Üye Girişi
Son Makaleler

Başörtülü bacımızı cami avlusunda katletseler!
Uğur Kurt cemevi avlusunda polis S.K’nın tabancasından çıkan kurşunla katledildi. Olay ilk önce “Havaya atılan ateş so Devamı..

Küreselleşen Kerbela
“Zorbalık karşısında sessiz kalan herkesin içindeki insan ölür!” diyor Akinwande Oluwole Soyinka isimli Nijeryalı yaza Devamı..

500 haftadır aynı yerde
27 Mayıs 1995 tarihinden bu tarafa bir grup insan, gözaltında devletin askeri–polisi tarafından yani bizzat devlet iradesiyl Devamı..
Facebook
Haber Bülteni
Meczup deyip geçmeyelim…
Yayınlanma Tarihi: Salı, 15 Nisan 2014

Seçimler sonrası CHP’nin ilk grup toplantısında Kılıçdaroğlu ‘ne söyleyecek, sonuçları nasıl yorumlayacak’ merakı ile toplantının başlamasına birkaç dakika kala tam salona girerken ortalık birden bire karıştı. Basın mensupları, ellerinde koca koca kameralarla salonun bir ucundan diğer ucuna ışık hızıyla hareket ederken güvenlik görevlileri de onların peşi sıra koşturuyordu. Kılıçdaroğlu’na saldırılmış ve yumruklanmıştı. Üstelik yumruklandığı yer CHP grup salonunun girişiydi. Seçim süresince iyice gerilen siyasi atmosferin de etkisiyle salonda her kafadan bir ses çıkıyordu ama ortada görülen şuydu: Gerilim siyaseti, Meclis'te Kılıçdaroğlu’na saldırmaya kadar işi vardırmıştı... Saldırıyı göremedim ama saldırganın salondan yaka paça çıkartılışını gördüm. Güvenlik güçleri sanki bu tür bir saldırıya yeterince hazır değildi. Müdahale biçimi bunu gösteriyordu. Saldırganın o ara linç edilmemesinde ise CHP’lilerin linç kültürü ile büyümemiş olmalarının büyük payı olduğunu düşündüm…
* * *
Ne kadar önlem alırsan al, planlı yapılmış bir saldırıdan kurtulmak kolay olmaz. Ancak dün Meclis'te CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na yapılan saldırıyı görünce insan, ister istemez ‘bu kadar da olmaz’ diyor. Salı günleri Meclis tam anlamıyla ana baba günü. Meclis’te güvenlik sıfır. Bir parti genel başkanına üstelik kendi grubunda saldırmak kolay bir iş değil ama saldırıldı!
Bu saldırıyı yapan kişinin özelliklerine bakınca birilerinin seçim öncesi AKP tarafından bilinçli olarak başlatılan gerilim üzerinden yapılan siyaseti devam ettirmek istedikleri anlaşılıyor. Nasıl anlaşılmasın? Yapılan bazı açıklamalar insanı ister istemez geriyor, bazı çevreleri de kışkırtıyor. Bir parti liderine yapılan saldırıdan sonra Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek’in attığı twittler bunu yeterince gösteriyor. Kemal Kılıçdaroğlu’na ‘KK’ diyen Gökçek, ‘KK'yı sevmesem de kaba kuvveti kınıyorum’ dedikten sonra, ne alaka ise kışkırtıcı bir şekilde ‘KK CHP'nin başından gitmelidir ve gidecektir de’ diye yazıyor!
* * *
Saldırgan, kayıtlara göre bundan önce Meclis'e tam dört yıl önce gelmiş. Aradan dört yıl geçtikten sonra Meclis'e ‘ilk kez gelen’ birinin, böyle bir saldırıdan sonra ne Meclis'e ilk defa geldiğine inanmak, ne de saldırıyı tek başına yaptığına inanmak mümkün gözüküyor!
TBMM İdare Amiri Salim Uslu’nun, saldırganın ‘muhtemelen bir milletvekilinin davetlisi olarak gelmiş olabileceğini’ açıklaması bu tezi doğruluyor. Çünkü Meclis'e özellikle arabayla girerken, ‘güvenlik önlemi’ yok gibi…
Saldırganın sabıkalı ve uyuşturucu dahil 26 civarında suç işlemiş olması ne onu ‘meczup’ ne de bu saldırıyı anlık bir tepkinin sonucu bir saldırı olarak ‘münferit’ yapar! Bu tür saldırılar ciddi olarak cezalandırılmadığı ve ‘geçiştirildiği’ için, yapanın yanına kâr olarak kalıyor. Arkasından da saldırganı Türkiye kamuoyunun tanıdığı bir şahsa dönüştürerek yeni saldırıları da fiili olarak teşvik ediyor. Geçmişte İnönü’ye, Ecevit’e, Demirel’e ve Özal’a yapılan bu saldırılar hafızalardadır. Ahmet Türk’ün yumruklanması daha dünkü olaydır.
Bunlardan dolayı, saldırganın polisin iddiasının aksine profesyonel olduğunu ileri süren CHP Genel Başkan Yardımcısı Gürsel Tekin’in iddiası dikkate alınmalıdır. CHP İstanbul Milletvekili Ali Özgündüz’ün, ‘Meclis'te güvenlik sıfır’ iddiası da, saldırganın yakalanma ve götürülüş biçimi ile daha önce uyuşturucudan tutuklanmış birisinin 2,5 saat sonra kan testine tabi tutulması gibi iddiaları mutlaka dikkat alınmalıdır. BDP Grup Sözcüsü Baluken’in, CHP ve MHP’nin de iddialarını tamamlar şekilde ‘Yerel seçimlerden dolayı gerginleşen atmosferde meydana gelen bu saldırının planlı yapıldığını’ iddia etmesi önemsenmelidir. Alperen Ocakları yalanlasa da bir kez daha bir saldırıda Alperen Ocakları isminin geçiyor olması, titizlikle incelenmelidir. Özetle, bu işin üzerine gitmeli ve hiç değilse bu kez doğrudan Meclis'te yapılan böyle bir saldırı ‘bir meczubun yaptığı münferit bir saldırı’ olarak tarihe yazılmamalıdır. Çünkü, anlaşılıyor ki, mesele 26 suçtan sabıkalı bir meczubun attığı yumruğun ötesindedir!
Etiketler: yazar,necdet saraç,Meczup deyip geçmeyelim…