Üye Girişi
Son Makaleler

Başörtülü bacımızı cami avlusunda katletseler!
Uğur Kurt cemevi avlusunda polis S.K’nın tabancasından çıkan kurşunla katledildi. Olay ilk önce “Havaya atılan ateş so Devamı..

Küreselleşen Kerbela
“Zorbalık karşısında sessiz kalan herkesin içindeki insan ölür!” diyor Akinwande Oluwole Soyinka isimli Nijeryalı yaza Devamı..

500 haftadır aynı yerde
27 Mayıs 1995 tarihinden bu tarafa bir grup insan, gözaltında devletin askeri–polisi tarafından yani bizzat devlet iradesiyl Devamı..
Facebook
Haber Bülteni
Defterin Nasıl Dürüldüğünü İyi Bilirsiniz
Yayınlanma Tarihi: Cuma, 20 Aralık 2013

Erdal Eren’e “Çocuk sen 18 yaşındasın, artık idam edilebilirsin” denilmesinin ardından tam 3 yıl geçti.
“Defteri dürmek” Yavuz Sultan Selim’in "defterleri yazıla" ve "defterleri dürüle" demesi, daha önce fişlettiği 45 bin Kızılbaş Alevinin katledilmesidir. “Defteri dürmek”, adaletsizliğe sömürüye karşı emekçilerin hakkını ve adaleti savunanları fişlemek ve öldürmek tutanağıdır.
Lanetlenmiş ve fişlenmişlerin “katli vaciptir” fermanıyla imha edilmesini kayıt altına almaktır. Cumhuriyet'in, Osmanlı'dan devir aldığı mirasıdır.
Egemenlerin aklı, iktidarın gücünü sarsacak muhalif fikir ve görüşleri toplum için her daim tehdit kılıfına sokar. Toplumu 'tehdit' edenlerin defterini dürmek, toplumu güvence altına almak diye yutturulan sahtekârlığın örtüsü altında aslında iktidarın kendi egemenliğini koruması vardır. Devletin adaletsizliğini, tüm ahlaksızlıklarını, günahlarını ve katliamlarını gizleme çabası vardır.
Bu nedenle egemenler adaletli karar vermezler. Kendilerini sorgulayanların ve sorgulatanların defterini dürmek isterler.
Türkiye’de de kasıtlı, taraflı, yanlış ve adaletsiz yargılamalar sonucu milyonlarca insan cezalandırıldı; birçoğu öldürüldü ya da idam edildi.
Ceberut rejimin mezhepçi, patron, erkek, ırkçı ve sağcı damarı “Tanrı dağı kadar Türk, Hıra dağı kadar Sünni, Anayasa kadar sağcı” bir millet yaratmak istiyor.
Solcuların ve ötekilerin “defterini dürmek” vazgeçilmez bir devlet politikası olmuştur. Bu aklın ürünü olarak sola ve ötekilere karşı asker ve din adamı yetiştirmek siyasetin ve devletin vazgeçilmez stratejisi olmuştur.
İKİ ORTAK İDAM HİKÂYESİ
Sol ve öteki nefretiyle beslenmiş bu geleneğin, milyonlarca kurbanı olmuştur. Yakın tarihimizin iki kurbanından biri 33 yıl önce idam edilerek “defteri dürülen” Erdal Eren ile 76 yıl önce defteri dürülen Seyit Rıza’dır.
Her ikisinin de idam hikâyesi ortaktır. İkisi de adalet arayışındadır.
Bozuk düzene itiraz ediyorlardı. Her ikisi de suçsuz ve masumdu! Kanıtsız, delilsiz ve adaletsizce yargılandılar.
İdam kararları hukuki değil ideolojikti. Sağcıydı, mezhepçiydi ve ırkçıydı!
Çünkü ikisinin tek “suçu” eşitlik, adalet ve insanca bir yaşam düzeni kurma hayaliydi
15 Kasım 1937’de Seyit Rıza ve 13 Aralık 1980’de Erdal Eren idam edildiklerinde hava soğuk ve etraf ıssızdı.
İkisinin de idamını askerler izledi!
İkisinin de yaşları, yasalara göre idamlarına engeldi.
Devlet aklı çalıştı; yaşları idama fırsat vermeliydi.
Gereği yapıldı.
Birinin ihtiyar yaşı küçültülerek, diğerinin çocuk yaşı büyütülerek idam edildiler.
Vicdanı kurumuşlar, Seyit Rıza 80 yaşında olmasına rağmen kâğıt üzerinde 75 olan ihtiyarlaşmış yaşını, 20 lira karşılığında yalancı şahitlik yapan Hüseyin Doğan’ın beyanı ile küçülttü.
17 yaşındaki Erdal Eren’in ise röntgeni çekilip, kemik yaşı sahte raporla büyütülür ve “Asmayalım da besleyelim mi, defteri dürüle ve idam edile” denilir.
Devletin ideolojik aklı ile beslenmiş tüm ahlaksızlar, kirli oyunlar, yalan kampanyalar ve devletin şiddet aygıtları devreye sokularak Seyit Rıza’nın ve Erdal Eren’in “defteri dürülür.”
Erdal Eren ve Seyit Rıza zulme itirazın, zalime teslim olmamanın adıdır. Zalimlerin yalanını yüzlerine çarpandır. Erdal devrimci, Seyit Rıza Evlad-ı Kerbeladır. İkisi de masum ve onurlu duruşun insanlarıydı.
Hepsi Masumdu
Nicola Sacco ve Bartolomeo Vanzetti adında iki İtalyan devrimci işçi, bir cinayet ve gasp iddiasıyla Amerika’da suçlanır. Onlar, “Kızıl, anarşist ve komünist”ti; o halde bu ülkeye yapılacak en büyük suçu işlemişlerdi. Amerika’da demokrasiyi ve özgürlüğü korumak için “toplum düşmanı” bu iki devrimci işçi, üstelik göçmen, idam edilmeliydi. 1927'de idam edildiler.
Vanzetti ve Sacco'nun idamları burjuvazinin siyasi cinayetiydi. Bugün her ikisinin de suçsuz ve masum olduğu açığa çıktı. Bugün “masumiyetleri” ilan edilerek, iade-i itibar yapıldı ve heykelleri dikilerek egemenlerin adaletsiz kararları deşifre oldu.
Suçsuz yere idam edilen Sokrates’e ve Fizikçi Galileo’ya iade-i itibar gösterilirken, Türkiye’de devletin, Deniz Gezmiş, Mahir Çayan, İbrahim Kaypakkaya, Erdal Eren ve Seyit Rıza gibi, haksız yere ve masumken devlet tarafından öldürülen devrimciler konusundaki ahlaksız ve katliamcı yüzüyle yüzleşecek yüz yok!..
Sön Söz Yerine
Ve yine son sözü zalimlerin zulmüne boyun eğmeyenler söyledi;
Erdal Eren; “Biliyorsunuz ki bu ceza işlediğim iddia edilen suçtan verilmedi. Asıl amaçlanan böyle bir olayla gözdağı vermek ve mücadeleyi engellemek hedefine dayalıdır. Bu nedenle sizinde bildiğiniz gibi, kendi hukuk kurallarını çiğneyerek bu cezayı verdiler.”
Seyit Rıza; "Ben sizin yalan ve hilelerinizle baş edemedim, bu bana dert oldu. Ama ben de sizin önünüzde diz çökmedim, bu da size dert olsun."
Nicola Sacco; “Esas hüküm iki sınıf arasında verilecek!”
Etiketler: yazar,turan eser,Defterin Nasıl Dürüldüğünü İyi Bilirsiniz