariyle oy oranımız 2,5 puan artış gösterdi ve yüzde 45,5 oldu” dese de kaybettiği kesin! Kullandığı dil bir kez daha bunu gösteriyor. Dili çok saldırgan: İtici, ayrıştırıcı, bölücü, kutuplaştırıcı gibi kavramlar bile bu dili anlatmaya yetmiyor. Karşısındaki cephe büyüdükçe dili her seferinde daha da serleşiyor. Kullandığı dilde ne ararsan var...
Ancak bu sertleşmenin Haziran duvarına vurarak geri tepme ihtimali oldukça yüksek. Çünkü ister ölüm, ister doğum olsun Haziran deyince “yükselen mücadele” için çok önemli simge isimler ve olaylar akla geliyor: Hüseyin Cevahir... Nazım Hikmet... Ahmet Arif... 15-16 Haziran İşçi Direnişi...
Bu isimler o kadar önemli ki; sola karşı, sosyalizme karşı elinden gelen bütün hoyratlığı yapanlar bile komünist şair Nazım Hikmet’i üstelik “Yaşamak bir ağaç gibi tek ve hür ve bir orman gibi kardeşçesine” diyerek anmadan geçemiyorlar...
Cumartesi günü İstanbul’da “devlet terörü” uygulayan vali, dün Nazım Hikmet şiiri yayınlıyor, onun bağlı olduğu hükümetin Başbakanı ise kürsüden "31 Mayıs'ta meydandayız" çağrısı yapan sanatçılara, "artist müsveddeleri" diyor...
Başbakan sanatçılara “artist müsveddeleri” diyecek, sanatçılar da susacak. Olacak iş mi? Başbakan’a en güzel cevabı yine Haziran’ın ruhuna uygun olarak “o sanatçılar” hemen vermiş...
Sanatçı Damla Özen Kılıçoğlu’nun cevabı çok güzel “Bu hükümet tarafından bu sözlerle karşılanmaktan onur duyarım. Onur duyarım çünkü biz onların bildiği kula kulluk eden sanatçılardan değiliz. Biz Çehovların, Melih Cevdetlerin, Nâzım Hikmetlerin, Turgut Uyarların müsveddeleriyiz, karbon kopyalarıyız. Ve bu isimleri çoğaltarak yolumuza devam etmekteyiz...”
* * *
Yasaklara ve saldırılara rağmen Haziran’a iyi başladık dedim.. Bu “iyi başlangıca” gazetemizin Genel Yayın Yönetmenliği’ne “veda” eden Merdan Yanardağ’ın ayrılışı ve SOL Gazetesi’nin “yayına ara verme” kararı uymasa da, Merdan Yanardağ’ın ve SOL Gazetesi’nin Haziran ruhuna uygun olarak yeni başlangıçlara öncülük edeceğine inanıyorum... Çünkü her veda yeni bir başlangıçtır... Çünkü Merdan’ın belirttiği gibi, ülkemizde "Gerçek karartılmaya, bilgi eğilip bükülmeye, halkın haber alma hakkı ve özgürlüğü darbe almaya devam ediyor...”
BİR NOT... BİR MESAJ...
“Haziran’da ölmek zor” diyen Hasan Hüseyin Korkmazgil’in bu dizelerini, önceki gün geçirdiği ağır bir beyin kanamasından dolayı İstanbul Haseki Hastanesi’nde komada olan kuzenim Özgür Saraç’ın Grup Yorum coşkusuyla “Haziran’da ölmek yok” diye duymasını ve ölüme meydan okuyarak yaşama tutunmasını diliyorum...