English French German Italian Japanese Chinese Russian Spanish
Üye Girişi
Kullanıcı Adı :
Şifre :
Son Makaleler
Ali KENANOĞLU
Başörtülü bacımızı cami avlusunda katletseler!

Uğur Kurt cemevi avlusunda polis S.K’nın tabancasından çıkan kurşunla katledildi. Olay ilk önce “Havaya atılan ateş so Devamı..

Turan ESER
Küreselleşen Kerbela

“Zorbalık karşısında sessiz kalan herkesin içindeki insan ölür!” diyor Akinwande Oluwole Soyinka isimli Nijeryalı yaza Devamı..

Ali KENANOĞLU
500 haftadır aynı yerde

27 Mayıs 1995 tarihinden bu tarafa bir grup insan, gözaltında devletin askeri–polisi tarafından yani bizzat devlet iradesiyl Devamı..

Facebook
Haber Bülteni
Ad Soyad :
E-Mail :
Dinde samimiyet mi dediniz?
Yayınlanma Tarihi: Salı, 15 Nisan 2014
Dinde samimiyet mi dediniz?

Dün birlikte ‘en iyi din bizim dinimiz’ diyen Erdoğan ve Gülen, bugün ayrı ayrı ‘en iyi yorum benim yorumum’ demeye başladılar. Kavganın din üzerinden daha da büyüyeceği kesin. Çünkü iktidar ‘son tahlilde’ paylaşımı reddeder, ortak istemez! Baksanıza dün el üstünde tutulan ve memleketin ‘ilk başörtülü rektörü’ unvanını da alan Dicle Üniversite Rektörü Prof. Ayşegül Jale Saraç, cemaatçi diye şimdi yerden yere vuruluyor. Bugün Diyanet ‘Kutlu Doğum Haftası’ nedeniyle ‘Din samimiyettir’ diye törenler düzenliyor ya, Dicle Üniversitesi rektörü iktidar için din ve samimiyet konusunda önemli bir örnek oluşturuyor!

Öküz ölmese, ortaklık bozulmasa, her şey bir yana yalnızca başörtüsünden dolayı ‘memleketin medarı iftiharı’ olarak gösterilecek rektör için bugün AKP’liler demediğini bırakmıyor. AKP Diyarbakır Milletvekili Cuma İçten rektör için tam 65 maddelik suçlama listesi açıkladı. Rektör ve ekibinin Diyarbakır'da F Tipi Örgüt kurduğunu belirten İçten ‘Dicle Üniversitesi'nin devletin verdiği ödenekleri nasıl kullandıklarını, yeni atadıkları kadroların maaşlarından yüzde 10 ile 20 arasındaki bölümünün F tipi örgütüne haraç verildiğini, işlerine gelemeyen öğretim üyelerinin maaşlarının kesildiğini, bazılarının da görevdeyken görevden alındıklarını biliyoruz’ diyor ve rektörü istifaya çağırıyor… Cemaatin eli de tabi armut toplamıyor. Onlar da İçten’i ve AKP’yi ‘başörtüsü ve özgürlük düşmanı’ ilan ederek, ‘bugün yetkili gözükenler, geçmişte silah kaçakçılığı yaptı mı yapmadı mı’ diye soruyor.

Nereden nereye? Kavga büyüdükçe Fethullah Hoca’yı ‘hoca değil örgüt lideri’ yapan yaklaşım, şimdi rektör için de ‘paralelciliğini örtmek için başını örttü’ noktasına gelmiş durumda. Gerçek bu. Ne dini, ne ahlakı, ne samimiyeti, varsa yoksa çıkar!

Bugün cemaatçi olduğu gerekçesiyle lanetli ilan edilen Prof. Ayşegül Jale Saraç 2007 yılında AKP tarafından Diyarbakır’da milletvekili adayı gösterilmiş! 2008 yılında ise üniversitede yapılan oylamada üçüncü olmasına rağmen, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül tarafından rektörlüğe atanmış! Yani öyle sıradan biri değil, AKP’nin önem verdiği, makbul bir isim! Hem de bu önem daha düne kadar devam eden bir önem. 2011 genel seçimlerinde rektör Saraç AKP için doğrudan çalışmış, AKP’lileri üniversitede muhtarlarla bir araya getirmiş.

AKP tarafından bugün hedefe konan Rektör Saraç’ın eleştirilen icraatları ise hiç de yeni değil. Üstelik hepsi tek tek biliniyormuş. Örneğin, üniversitedeki 128 öğretim görevlisinin akademik kadro ilanının kadrolaşma eğilimi taşıdığına yönelik itirazları gibi… Ya da üniversitede okuyan BDP’ye yakın Kürt ve solcu öğrencilerin mağduriyetleri gibi… İddiaya göre, 2008-2011 yılları arasında tam 43 bin 648 öğrenci fişlenmiş, yüzlerce öğrenci hakkında soruşturma açılmış! Ancak, her ne hikmetse mağdur olan öğrencilerin şikayetini bugüne kadar duyan olmamış! Buna rektör için demediğini bırakmayan AKP Milletvekili İçten de dahil! Üniversitede yaşanan bir cinsel taciz olayı da örtbas edilen olaylardan bir başkası diye iddia ediliyor... Doç. Dr. Ahmet Yıldırım’ın BDP Parti Meclis üyesi olduğu için soruşturma açan ya da üniversitenin Kongre Salonu'nda Eğitim Sen tarafından düzenlenmek istenen ve BDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş'ın da davetli olduğu ‘Çözüm Sürecinde Siyaset ve Akademinin Rolü konulu panele de izin vermeyen kim’ diye sorulduğunda da, bütün işaretler bugün suçlanan rektöre çıkıyor!

* * *

Din devletle, devletin yönetimiyle bu kadar iç içe girince, her şeyin dini bir açıklaması yapılmaya çalışılınca, samimiyet, ahlak, vicdan, adalet yalnızca işin lafı olarak kalıyor. Din böylece siyasi iktidarın yürümesi için önemli bir araca dönüşüyor. Böyle olunca da, Diyanet İşleri Başkanlığı hutbe yayınlayarak AKP’nin sosyal medya yasaklarına destek veriyor. Yine aynı Diyanet, bugün ‘tu kaka’ ilan ettiği Fethullah Gülen cemaatinin siyasi bir proje olarak 1994’lerden sonra kutlamaya başladığı ‘Kutlu Doğum Haftası’nı ‘Dinde samimiyet’ başlığıyla neredeyse ülkenin resmi dini günlerine dönüştürüyor. Törene katılan Cumhurbaşkanı Gül'ün burada söyledikleri ise tam ‘makara’lık oluyor! Rektörlük seçiminde aldığı oya göre üçüncü sıradayken kendi eliyle atadığı Dicle Üniversitesi Rektörü tartışılırken ‘ağır samimiyet sınavından geçiyoruz’ diyen Gül ‘birbirimize karşı samimi olmamızın, özümüzle sözümüzün, içimizle dışımızın bir olmasının her şeyden önce sağlıklı bir toplum olmanın en temel şartı olduğunu vurgulamak isterim" diyor. Karar sizin!

Etiketler: yazar,necdet saraç,Dinde samimiyet mi dediniz?