English French German Italian Japanese Chinese Russian Spanish
Üye Girişi
Kullanıcı Adı :
Şifre :
Son Makaleler
Ali KENANOĞLU
Başörtülü bacımızı cami avlusunda katletseler!

Uğur Kurt cemevi avlusunda polis S.K’nın tabancasından çıkan kurşunla katledildi. Olay ilk önce “Havaya atılan ateş so Devamı..

Turan ESER
Küreselleşen Kerbela

“Zorbalık karşısında sessiz kalan herkesin içindeki insan ölür!” diyor Akinwande Oluwole Soyinka isimli Nijeryalı yaza Devamı..

Ali KENANOĞLU
500 haftadır aynı yerde

27 Mayıs 1995 tarihinden bu tarafa bir grup insan, gözaltında devletin askeri–polisi tarafından yani bizzat devlet iradesiyl Devamı..

Facebook
Haber Bülteni
Ad Soyad :
E-Mail :
Vatandaş ve terörist…
Yayınlanma Tarihi: Cumartesi, 03 Mayıs 2014
Vatandaş ve terörist…

İktidar kendisine karşı olan milyonları bir arada görmek istemiyor. 1 Mayıs yasağının asıl nedeni bu! AKP bu gerçeği daha önce yaşayarak gördü. 2011, 2012 1 Mayıslarında yüz binlerce insan Taksim Meydanı'ndaydı. 2013 Gezi eylemlerinde ise bu sayı milyon oldu! AKP bir kez daha, birbirinden farklı siyasi tercihi olan, farklı toplumsal kesimlerin bir araya gelerek ortak bir gösteri yapmasını istemiyor. Yüz binlerce insanın aynı anda ‘gün gelecek, devran dönecek AKP halka hesap verecek’ diye bağırmasını ise hiç duymak istemiyor…

Taksim 1 Mayıs’a açılmış olsaydı, orada en az 1 milyon insanın toplanacağı kesindi. Bunu görmek için siyasi öngörü sahibi olmaya gerek yoktu! AKP bunu bildiği için dün İstanbul’da ‘sokağa çıkma yasağı’ uyguladı. Miting için buluşma noktalarına ulaşmak mümkün değildi. Yollar kapatılmış, metrobüs ve gemi seferleri iptal olmuştu. Toplu taşıma araçları seferden kaldırılınca, Anadolu yakasından Avrupa yakasına geçmek de fiili olarak yasaklanmıştı! Örneğin Şişli’de DİSK’in önüne veya Beşiktaş’taki CHP İlçe binasının önüne gitmek özel bir beceri gerektiriyordu. Bu engellemeyi delmek, yasağı aşmak için sosyal medya da özel haritalar bile yayınlandı…

* * *

Taksim 1 Mayıs kutlamalarına açılsa ‘bayram’ olacaktı. Kapandı ve bir kez daha bayram olamadı! Türkiye’nin dört bir yanında yüz binlerce insan sokağa çıksa da ‘Taksim 1 Mayıs’ olmadıkça 1 Mayıs bayram olmuyor, olamıyor! Dün bir kez daha bunu gördük!

Yasak hepimizin ezberlediği görüntüleri ortaya çıkardı. Gerginlik ve çatışma 1 Mayıs’ın önüne geçti. Yine yaralanmalar. Yine tutuklanmalar. 1 Mayıs, dayak yeme, itilme-kakılma, gaz ve su yeme bayramı gibi oldu. İktidarın kutuplaştırıcı, ayrıştırıcı politikaları öne çıktı… DİSK, KESK, CHP ve BDP ‘Taksim’ derken, Türk-İş’in Kadıköy, Hak-İş’in Kayseri ve Memur Sen’in Diyarbakır tercihi tesadüf değildi. Türk-İş, Hak-İş ve Memur-Sen bu tavırlarıyla iktidarın ‘iyi çocuklar’ ve ‘kötü çocuklar’ söylemine açık destek verdiler. İşçi Partisi ve TGB de  bu blokta yer aldı.

Hakkı, hukuku arayanlar, unutturmaya karşı çıkanlar, hesap sormak gerekir diyenler yine marjinal ilan edildi. Kazanılmış mevzileri koruma çabası ‘ayıp bir çaba’ olarak sunuldu. Taksim’in kendisi de, ‘1 Mayıs’ta haydi Taksim’e’ diyenler de bir kez daha ‘marjinalliğin, vandalizmin’ temsilcisi oluverdiler!

Bildik o ayrıştırıcı dil dün yeniden öne çıktı: Bu dili Yeni Akit Gazetesi bir gün önceden ‘İhanet Taksim’de’ diye duyurmuştu! Bu dil dün büyüyerek devam etti: Yasağa meydan okuyanlar bir kez daha ‘Eylemci, Gösterici, Terörist’ ilan ediliverdi… Bu dilin bir yanında küçümseme ve ötekileştirme çabası yer alırken, diğer yanında AKP’nin kendi tabanını kemikleştirme çabası ciddi bir yer işgal etti. 1 Mayıs’ı kutlamak için yola çıkan birisinin ‘eylemci’ ya da ‘gösterici’ ilan edilmesi, Türkiye’ye özgü bir durum olsa gerek. Eylemci ya da gösterici olmak ayıp bir şey değil ama bu kavramlar aşağılama ve ötekileştirme olarak kullanıldığı için sorunlu! Örneğin, Kayseri’de, Diyarbakır’da ya da Kadıköy’de 1 Mayıs’a katılan bir kişi ‘eylemci’ olmuyor ama DİSK’in önüne giden kişi bir anda ‘eylemci’ oluyor, terörist gibi sunuluyor! Neden? Nedeni çok açık: İktidarı destekliyorsan ‘vatandaşsın’, karşısındaysan ‘eylemci’ hatta ‘terörist’. Bu kadar basit!

* * *

Dünkü 1 Mayıs’ta Okmeydanı’nda polisin dövülmesi görüntülerini lütfen gözünüzün önüne getirin: İnsanların zorla tahrik edildiği, leblebi çekirdek gibi plastik merminin atıldığı, biber gazının sıkıldığı bir ortamda ‘göstericilerin’ ortasına düşen ‘kahraman bir polisin’ tartaklanması anormal bir durum olmasa gerek! Solda linç kültürü olmadığı için, tartaklanmaya müdahale edilerek polisin hemen kurtarılması da anormal değil! Anormal olan şu: Tartaklayanlar da, kurtaranlar da iktidar medyasının diliyle söylersek ‘eylemciler’! İlginç olan şu; Televizyonlar polisi tartaklayanları ‘terörist’ olarak isimlendirirken, o polisi kalabalıktan çıkartıp, oradan uzaklaştıranları ‘vatandaş’ olarak isimlendiriyor! Yasağın da, ayrıştırmanın da arkasında hep bu bakış var. Bu yüzden Şişli’ye giden ‘terörist’, Kadıköy’e giden ‘vatandaş’ ilan ediliyor. Tıpkı “iktidarın arkasında ve karşısında olanlar” nitelendirmesi gibi…

Etiketler: yazar,necdet saraç,Vatandaş ve terörist…