
Uğur Kurt cemevi avlusunda polis S.K’nın tabancasından çıkan kurşunla katledildi. Olay ilk önce “Havaya atılan ateş so Devamı..

“Zorbalık karşısında sessiz kalan herkesin içindeki insan ölür!” diyor Akinwande Oluwole Soyinka isimli Nijeryalı yaza Devamı..

27 Mayıs 1995 tarihinden bu tarafa bir grup insan, gözaltında devletin askeri–polisi tarafından yani bizzat devlet iradesiyl Devamı..

Bu ülkede hiç iktidara gelmemiş solu hedef tahtasına oturtmaktan oldum olası hiç hoşlanmadım. Sanki sol iktidarmış gibi, her tartışmada günahı hemen sola çıkaranlardan da...
Cumhuriyetin 15-20 yıllık ilk dönemi hariç Osmanlıdan bu yana bu ülkeyi hep sağcılar, muhafazakârlar ve siyasal İslamcılar yönetti. İsimler değişti, yönetme biçimi ve uygulamalar hep aynı oldu. Bu anlamıyla, bu ülkede bütün kötülüklerin kaynağı ve sorumlusu tereddütsüz sistemin kendisidir. Seçim hileleri bugüne ait bir gerçek değildir. Seçimlerde hile geleneği yalnızca 1946, 1954 veya 1957 seçimleri ile de sınırlı değildir. Kökleri Osmanlıya, saraya kadar uzanır. Rüşvet ve yolsuzluk da öyle... İftira, yalan ve nefret de öyle. 14 yaşındaki Berkin Elvan’dan ‘terörist’ çıkarmaya çalışan zihniyet yalnızca bugüne ait değil. Sistem kendisi gibi olmayan herkesi ayrıştırmada, ötekileştirmede oldukça mahir. Üstelik bu ayrıştırmayı kin ve nefret duygularını öne çıkararak da yapmayı iyi biliyor. 3,5 yaşındaki Pamir’i, annesini ve babasını da öne çıkararak, bir kayıp hikayesinden hareketle, bölge ormanlık ve 3. Köprü’ye yakın diye Alevi, sol ve ayaklanma senaryosu yazanlar sistemin yarattığı canavarlar! Bu sistem devam ettikçe bu canavarlar da yaşama şansı bulmaya devam edecekler. Üstelik bazen tam anlamıyla bir çoğunlukmuş gibi...
Bunlar önemli ama asıl tartışmak istediğim bu değil. Seçimlerde Berkin’i terörist gösteren anlayışla, Pamir ölü bulunmasa onun üzerinden neredeyse yeni bir ‘Gezi ayaklanması’ yaratacak kadar zalim olan anlayış galip çıktı. Sistemi şu anda kontrol edenler bu sonuçtan dolayı psikolojik bir üstünlük yakaladılar. Bu psikolojik üstünlükten dolayı da AKP, yüzde 45,6 oy oranını neredeyse yüzde 80-90 gibi sunmaya ve böylece herkesi teslim almaya çalışıyor...
Ortada böyle bir gerçek var. Tamam! Ancak bu gerçeği gören yüzde 50 küsurluk çoğunluk, başka bir şey yapıyor ve kendisiyle yüzleşmekten ısrarla kaçıyor. Solun ve sosyal demokrasinin, kötülüklerin kaynağı ve sorumlusunu sistem olarak göstermesi, AKP’nin, dolayısıyla iktidarın erezyona uğradığını ve kaybedeceğini söylemesi, ne kendi yüreğine ne de kaybedenlerin yüreğine soğuk bir su serpmeye yetiyor. Yetmez de! Siyaset dediğin bir sonuç alma sanatıdır. İktidar isteğidir. Yönetme arzusudur. Sosyal demokrasi de sol da bundan hayli uzakta. Yerel iktidarların çoğunluğu AKP’de, merkezi iktidar da!
* * *
Derdim faturayı sola çıkarmak değil. Solu suçlamak hiç değil! CHP’nin, HDP’nin, TKP’nin, ÖDP’nin seçim bildirgeleri oldukça güzel. Uygulama alanı bulsalar, bu ülkenin çehresi değişir. Ama olmuyor. Her seçimde bize hüzün, tonları zaman zaman değişse de sağa sevinç düşüyor!
Bu seçimde ‘kim yenildi’ sorusuna solun neredeyse bütün renkleri ‘biz değil’ şeklinde cevap veriyor.
Örneğin, CHP seçimlerden çıkan sonucu başarısızlık olarak değerlendirmediği gibi, ‘oylarımızı arttırdık’ demektedir.
TKP’lile
TKP'lilerin ve birçok aydının da içinde yer aldığı Sol Cephe ise seçim sonuçlarına ilişkin olarak, ‘AKP'nin kazandığı şaibeli ve istikrarsız mevzi halk kitlelerinin önündeki engellere bir unsur daha eklemişse de, Sol Cephe asla bir yenilgiden söz edilemeyeceği görüşündedir’ demektedir.
ÖDP, seçim sonuçlarını ‘bu sonuçlar, Cumhurbaşkanlığı seçimi öncesi krizin yayılarak derinleşmesi anlamına gelecektir’ şeklinde değerlendirirken, aldıkları oyu ‘azdır ancak bizim için oldukça kıymetlidir’ şeklinde değerlendirmektedir.
HDP ise ‘30 Mart seçimlerinden hem sayısal hem oransal en yüksek başarıyla çıktığımızı mutlak bir güvenle söylüyoruz’ vurgusu yaparak başarılı olduğunu ilan etti.
İşçi Partisi de kendi aldığı sonuca değinmeden sorumluluğu AKP ve CHP’ye yıkarak ‘İşçi Partisi + CHP + MHP Atatürk’te birleşerek Milli Güçbirliği yapsalardı bugün AKP hiçbir belediyeyi kazanamazdı’ tezini savunmaya devam ediyor.
* * *
Yenilgiden kurtulmak için Cemaat'e ve sağa yaslanmayalım tamam! Yüzümüzü sola dönelim tamam! Panik yapmayalım, bu da tamam! Ama seçim sonuçlarına yansıyan oyları da ‘Allah rızası’ için başarı gibi göstermekten de vazgeçelim. Öncelikle gerçeği kabul edelim. Çıkışın yalnızca AKP’ye fatura çıkarmaktan ya da CHP’ye vurmaktan geçmediğini de artık görelim. 26 partinin katıldığı seçimlerde gerekçesi ne olursa olsun, CHP 12.533.398, HDP 853.686, İP 65.762, TKP 19.245, ÖDP 17.676 oy aldı.