English French German Italian Japanese Chinese Russian Spanish
Üye Girişi
Kullanıcı Adı :
Şifre :
Son Makaleler
Ali KENANOĞLU
Başörtülü bacımızı cami avlusunda katletseler!

Uğur Kurt cemevi avlusunda polis S.K’nın tabancasından çıkan kurşunla katledildi. Olay ilk önce “Havaya atılan ateş so Devamı..

Turan ESER
Küreselleşen Kerbela

“Zorbalık karşısında sessiz kalan herkesin içindeki insan ölür!” diyor Akinwande Oluwole Soyinka isimli Nijeryalı yaza Devamı..

Ali KENANOĞLU
500 haftadır aynı yerde

27 Mayıs 1995 tarihinden bu tarafa bir grup insan, gözaltında devletin askeri–polisi tarafından yani bizzat devlet iradesiyl Devamı..

Facebook
Haber Bülteni
Ad Soyad :
E-Mail :
‘Vicdan’ mı dediniz?
Yayınlanma Tarihi: Cuma, 21 Şubat 2014
‘Vicdan’ mı dediniz?

İnsan hakları ihlallerinde, tutuklu gazeteci sayısında, kadın cinayetlerinde, çocuk işçiliğinde, çocuk taciz ve tecavüzünde, çocuk gelinlerde dünya sıralamasında en önlerde yer alacaksın; sonra, vicdandan bahsedeceksin…
 
‘Cami’ yalanından sonra, ‘Kabataş’ yalanın ortaya çıkacak ama sen yine de vicdandan bahsedeceksin. Görüntüler ortadayken, saniye saniye ne olduğu televizyon ekranlarına yansımışken bile; bu görüntüler sanki hiç yokmuş gibi, ses tonunu da ona göre ayarlayıp, vicdanlara sesleneceksin; “Sizin insanlığınız öldü mü be? Sizin vicdanınız bu kadar mı karardı? Çocuklarınızın, eşinizin yüzüne nasıl bakabiliyorsunuz be?” diyeceksin… Sonra da tehdit edeceksin, “Bedel ödettireceğim!” diyeceksin: “Kabataş’ta linç edilen başörtülü kızımızı, tekrar manşetlerde linç etmenin bedelini de ödeyecekler”... Üstelik tehditlerinde dur durak da olmayacak, parmağını sallayarak Bahçeli’yi bile hedefe oturtacaksın: “Kabataş’ta linç girişimine uğrayan başörtülü kızımızın karşısında Gezi vandallarını savunmak sana mı kaldı!”…
 
 
Yalnızca kendi oy tabanını kemikleştirmek ve onları, ‘onlardan olmayanlara karşı’ kışkırtmak için, göz göre göre yalan söyleyeceksin, sonra da vicdandan bahsedeceksin…
 
Her zorda kaldığında, bayatlamış olsa da, “Kucağında 6 aylık bebeğiyle başörtülü bacıma saldırdılar’ hikayesini yeniden kullanacaksın, sonra da vicdandan bahsedeceksin… Üstelik, saldırı dediğin bu yalanla ilgili aradan 8-9 ay geçmiş olsa da, bir tek görüntü yayınlayamayacaksın, yayınlanan görüntüleri yok sayacaksın; sonra da vicdandan bahsedeceksin…
 
Yalnızca bu görüntüleri mi? Gezi Direnişi’nde öldürülen gencecik insanların görüntüleri karşısında da susacaksın. Görmemek için inat edeceksin!
 
 Ankara’da öldürülen Ethem Sarısülük’ü öldüren polis “Çektim, sıktım 3 tane” dese de, senin en önemli belediye başkanın ekranlarda daha dün “Ama buradaki, polisin kendini kurtarmak için yapmış olduğu bir davranış” diyecek ve sen çıkıp vicdandan bahsedeceksin!
 
 Yine, daha dün Antakya’da, 3 Haziran 2013’te polisin attığı gaz fişeğinin başına isabet etmesiyle hayatını kaybeden Abdullah Cömert'e ilişkin MOBESE görüntülerinde fişeğin 'Akrep' tipi bir araçtan atıldığı ortaya çıkacak; sen bu görüntüleri de yok hükmünde sayacaksın, sonra vicdandan bahsedeceksin!
 Yine aynı şekilde iki gün önce, Gezi Eylemleri sırasında bir aracın çarpması hayatını kaybeden 20 yaşındaki Mehmet Ayvalıtaş'ın yaşamını yitirdiği anın görüntüleri ortaya çıkacak; sen bu görüntüleri de yok sayacaksın, sonra da vicdandan bahsedeceksin! Hadi bunu da görmedin, daha 47 yaşında evlat acısına dayanamayıp aramızdan yitip giden annesi için ne diyeceksin?
 Sahi, Ali İsmail Korkmaz görüntülerine ne diyeceksin? Bu görüntülerin hepsi orta yerde, gizli saklı değil. Bu görüntülerde ne olduğu ayan beyan ortada. Ne olduğunu anlamak için hiçbir uzmanlık gerekmiyor. Ama bir tek şey gerekiyor: Lafını çok ettiğin ama sen de asla olmayan şey, yani vicdan!

 12 yıllık AKP İktidarı maalesef tam anlamıyla, o çok lafını ettikleri ‘kutsal değerlerin’ de yitirildiği yıllar oldu. Değerlerin kaybı, kaçınılmaz olarak vicdansızlığa tekabül ediyor. Eskiden dindeki 'dürüstlüğü ve adaleti' vurgulamak için sıkça kullanılan 'İmanı olanın vicdanı da olur' söylemi, AKP’li iktidarla birlikte tam bir yalana dönüşmüş durumda. ‘Kabataş Yalanı’na bile yalan diyemeyen büyük bir toplumsal grup bunu gösteriyor. 330’a yakın milletvekili, onlarca gazeteci, yazar, çizer de…  Siyasal İslam'ın yükselişi ve yaşanan gelişmeler, en imanlı gözükenlerin aslında en vicdansızlar olduğunu ortaya koyuyor. İnsanın kendi içindeki adalet terazisinin, yani vicdanının bu kadar yok olmasının, bu kadar aleni olarak yalanların arkasına sığınmanın başka bir açıklaması olabilir mi?

 Bazılarına ters gelebilir ama, bir kez daha gördük ki; siyasette ve toplumda dengeler olmayınca, solla-sağın arasındaki güç dengesi bu kadar bozulunca, siyasi farklar giderek ortadan kalkınca ve güçlü bir ‘Sol’ olmayınca; toplumsal vicdan da asla olmuyor. Olsa, tek başına ‘Kabataş Yalanı’ bile bu hükümeti hemen götürmeye yeter de artardı!
  
saracnecdet@hotmail.com

Etiketler: yazar,necdet saraç,‘Vicdan’ mı dediniz?