
Uğur Kurt cemevi avlusunda polis S.K’nın tabancasından çıkan kurşunla katledildi. Olay ilk önce “Havaya atılan ateş so Devamı..

“Zorbalık karşısında sessiz kalan herkesin içindeki insan ölür!” diyor Akinwande Oluwole Soyinka isimli Nijeryalı yaza Devamı..

27 Mayıs 1995 tarihinden bu tarafa bir grup insan, gözaltında devletin askeri–polisi tarafından yani bizzat devlet iradesiyl Devamı..

Dün Meclis'te 1 Mayıs’la ilgili bir basın toplantısı vardı. 1 Mayıs’a sayılı günler kala 1 Mayıs’ın nerede kutlanacağı şeklindeki ‘geleneksel tartışma’ yeniden başlamıştı! Tartışmanın odağındaki yer ise yine aynı yerdi: 1 Mayıs denince akla gelen ilk yer Taksim! İçişleri Bakanı ve İstanbul Valisi ‘Taksim’de olsa olsa anma olur, miting asla olmaz’ derken, DİSK ve KESK başta olmak üzere birçok emek örgütü ‘Taksim’den başka yer olmaz’ diyordu…
Meclis’teki basın toplantısında DİSK’in eski Genel Başkanı şimdinin CHP İstanbul Milletvekili Süleyman Çelebi tam yasaklara karşı ‘illa da Taksim’ derken, çalan cep telefonundan Enternasyonal Marşı yükseldi. Basın toplantısının çok ciddi konusundan dolayı asılan yüzler Enternasyonal Marşının o coşkulu müziği ile bir an olsun gülümsedi. Nasıl gülümsemesin? 1870 yılında Fransız Eugene Pottier tarafından yazılan ve 1888’de ise yine Fransız Pierre Degeyter tarafından bestelenen ‘Enternasyonal Marşı’ aradan 140 yıl geçse de coşkusunu TBMM’de de devam ettiriyordu. Hani o ‘Uyan artık uykudan uyan, Uyan esirler dünyası’ diye başlayan marş… Dünya işçileri ve emekçileri ile birlikte Türkiye’de de 140 yıldır ‘Bu kavga en sonuncu kavgamızdır artık / Enternasyonal'le kurtulur insanlık’ dense de ‘sonuncu kavga’ uzadıkça uzuyor ve her seferinde başa dönülüyordu! 1 Mayıs kutlamaları bunun en tipik örneklerinden biri.
* * *
Süleyman Çelebi, Musa Çam ve diğer CHP milletvekilleri basın toplantısında hükümete ‘1 Mayıs’ın Taksim’de yapılmasını yasaklamayın, Türkiye’yi gerilimler ve kutuplaştırmalar üzerinden yönetmekten vazgeçin’ çağrısı yapsa da İçişleri Bakanı Efkan Ala yaptığı açıklamada, olumsuz örneklerden ve güvenlikten bahsederek ‘Taksim’de olmaz’ işareti veriyor ve adres olarak, Yenikapı, Kazlıçeşme ya da Kadıköy’ü işaret ediyordu. En son olarak topu İstanbul Valisi Hüseyin Avni Mutlu’ya atıyor. Topu taca atmaya hazır olan Vali Mutlu da, ‘sosyal hayatı, kamu düzenini daha iyi yönetebilme amacıyla’ Avrupa yakasında Yenikapı’yı, Anadolu yakasında da Maltepe'deki fevkalade güzel tanzim edilmiş olan miting alanını adres olarak gösteriyordu.
Süleyman Çelebi’nin basın toplantısında döne dolaşa yasaklı olan yıllarla yasaksız olan yılları gazetelerde çıkan haberler ve fotoğraflar eşliğinde göstermesi çok anlamlı olsa da, gerilimden beslenmeyi bir prensip haline getirmiş iktidarın bunu anlaması oldukça zor görünüyor… 2007-2009 arasında yasak varken Taksim başta olmak üzere İstanbul’un birçok bölgesi, polis saldırılarından dolayı çatışmanın odağı olurken, onlarca insan yaralanıp, gözaltına alınırken, Taksim için yasağın olmadığı 2010-20012 arası ‘bayram havasında ‘ geçen yıllar olmuştu. Yüz binlerce insanın katıldığı 1 Mayıs kutlamalarında bir tek kişinin burnu kanamadığı gibi, iktidar yanlısı gazeteler bile manşetlere olumlu başlıklar taşımıştı. Mesele çok açık: Yasak ve müdahale olmayınca olay olmuyor, müdahale ve yasak olunca olay oluyor: Gaz bombası, tazyikli su, yaralama…
AKP’nin yasakçı, ayrıştırıcı zihniyetinin karşısında sendikal hareket de şimdiden ayrışmış durumda. İktidara yakın olan TÜRK-İŞ, HAK-İŞ ve memur sendikaları İstanbul dışında ‘kutlamalara’ hazırlanıyor. DİSK Genel Başkanı Kani Beko haklı olarak, ‘Taksim konusunda ısrarcıyız. Taksim bizim için kutsal bir yer. 1 Mayıs 1977 yılında katledilen 37 işçi arkadaşımızın katilleri bulununcaya kadar, adalete teslim edilinceye kadar biz Taksim sevdamızdan vazgeçmeyeceğiz’ diyor.
* * *
AKP iktidar yasaklardan beslendiği için, geçen yıl olduğu gibi bu yıl da 1 Mayıs’ta Taksim’i işçilere, emekçilere yasaklamaya hazırlanıyor. Geçen yıl mitinge katılacak olanların ‘çukura düşerek yaralanmalarını istemeyen’ iktidar Taksim’i yasaklamış, katılanları da ‘marjinal’ ilan etmişti. İktidar bu yıl yasak için gerekçe bulmakta zorlanıyor ama Taksim’e izin vermeyeceğinin işaretlerini de gösteriyor. Umarım böyle olmaz. Sendikaları dinlemeyen AKP, hiç değilse Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ni (AİHM) dinler ve yasaktan vazgeçer!
AİHM, 2012 yılında aldığı bir kararla AKP’nin yasak kararını mahkûm etmişti. AİHM, DİSK ve KESK’in 2008 1 Mayıs’ına yönelik yapılan saldırılarla ilgili olarak hükümete karşı açtığı davayı 23 Ekim 2012 tarihinde karar bağlamış, 1 Mayıs yasağından ve saldırılarından dolayı AKP Hükümeti'ni mahkûm etmiş ve ‘Mevcut davada, İşçi Bayramı’nı kutlamak ve 1 Mayıs 1977 gösterilerinde hayatlarını kaybeden üyelerini anmak açıkça ilgili iki sendikanın (DİSK ve KESK) genel yetkisi kapsamındadır’ demişti.