English French German Italian Japanese Chinese Russian Spanish
Üye Girişi
Kullanıcı Adı :
Şifre :
Son Makaleler
Ali KENANOĞLU
Başörtülü bacımızı cami avlusunda katletseler!

Uğur Kurt cemevi avlusunda polis S.K’nın tabancasından çıkan kurşunla katledildi. Olay ilk önce “Havaya atılan ateş so Devamı..

Turan ESER
Küreselleşen Kerbela

“Zorbalık karşısında sessiz kalan herkesin içindeki insan ölür!” diyor Akinwande Oluwole Soyinka isimli Nijeryalı yaza Devamı..

Ali KENANOĞLU
500 haftadır aynı yerde

27 Mayıs 1995 tarihinden bu tarafa bir grup insan, gözaltında devletin askeri–polisi tarafından yani bizzat devlet iradesiyl Devamı..

Facebook
Haber Bülteni
Ad Soyad :
E-Mail :
Rote Flora ve AKM
Yayınlanma Tarihi: Salı, 21 Ocak 2014
Rote Flora ve AKM

Türkiye’de özellikle İslamcılar genellikle kıyaslamaya dayalı ‘Batı’ örneklerinden rahatsız olurlar. ‘Batı’yı örnek vermek istemezler. Ancak birkaç haftadır hem AKP kurmayları, hem de AKP’li birçok yazar Hamburg’da ortaya çıkan ‘Gezi’ benzeri direnişe karşı Hamburg Eyalet Hükümeti’nin ‘Tehlikeli Bölge’ kararını ve müdahalesini, hem de Avrupa’daki HSYK örneklerini verip duruyorlar. HSYK örnekleri başlı başına ayrı bir yazı konusu olduğu için onu dışarıda bırakıyorum ama Hamburg örneğini biraz anlatmakta yarar var.

AKP’liler ‘Alman Polisi’nin, ‘Hamburg Polisi’nin göstericilere yönelik şiddetini görünce, Gezi Eylemleri sırasında kendileri tarafından kahraman ilan edilen Türk polisinin şiddetiyle kıyasladılar ve ‘derin bir oh’ çektiler! Kötü örnek, sanki ‘iyi örnek olurmuş’ gibi, “Bizim polisimize bu kadar laf ediyorsunuz, bakın Alman Polisi neler yapıyor” havasında kendilerini rahatlatmaya çalıştılar. AKP’nin önemli kurmaylarından hukukçu ve Anayasa Komisyonu Başkanı Burhan Kuzu bile “Gezi Olayları’nda 24 saat canlı yayın yapan dünya basını, ‘Almanya Polisi’nin Hamburg Olayları’nda takındığı şiddeti hiç yayınlamıyor” diye açıklama yaptı. Ancak Hamburg’da yasak ve çatışma 10 günde bitince, AKP’lilerin kıyaslama ve kendilerini rahatlatma hevesleri de kursaklarında kaldı!

***

Almanya 1980’lerde solcuların, evsizlerin birçok işgal eylemine tanıklık eden bir ülke. Hamburg, Berlin, Köln gibi şehirler, atıl durumda onlarca boş binanın işgal edildiği önemli kentlerdi. Daha sonra solcular tarafından kültür merkezine dönüştürülen Hamburg’daki Rote Flora da bunlardan biriydi. 1835’de inşa edilmiş Rote Flora, devlete aitti ama atıldı; tamir edilmemiş, yıkılmaya yüz tutmuş bir binaydı. 1989 yılında solcular tarafından işgal edildi ve yeniden yaratıldı. Kafeleriyle, kültür etkinlikleriyle bir alternatif buluşma merkezi oldu.

Rote Flora Kültür Merkezi’nin bulunduğu bölge yalnızca Hamburg’un değil, bütün Almanya’da en çok sayıda otonomcu sol güçlerin yaşadığı bölgeydi. İşte Rote Flora biraz da bu yoğunluğu dağıtmak için, Aralık’ta mahkeme kararıyla kapatıldı. Bunun üzerine binlerce kişinin katıldığı protestolar ve polisle çatışmalar yaşandı. 4 Ocak 2014 günü, eyalet hükümeti aldığı bir kararla bölgeyi ‘Tehlikeli Bölge’ ilan etti. Bizim fazlasıyla ‘alışkın’ olduğumuz bu durum, Almanya’da ciddi bir tartışma yarattı. Almanya’nın dört bir yanında dayanışma eylemeleri yapıldı. Sol Parti konuyu Anayasa mahkemesine götürdü.

Rote Flora ile dayanışma eylemlerine solculardan, otonomlara, yabancılardan ve en az bizim Çarşı Grubu kadar etkili olan efsane St. Pauli futbol takımının taraftarlarına kadar farklı ve geniş çevreler katıldı. Eylemler artınca sağcı ve muhafazakar birçok çevre “Almanya’da aşırı sol grupların şiddet eylemleri yeniden hortluyor mu” tartışmasını yapmaya başladı. Hırıstiyan Demokrat  Parti polise karşı protesto eylemlerini ve gelişmeleri Kızıl Ordu Fraksiyonu ile kıyasladı. Alman istihbaratı “Bu eylemler şiddetin yeni yüzü” dedi. Hamburg Eyaleti’nde hükümet olan ve ‘Tehlikeli Bölge’ kararını veren Sosyal Demokrat Parti Hükümeti de, kararını savunmak için “Hamburg, saldırı ve şiddet potansiyeli taşıyan ve sayıları binlerle ifade edilen ‘aşırı sol’ bir potansiyele sahip” dedi.

‘Tehlikeli Bölge’ uygulamasının arkasında; solcuları bölgeden dağıtma, ilticacılara ve yabancılara tavır, toplumsal dokuyu değiştirme ve tabii ki rant gibi çeşitli gerekçeler olsa da, direniş ve ülkenin birçok yerinde yükselen protestolar SPD Hükümeti’ne geri adım attırdı. Tuvalet fırçasının bile ‘eylem aleti’ ilan edildiği komik yasaklar, önce hafifletildi, 13 Ocak’ta da tamamen kaldırıldı. Polisiye önlemleri çözüm getirmeyeceği görüldü. Ve en önemlisi bölge belediyesi Hamburg’un imar planlarında değişikliğe giderek Rote Flora’nın ‘Rote Flora’ olarak kalmasını sağlayacak bir düzenleme yaptı.

Bizimle ‘Batı’ arasındaki fark, işte tam da burada! Orada ‘Rote Flora’ alternatif kültür merkezi olarak kalırken, bizde Taksim’deki koskoca Atatürk Kültür Merkezi (AKM) çürümeye terk ediliyor. Yetmiyor, ‘polis karakolu’ olarak kullanılıyor! Almanlar 10 günde anladılar, ‘bizimkiler’ 7 aydır anlamadılar! Hala polisiye önlemlerin arkasına sığınıyorlar. Acaba diyorum; hiç değilse AKP sonrası, 31 Mart’ta, AKM alternatif bir kültür merkezi oluşturmak şartıyla ‘Taksim Dayanışması’na verilse; Nazım Hikmet’ten Ahmet Kaya’ya, Hrant Dink’ten Gezi direnişinde öldürülen gençlerin ruhu orada yaşasa…

Etiketler: yazar,necdet saraç.Rote Flora ve AKM