English French German Italian Japanese Chinese Russian Spanish
Üye Girişi
Kullanıcı Adı :
Şifre :
Son Makaleler
Ali KENANOĞLU
Başörtülü bacımızı cami avlusunda katletseler!

Uğur Kurt cemevi avlusunda polis S.K’nın tabancasından çıkan kurşunla katledildi. Olay ilk önce “Havaya atılan ateş so Devamı..

Turan ESER
Küreselleşen Kerbela

“Zorbalık karşısında sessiz kalan herkesin içindeki insan ölür!” diyor Akinwande Oluwole Soyinka isimli Nijeryalı yaza Devamı..

Ali KENANOĞLU
500 haftadır aynı yerde

27 Mayıs 1995 tarihinden bu tarafa bir grup insan, gözaltında devletin askeri–polisi tarafından yani bizzat devlet iradesiyl Devamı..

Facebook
Haber Bülteni
Ad Soyad :
E-Mail :
Her şeyi birlikte yaptılar!
Yayınlanma Tarihi: Perşembe, 16 Ocak 2014
Her şeyi birlikte yaptılar!
“Artık birlikte gitmeliler! Demokrasi adına, bunlardan biri diğerine tercih edilemez. Cemaat’i kullanarak AKP’yi mahkum etmek ya da AKP’yi kullanarak Cemaat’i mahkum etmek demokrasi güçlerinin işi değildir. “ Necdet Saraç / Yolsuzluk depremi büyüyerek devam ediyor. İHH’ye ve El Kaide’ye yönelik operasyonlar da bu depremin birer parçaları. 12 AKP’li milletvekilinin daha istifa edeceği söylentileri de depremin önemli bir parçası. Cumhurbaşkanı Gül’ün istifaları şimdilik durdurmuş olması sonucu değiştirmez. Bugün bu dalganın önünde durmaya çalışan, bütün siyasi partilerle görüşerek ‘gaz almaya’ çabalayan Gül de, bir başkası da yarın bu dalganın önünde duramaz! Çünkü bir dönem hızla kapanıyor. Üstelik CHP’ye ve BDP’ye rağmen, muhalefete rağmen kapanıyor! Avrupa basını da, Amerika basını da bu gerçeği her gün ısrarla yazıyor. Bir dönemler ‘baş düşman’ Esad’ı ‘ehven-i şer’ göstermek de, Suriye’de El Kaide’ye yönelik operasyon yapmak bile artık AKP’yi kurtaramaz! Bir Alman gazetesi şöyle yazıyor: “Türkiye’de hükümete göre kötü olan, hükümet içinde yolsuzluk yapanların bulunması değil, bunun ortaya çıkmış olması. Yolsuzluk iddialarının aydınlatılması ise kimseyi ilgilendirmiyor. Önde gelen 20 sanayi ülkesinin üyesi olan, Avrupa Birliği’ne girmek isteyen ve bütün bölge için model ülke olmayı amaçlayan bir devlet için bu, kabul edilemez”. *** Çaresizler. Yolsuzluklardan sonra ortaya attıkları HSYK Tasarısı bu çaresizliğin tipik bir göstergesi. Afrası tafrası devam ediyor gözükse de, AKP’nin eli ayağına dolaşmış durumda. Çaresiz kalan Başbakan dünkü grup konuşmasında olduğu gibi bundan dolayı, en yakın ortaklarına, ‘dini bütün insanlara’ sürekli küfrediyor, sürekli kızıyor. Darbe ve mağduriyet edebiyatı artık tutmuyor. “Bugün artık geçmişte bazı yargılamalarında üzerinde çok büyük soru işaretlerinin oluştuğu görüyoruz” demesinin de hiçbir karşılığı olmuyor! Bundan bir süre önce, Başbakan’ın ‘mağdur edebiyatı’ önemli ölçüde tutuyordu. İktidarken, ‘muhalefet’ gibi davranmayı iyi beceriyordu. Ancak dün Kılıçdaroğlu’nun da üzerine basarak söylediği gibi, bu edebiyat gına getirmiş durumda: “Malı götüreceksin, sıkışınca darbe yapıldı bana diyeceksin. Dört bakanı malı götürüyor, ülkeyi soyuyorlar. Bana darbe yapıldı diyor, gene mağdur edebiyatı. Yeter artık bu mağdur edebiyatı”. 12 yıllık iktidardan sonra hala mağdur edebiyatı yapmanın hiçbir iler tutar tarafı yok. HSYK Tasarısı orta yerdeyken, Başbakan’ın grup konuşmasında 17 Aralık’ta başlayan Yolsuzluk ve Rüşvet Operasyonu’nu ‘demokrasimize yönelik en ahlaksız darbe girişimi’ diye değerlendirmesi tek kelimeyle komik! Hiçbir inandırıcılığı yok! Buna rağmen; bakanı da, başbakanı da operasyonun zamanlamasını ‘manidar’ bulmaya devam ediyorlar. *** Bunlar 12 Eylül 1980 Darbesi’nin yarattığı siyasal iklimden beslenerek büyüdükleri için, kendilerine yönelik yolsuzluk operasyonunu bile ‘darbe’ olarak değerlendiriyorlar. Çünkü bunların hep bir eli yağda, bir elleri de baldaydı. Her dönemde bir biçimde iktidarda oldular. Bu dönem kapanıyor. Sıkıntı burada! Dönemlerinin kapandığını görüyorlar. Bu yüzden çok öfkeliler. Kendilerini ihbar eden ortaklarına bu yüzden çok kızgınlar. Kızgınlıkları onlara her gün karşılıklı olarak yeni bir küfür öğretiyor. Polemik literatürü genişliyor. Başbakan Cemaat’e ‘gözü dönmüş gizli örgüt’ diyor, ‘Haşhaşi’ diyor, Cemaat’i ‘sinsi virüs’ olarak değerlendiriyor. Cemaat de onları ‘ur’ olarak değerlendiriyor ve inanılır gibi değil ama hukuka sahip çıkarak şöyle diyor: “Devlet içinde ur diye telakki edilen ne tür yapı varsa, bunun üzerine hukuk ile gidilmelidir”. *** Her şeyi birlikte yaptılar. Birlikte sahte deliller ürettiler, birlikte özel mahkemeler kurdular! Paraları da birlikte paylaştılar. Artık birlikte gitmeliler! Demokrasi adına, bunlardan biri diğerine tercih edilemez. Cemaat’i kullanarak AKP’yi mahkum etmek ya da AKP’yi kullanarak Cemaat’i mahkum etmek demokrasi güçlerinin işi değildir. CHP de, BDP de ‘haramilerin iktidarı’ yerine koymayı vadettikleri ‘halk iktidarının’ ne olduğunu, nasıl bir şey olduğunu artık açıklamalıdır. Malum ya, yerel seçime şunun şurasında 2 ay, erken seçime de ben diyeyim 6 ay, siz deyin 10 ay var.
Etiketler: yazar,necdet saraç.Her şeyi birlikte yaptılar!