Üye Girişi
Son Makaleler

Başörtülü bacımızı cami avlusunda katletseler!
Uğur Kurt cemevi avlusunda polis S.K’nın tabancasından çıkan kurşunla katledildi. Olay ilk önce “Havaya atılan ateş so Devamı..

Küreselleşen Kerbela
“Zorbalık karşısında sessiz kalan herkesin içindeki insan ölür!” diyor Akinwande Oluwole Soyinka isimli Nijeryalı yaza Devamı..

500 haftadır aynı yerde
27 Mayıs 1995 tarihinden bu tarafa bir grup insan, gözaltında devletin askeri–polisi tarafından yani bizzat devlet iradesiyl Devamı..
Facebook
Haber Bülteni
Sorun, sistem sorunu!
Yayınlanma Tarihi: Cuma, 10 Ocak 2014

Asıl sorun sistemde. Sistem çürümüş. AKP de, Cemaat de birer sonuç. AKP’deki çürüme de, Cemaat’teki çürüme de artık çıplak gözle bile görülüyor. Ancak çürüyen ve çöken yalnızca hükümet değil. Siyasal sistem iflas etmiş durumda! Hukuk bugüne kadar hep ‘üstünlerin hukuku’ olarak işlediği için, çürüme en çok orada görülüyor. Dikiş tutma şansı kalmamış. Bu görülmek istenmediği için tartışmalar işin etrafında dönüp duruyor. Hep aynı nakarat: “Ortada kuyu var, yandan geç”.
Dün her şeyi birlikte yaptılar. Hem suçlarda hem de kârlarda ortaktılar. Bugün suçu birbirlerinin üzerine atmaya çalışıyorlar. Kârları da paylaşmak istemiyorlar.
Dünün kahramanları bugün hain oluveriyor! Bu yüzden, Ergenekon sürecinde kahraman ilan edilen savcı bugün yerlerde süründürülmeye başlanıyor. Gelişmelere bakınca, daha da beter olacağı kesin gözüküyor! Ee, ne de olsa dünya, etme bulma dünyası değil mi?
Başbakan meğerse savcı Zekeriya Öz’ün 22 kez yurtdışına çıktığını da, Dubai’de tatil parasını kimin ödediğini de biliyormuş. Ama bu bilgiyi şimdi açıklıyor. Ağaoğlu’nun bir savcının ve ailesinin tatil parasını niçin ödediği ise tartışılmıyor bile! Çünkü sistem düello üzerine değil, pusu üzerine kurulmuş. Sanki bütün hamleler entrikalar üzerine kurgulanmış gibi. Belki de bu yüzden Osmanlı’da entrika bir türlü bitmiyor!
Ağaoğlu’nun Zekeriya Öz ile ilgili söylediği eğer doğruysa, savcının tavrı kokuşmuşluk oluyor ama nedense onu tatile gönderenin tavrı kokuşmuşluk olmuyor? Rıza Zerrap’ın kirli parasıyla umreye gitmek de!
9 lira 25 Kuruş’tan dolayı, bir banka memurunun zimmetine para geçirdiği gerekçesiyle 12 yıl hapsi istendiği yazılıp çiziliyor; tıpkı birkaç kilo baklava çalan çocuğun hapse atılması gibi. Koskoca Başbakan, her şeyi söylüyor ama Halk Bankası Genel Müdürü’nün evinde ayakkabı kutularından çıkan 4,5 milyon dolara bir türlü lafı getirmiyor. Bakan oğlunun evinden çıkan paralara da, kasalara da…
Yedi işadamına yönelik tedbir kararı, işadamları ‘tedbirlerini aldıktan’ tam 12 gün sonra devreye giriyor. İzmir’de dün yapılan operasyonu yöneten polisler aynı günün akşamına görevden alınıyorlar. Hak - hukuk lafları tamamıyla anlamsızlaşıyor. Eski Bakan Binali Yıldırım’ın bacanağı da gözaltına alınanlar arasında olunca, Yıldırım da iktidarın klasik söylemini tekrarlıyor ve “Zamanlama manidar” diyor!
12 Eylül Referandumu sırasında baroya ‘darbeci’ diyenler, şimdi baroya sarılmaya çalışıyorlar. Çünkü hukuk adına ortada savunulabilecek hiç bir şey kalmamış durumda. Ergenekon, Balyoz, KCK, Devrimci Karargah… Nereye el atılsa, elde kalıyor. Ali İsmail Korkmaz’ın davasında yaşanan rezalet türünün sanki son örneği gibi. Tanıklar ile sanıklar ayrı ayrı yerlerde dinlenilmek isteniyor. Dava dörde bölünüyor. İşlerine gelmeyen her şey hemen ‘devlet sırrı’ oluyor. Tıpkı 1980 öncesi geçmişte olduğu gibi. Tıpkı 1991-1996 arasında olduğu gibi…
O çok övündükleri ve esas olarak inşaat sektörü üzerine kurgulanmış ekonomi de hızla çökmeye başlıyor. Ağaoğlu ‘Kastelli’ olmanın en büyük adayı… Kapitalizmin kendi yasalarını bile aşan hızlı zenginleşmenin, ‘ultra zengin’ olmanın hiçbir mantıklı açıklaması yok. Ne Başbakan, ne bakan ne de milletvekili maaşı; birinin ya da çocuğunun beş - on yılda dolar milyarderi olmasını sağlayabilir! Aynı durum belediye başkanları için de fazlasıyla geçerli değil mi? Partisi ne olursa olsun belediye başkanları, hatta belediye başkan yardımcıları 5 yıl içinde sınıf atlıyorlar. Bu iş maaşla olacak bir iş değil! Çünkü sistem buna göre kurgulanmış durumda. ‘Belediye Başkanı’ demek imparatorluğa ve zengin olmaya tekabül ediyor! Mecliste BDP’lilerin çoğunluğunu kenarda tutarsak, ‘düz milletvekili’ olan milletvekili sayısı neredeyse iki elin parmağından az. Milletvekillerinin ezici bir çoğunluğu iş adamı, aldıkları maaşın hiçbir önemi yok!
Sistem böyle. Siyaset, ekonomi, devlet ve kurumları çürümüş durumda. Cumhurbaşkanı bile devlet adına, hiçbir kurumsal kimliği olmayan ‘Cemaat’ ile AKP’nin arasını yapmaya çalışıyor. Herhangi bir denetleme firması gelse ve Türkiye Cumhuriyeti’ni sıradan bir denetlemeye tabi tutsa, iflasını vereceği kesin! Tartışılması gereken bu! Sistem iflas etmiş durumda! Düzen bozuk ve sorun sistem sorununa dönüşmüş duruma! Bozuk düzende sağlam çark olmaz! Çarkı değil, düzeni değiştirmeli!
Etiketler: yazar,necdet saraç.Sorun, sistem sorunu!