
Uğur Kurt cemevi avlusunda polis S.K’nın tabancasından çıkan kurşunla katledildi. Olay ilk önce “Havaya atılan ateş so Devamı..

“Zorbalık karşısında sessiz kalan herkesin içindeki insan ölür!” diyor Akinwande Oluwole Soyinka isimli Nijeryalı yaza Devamı..

27 Mayıs 1995 tarihinden bu tarafa bir grup insan, gözaltında devletin askeri–polisi tarafından yani bizzat devlet iradesiyl Devamı..

Türkiye bir garip ülke olmaktan bir türlü çıkamıyor. Her şey yapanın yanına kâr kalıyor. İşletmede çalışan sayısı da, patlama sırasında ocakta olan işçi sayısı da bilinmiyor ya da bilinçli olarak muğlak bırakılıyor.
Rakamlar hep yuvarlanıyor. Resmi makamlarca 282 olarak açıklanan ölü sayısının da 282 olmadığını cümle âlem biliyor. Mucize olmadığı taktirde ölü sayısının 400 ile 700 arasında olacağı konuşuluyor…
Türkiye’nin en büyük maden kazası yaşanmış ve halen bir tek istifa yok. Çalışma Bakanı da bölgenin AKP milletvekilleri de halen gerekçe üretmeye çalışıyorlar. Sorumluluk üstlenen bir tek ‘Allah'ın kulu’ yok!
* * *
Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) verilerine göre, ölümlü maden kazalarında dünya birincisi olan bir ülke olmamıza rağmen ILO’nun 176 Sayılı Madenlerde İş Sağlığı ve Güvenliği Sözleşmesi'nin imzalanmamasını da savunmaya devam eden yöneticilere, bakanlara, milletvekillerine sahibiz! Sözleşmeyi kömür üretimi yapan 24 ülke imzalamış, halen imzalamayan üç ülkeden biriyiz. Diğer ikisi Afganistan ve Pakistan!
* * *
Maden kazalarında dünya birincisi olan bir ülke parlamentosunda Soma madenleri için bir araştırma önergesi geliyor. Meclis'teki üç parti, CHP, MHP ve BDP ‘araştırma yapalım’ diyor, AKP ‘böyle eften püften işlerle bizi uğraştırmayın’ diyor ve reddediyor. Başbakan Erdoğan ‘bunlar olağan şeylerdir. Bunun yapısında, fıtratında bunlar var’ diyor ve arkasından CHP’nin 29 Nisan’da Soma’daki madenlerde araştırma yapılsın önerisini reddetmelerinin gerekçesini ‘suiistimal olarak kullanılma gayretini engellemek’ olarak izah etmeye kalkıyor. AKP Milletvekili Şamil Tayyar da başkanından aşağı kalmıyor. O da ‘laf olsun, torba dolsun diye önerge veriyorlar, amaçları Meclis'i tıkamak’ diye televizyondan açıklama yapıyor.
‘Soma madenleri araştırılmasın’ diyen ve TBMM’de AKP adına konuşan Manisa Milletvekili Muzaffer Yurttaş da bazı rakamlar verdikten sonra ‘Soma'daki maden işletmelerinin, madencilik sektörü açısından dünyadaki ve Türkiye'deki pek çok madene göre daha iyi konumda olduğu rakamlardan da ortaya çıkmaktadır’ diyor. Bunu nerede söylüyor? TBMM’de. Ne zaman söylüyor, bundan 17-18 gün önce, 29 Nisan 2014’de. Sonra ne oluyor? Soma madenlerinde yüzlerce insan ölüyor. Buna rağmen yine ekranlarda uzun uzun bu işin ‘bir kaza olduğunu’ anlatmaya devam ediyor…
Tamam siyaset yapmayalım. Tamam özelleştirmeyi, iş sağlığını ve güvenliğini daha sonra konuşalım ama orta yerde 282 insanın ölümü var. İki yüz seksen iki… Saymakla bile bitirmek zor! Her şey bir yana gerçek olan bu! Bu gerçek karşısında, gerekçesi ne olursa olsun ‘Araştırma Önergesi’ni reddetmek bile istifayı gerektirir. Ortada gözükmeyen Çalışma Bakanı da AKP’nin Manisa millletvekilleri de görevlerinden derhal istifa etmelidir. Doğru olan budur!
* * *
Çünkü yalnızca CHP, MHP ya da BDP değil, konuya vakıf herkes ama özellikle de Mimar ve Mühendis Odaları ‘Soma katliamının geldiğini’ çoktan görmüş ve hükümeti sürekli uyarmışlardı. “Müneccim değil, bilim ve tekniği insan ve toplum için kullanmaya çalışan, mimar, mühendis ve şehir plancılarıyız. Soma'da gerçekleşen katliamın ve benzerlerinin geleceğini biliyorduk, söyledik, yazdık, çizdik, uyardık” diyen Toplumcu Mühendisler ve Mimarlar Meclisi olarak “Taşeron sisteminin, madenlerde rödovans sisteminin ölüm getirdiğini söyledik, söylüyoruz ve söyleyeceğiz” diyor…
Umarım sesleri duyulur…
Çünkü insan hayatı bu kadar önemsiz olamaz, olmamalıdır!
* * *
İçeriden gelen sesleri duymayanlar umarım ‘dışarıdan gelen’ sesleri duyarlar ve sorumlu bakan ve milletvekilleri görevlerinden toplu olarak istifa ederler. Almanya’da yayınlanan Frankfurter Rundschau Gazetesi şöyle demiş: Daha bundan iki hafta önce muhalefet partileri Soma'daki kömür ocaklarının durumuna ilişkin olarak bir araştırma önergesi vermişler, ancak muhafazakâr-İslamcı AKP önergeyi reddetmişti.
Recep Tayyip Erdoğan Hükümeti, muhalefetin ve sendikaların ülkedeki iş güvenliğinin yetersiz olduğu yönündeki uyarılarını mevcut iş yasalarına ve Allah'ın korumasına havale etmişti. Eğer Soma'daki ocakları işleten firmalar hakkındaki suçlamalar doğrulanacak olursa, bunun sonuçları Erdoğan'ı yolsuzluk skandallarından daha büyük bir baskı altına alacaktır. Türkiye'de hiçbir kimsenin en üst makamın onayını almadan ihale kazanamadığı bilindiği içindir ki, bu konudaki her ihlal dönüp şefin ta kendisini bulacaktır. Yolsuzluklar, Erdoğan'ın seçmenini pek ilgilendirmedi, ama işçilerin ölümü konusunda öyle olmayacaktır.