Üye Girişi
Son Makaleler

Başörtülü bacımızı cami avlusunda katletseler!
Uğur Kurt cemevi avlusunda polis S.K’nın tabancasından çıkan kurşunla katledildi. Olay ilk önce “Havaya atılan ateş so Devamı..

Küreselleşen Kerbela
“Zorbalık karşısında sessiz kalan herkesin içindeki insan ölür!” diyor Akinwande Oluwole Soyinka isimli Nijeryalı yaza Devamı..

500 haftadır aynı yerde
27 Mayıs 1995 tarihinden bu tarafa bir grup insan, gözaltında devletin askeri–polisi tarafından yani bizzat devlet iradesiyl Devamı..
Facebook
Haber Bülteni
Yeni bir Türkiye şart!
Yayınlanma Tarihi: Perşembe, 16 Ocak 2014

“CHP ve BDP iki arada bir derede kalmak yerine, DİSK, KESK, TTB ve TMMOB’un cumartesi günü yaptığı mitingde verdiği “Bozuk düzende sağlam çark olmaz, bu pisliği halk temizler” kararlı mesajını takip ederlerse, yolun sonu yeni bir Türkiye’ye çıkar.”
Necdet Saraç / Bu devleti tamir ederek artık hiçbir şey daha iyi yapılamaz. Her taraftan rüşvet, her taraftan yolsuzluk fışkırıyor. İtiraz edenlere saldırıda sınır yok! Rüşvet geleneğini ve yolsuzlukları bitirmek, devleti demokratikleştirmek, eğitimde ‘dershaneler’ denen ucube yapıyı ortadan kaldırmak, bilimsel bir eğitimi devreye sokmak ve yeni bir Türkiye inşa etmek ancak radikal değişikliklerle mümkün olur. Bunun adı devrimdir! ‘Hadi canım sen de’ seslerinin fazlasıyla çıkacağını biliyorum ama gerçek bu!
HSYK ile ilgili yapılan dayatmalar ve saldırganlık bile tek başına, yaşanan çürümenin ve kokuşmuşluğun boyutunu gösteriyor. Yönetenler yönetemiyor! AKP’nin 12 yıllık iktidarında oluşmuş çıkar grupları engellemeye çalışsa da, yönetilenler de artık eskisi gibi yönetilmek istenmiyor. ‘Öncü parti’ eksikliğine rağmen, tam bir ‘devrim durumu’ yaşanıyor. Nasıl ve ne şekilde olabileceği, mümkün olup olmadığı ayrı bir tartışma konusu olsa da, özellikle 12 Eylül öncesi hem duvarlara, hem de akıllara yazılan ‘Tek Yol Devrim’ isteği bugün için fazlasıyla geçerli ve doğru bir istek!
***
Bu ülkede ‘Paralel Devlet’ hep vardı! Ama bazen adı ‘Derin Devlet’ti, bazen ‘Kontr-Gerilla’ydı, bazen de başka bir şeydi ama hep vardı… ‘6-7 Eylül’ gibi, ‘1 Mayıs’ gibi, Maraş gibi, Sivas gibi siyasi katliamları planlayanlar ve yaptıranlar kimlerdi? Bugünkü adıyla; ‘Paralel Devlet’ değil miydi? Susurluk’ta ortaya çıkan ‘Paralel Devlet’ değildi de neydi? Her ortaya çıktıklarında, ‘son dakikada’ üstlerinin örtülmesinin bir tek nedeni; bütün siyasi partilerin ‘Paralel Devlet’in üstünü örtmekte mutabık kalmalarıydı.
Bugün bu ‘mutabakat’ bozulduğu için, her adım ve her yeni açıklama çürümenin boyutlarını gözler önüne seriyor. Tam bir kokuşmuşluk var. Kimin eli kimin cebinde, belli değil. Beyaz diziler benzeri kirli ilişkiler, devletin her yerinde. Tam bir ‘Fetret Devri’ yaşanıyor! AKP Hükümeti yönetemez durumda. Uzlaşma ve ‘devleti tamir’, mevcut iktidar ve onunla içli dışlı olan çevreler dahil, hiçbir derde deva olamaz.
***
Eğitimle ilgili yasada gördüğümüz direniş de, şimdi HSYK üzerinden şekillenen milletvekili direnişi de kararlı bir siyasi direnişe dönüştü. Mevcut AKP iktidarına ‘son darbeyi’ vurmaya ve sonuç almaya adaydır. Ancak bunun için; CHP başta olmak üzere, muhalefetin kendi kafa karışıklığını sona erdirmesi gerekiyor.
Erdoğan’ın diktatörlüğünden bahsedip, “Komisyonda can güvenliğimiz yok” dedikten ve AKP’yi faşist ilan ettikten sonra, ‘yaraları sarmaya’ ortak olamazsınız!
“Manisa Meydanı’ndan söylüyorum; çeteyi merak ediyorsan, toplarsın Bakanlar Kurulu’nu, çeteyi orada görürsün” dedikten sonra, çetenin ortağı Cemaat’e sıcak mesaj veremezsiniz!
“Ne ezen ne ezilen, insanca hakça bir düzen” istiyoruz”, “Artık yeni bir düzen, halktan yana, halkçı bir düzen, ezilenin olmadığı, herkesin mutlu olacağı bir düzeni sağlamak için yola çıktık” dedikten sonra, iktidar çatlağından yaralanmak için Savcı Zekeriya Öz’e sahip çıkamazsınız!
“Zekeriya Öz uzun yıllar devlet hizmeti görmüş, devlete hizmet vermiş birisi, açıklamalarına itibar edeceğiz” dediğinizde, halka ve halk iktidarına ve dürüstlüğü dair söylediğiniz her söz anlamını yitirir. İnandırıcı olmazsınız ve bu tavrı yalnızca siyasi pragmatizmle açıklayamazsınız!
***
CHP böyle de, BDP farklı mı? Pragmatizm adına, kafa karışıklığı Kürt hareketinde de fazlasıyla var. Öcalan’la Demirtaş ve Tuncel ayrı tellerden çalışıyorlar.
“Bana darbe yapılıyor” yalanının arkasına sığınmaya çalışan Erdoğan’a en ciddi siyasi destek Öcalan’dan geliyor. Durumdan vazife çıkarıyor ve ‘Ülkeyi bir darbe ateşiyle yeniden yangın yerine çevirmek isteyenler, bizim bu ateşe benzin taşımayacağımızı bilmelidir. Her darbe teşebbüsü bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da karşısında bizi bulacaktır” diyor! Öcalan böyle derken, “AKP’nin halk nazarında meşruyeti, siyasi meşruyeti bitmiştir” diyen BDP Eşbaşkanı Selahattin Demirtaş doğru bir yerde duruyor. “Biz kimsenin parasını çalmadık. Bu sistem çürümüştür. Artık yürütülemez. Eğer şimdi sistemde bir çürüme varsa bu AKP ile Cemaat’in ortak eseridir” diyen HDP Eşbaşkanı Sebahat Tuncel de.
***
CHP ve BDP iki arada bir derede kalmak yerine, DİSK, KESK, TTB ve TMMOB’un cumartesi günü yaptığı mitingde verdiği “Bozuk düzende sağlam çark olmaz, bu pisliği halk temizler” kararlı mesajını takip ederlerse, yolun sonu yeni bir Türkiye’ye çıkar.
Etiketler: yazar,necdet saraç.Yeni bir Türkiye şart!