English French German Italian Japanese Chinese Russian Spanish
Üye Girişi
Kullanıcı Adı :
Şifre :
Son Makaleler
Ali KENANOĞLU
Başörtülü bacımızı cami avlusunda katletseler!

Uğur Kurt cemevi avlusunda polis S.K’nın tabancasından çıkan kurşunla katledildi. Olay ilk önce “Havaya atılan ateş so Devamı..

Turan ESER
Küreselleşen Kerbela

“Zorbalık karşısında sessiz kalan herkesin içindeki insan ölür!” diyor Akinwande Oluwole Soyinka isimli Nijeryalı yaza Devamı..

Ali KENANOĞLU
500 haftadır aynı yerde

27 Mayıs 1995 tarihinden bu tarafa bir grup insan, gözaltında devletin askeri–polisi tarafından yani bizzat devlet iradesiyl Devamı..

Facebook
Haber Bülteni
Ad Soyad :
E-Mail :
Çöküş hızlanıyor...
Yayınlanma Tarihi: Cuma, 03 Ocak 2014
Çöküş hızlanıyor...
Çöküş ve sonuçları böyle bir şey olsa gerek! Ayakkabı kutuları içinde milyon dolarlar çıkıyor. Kutuyu da, parayı da inkar etmiyorlar ama parayı, hırsızı, arsızı, yolsuzluğu açıklayacaklarına; koro halinde “Bu bir komplo” diye bağırıyorlar! Hiçbir pırıltıları olmayan oğullarının birkaç sene içinde nasıl milyoner (belki de milyarder) olduklarını açıklayacaklarına; bağırıp, çağırıyorlar! Koro halinde ‘komplo’ demeye devam ediyorlar… “Gıda ürünü taşıyor” diye deklare edilen, Suriye’ye bir adım mesafede, Kırıkhan-Reyhanlı yolu üzerinde koca bir TIR içinde silah ve mühimmat ele geçirilince, sanki TIR’ın silah yüklü olması ve Türkiye’den gidiyor olması hiç önemli değilmiş gibi ‘komplo’dan bahsediyorlar! Adında ‘insan’ ve ‘yardım’ olan ve TIR’ın kendilerine ait olduğu iddia edilen ‘İnsani Yardım Vakfı’ (İHH), öncelikle ‘gıda’ denilip silah taşınmasını kınayacağına, ele geçirilen TIR’la ilgili yaptıkları ilk açıklamada “İHH'yı da içeriye almak ve İHH'ya da operasyon yapmak için düğmeye bastılar” diyor. Üstelik vakıf, sanki Türkiye’den Suriye’ye silah sevkiyatı hiç gündeme gelmemiş ve silahın ölümle hiçbir bağlantısı yokmuş gibi davranıyor. Herkesin bildiği ‘sır’ra rağmen, düğmeden ve operasyondan bahsediyor. İnsan söylemeden geçemiyor: Memleket de, ne memleket, hay Maşallah! Sanki her yerde hazır ve nazır bekleyen ‘düğme ve düğmeciler’ var. 24 saat, 365 gün hizmetteler! *** Herkesin bildiği bütün sırlar ortadayken sormak gerekmez mi? Düğme ve düğmeciler de olsa, komplo da olsa, bunlar kan ve gözyaşı gerçeğini değiştirir mi? AKP’nin ‘yardım’ adı altında El Nusra ve bilumum terörist gruplara yaptığı yardımın suçunu hafifletir mi? Konya’da, Adana’da, Gaziantep’te yakalanan mühimmatlar, bırakın silahı, Suriye’ye ‘Sarin Gazı’ gönderildiği iddialarını ortadan kaldırır mı? Onca belge, onca iddia orta yerdeyken; acaba Türkiye Cumhuriyeti Savunma Bakanı’nın “2013 yılında Türkiye'den Suriye'ye hiçbir silah gitmemiştir. İhraç edilen silahlar yivsiz av tüfeği ve kurusıkı ses tabancasıdır” açıklamasına inanan çıkar mı? El insaf! Yalan ve komplo teorileri de bir yere kadar! Suriye’de onca insan öldürülürken, spor amaçlı kullanılan ‘yivsiz av tüfeği’ ithal eden ve dağda-bayırda ‘spor amaçlı av yapan’ Suriyeli olduğuna inanmamız isteniyor! Allah aşkına; bu, akıllara ziyan bir durum değil de, nedir? *** Çöküş hızlandıkça, bunların en çok övündükleri dini referanslı ahlakları da yerlerde sürükleniyor: Operasyonları durduruyorlar. Savcıların özel zarflarına gece yarıları Emniyet Müdürlüğü’nde el koyuyorlar. Olmadı; savcıları, polisleri görevden alıyorlar. Reyhanlı’da ele geçirilen TIR’ı arattırmıyorlar. Savcılık ile MİT arasında kriz çıkıyor. CHP Hatay Milletvekili Refik Eryılmaz “Akşam 16:00 sıralarında kamyonun durdurulup içinde silah bulunduğu iddiaları doğru. Yetkililer bilgi vermiyor, Vali telefona çıkmıyor” diyor, takan yok! İnsanın aklına Reyhanlı geliyor, kanın nerelerden beslendiği geliyor! AKP’liler dış güç dese de, Batı basınının uzun süredir, Reyhanlı'dan Suriye’ye silah sevkiyatı yapıldığını yazdığı akla geliyor! Herkes her şeyi biliyor olsa da, AKP ve onun basını bu işi hala komplo ve itibarsızlaştırma olarak sunmaya çalışıyor. Sanki TIR sahipsiz kalırsa, IHH’nin olmadığı ‘belgelenirse’ ya da bunun ‘dış bağlantısı’ tespit edilirse; sorun hallolur havası yaratılıyor. TIR’ın kimin tarafından gönderildiği tabi ki önemli ama asıl skandal bu TIR’ın Türkiye’den gidiyor ve silah yüklü olması değil mi? Silah yüklü bir TIR’ın hükümetin bilgisi ve istihbaratı olmadan bir yerden başka bir yere gitme şansı olabilir mi? Olsa bile, bu işin sorumlusu kim olur? Çöküş, bunları tartışmayı engelliyor. ‘Yolsuzluğu, hırsızlığı, arsızlığı ortaya çıkaralım’ talebi ‘el kırma’ tehdidi ile karşılanıyor! Bugünlerde bu tehdit de yetmiyor. ‘Ne oluyor’ diye soranlara faili meçhul cinayetlerin faydaları ve ürpertici devlet gelenekleri hatırlatılıyor. Önce İhlas Haber Ajansı muhabiri “Zaman zaman yaşanan faili meçhuller o ülkeye huzur getirir... Bu kadar konuşan olmaz... Ortalık zevzekle doldu” diye yazdı. Sonra, Başbakan ‘uhdesinde’ olan başka biri, “Aldığı tüm yaralara rağmen, bu ülkede devlet geleneği diye bir şey hala var. Devlet geleneğimizin, kendini korumak için tarih boyunca geliştirdiği reflekslerin bir kısmı epeyce ürpertici, benden hatırlatması” diye yazdı! İktidarın çöküşü hızlandıkça, yalanların ve hukuksuzluğun yanı sıra, ‘parmak sallamalar’ da artıyor. Ancak bu kez papuç pahalı! Arkasına ‘Gezi Eylemleri’ni alan ‘2014 Türkiyesi’ el kıranlardan, parmak sallayanlardan kurtulacak gibi duruyor!
Etiketler: yazar,necdet saraç,Çöküş hızlanıyor...