English French German Italian Japanese Chinese Russian Spanish
Üye Girişi
Kullanıcı Adı :
Şifre :
Son Makaleler
Ali KENANOĞLU
Başörtülü bacımızı cami avlusunda katletseler!

Uğur Kurt cemevi avlusunda polis S.K’nın tabancasından çıkan kurşunla katledildi. Olay ilk önce “Havaya atılan ateş so Devamı..

Turan ESER
Küreselleşen Kerbela

“Zorbalık karşısında sessiz kalan herkesin içindeki insan ölür!” diyor Akinwande Oluwole Soyinka isimli Nijeryalı yaza Devamı..

Ali KENANOĞLU
500 haftadır aynı yerde

27 Mayıs 1995 tarihinden bu tarafa bir grup insan, gözaltında devletin askeri–polisi tarafından yani bizzat devlet iradesiyl Devamı..

Facebook
Haber Bülteni
Ad Soyad :
E-Mail :
Önseçim
Yayınlanma Tarihi: Cuma, 13 Aralık 2013
Önseçim
Özellikle solda siyaset yapmanın en önemli başarı kriteri; olmaz denileni olur hale getirmek, imkansızı başarmaktır! Geçenlerde Avanos’ta bunun ilk adımı atıldı. İstenildiğinde, farklı siyasi eğilimlerin ortak adaylar etrafında yan yana gelebileceğini gösterdiler. Nevşehir’e bağlı, 35 bin nüfuslu Avanos İlçesi’nde 2009 Yerel Seçimleri’nde, genel ezber dışında, CHP ve ÖDP yarışmış, her iki parti de seçimi kaybetmiş, AKP adayı seçimi kazanmıştı. Ortada yaşanmış ve kaybedilmiş bir deney vardı. Siyasette kaybetmenin nedenlerini sıralamanın, kaybedişi haklı gerekçelerin arkasına saklamanın hiçbir karşılığı olmuyor. Hele hele, belediye başkanlığı seçimlerinde başarının bir tek kriteri, belediye başkanlığını kazanmak oluyor. Belediye başkanlığı seçiminde ‘iyi bir ikincilik’ ya da ‘ikinci başkanlık’ diye bir kavram yok. Kazanan ve kaybedenler var. Bunu yaşayarak öğrenen Avanos’un CHP ve ÖDP ilçe başkanları 2014’te yapılacak belediye başkanlığı seçimini kazanmak için yan yana geldiler. Daha sonra herkese açık bir önseçimle belediye başkan adayını belirleme ve yerel seçimlere CHP çatısı altında birlikte katılma kararı aldılar. 2004 seçimlerinde ÖDP adayı olan İsmet İnce bu karar uygun olarak CHP’ye üye oldu. Sonra, yaklaşık 2.500 kişinin katıldığı, kavganın, küfrün olmadığı ama ciddi bir yarışın yaşandığı bir önseçim yapıldı. Sonuçta; ‘eski’ ÖDP’li İsmet İnce, CHP’li Ahmet Divan’dan biraz daha fazla oy alarak, 30 Mart 2014 Yerel Seçimleri’ne CHP Avanos Belediye Başkan Adayı olarak katılmaya hak kazandı. “Olmaz, yapılamaz, bunlar bir araya gelemez” diyenlere inat, birleşerek ilk adımı başarıyla atan Avanoslu CHP’lilerin ve ÖDP’lilerin ikinci adımı, kuşkusuz bu bir araya geliş halkasını daha da genişleterek belediye başkanlığını AKP’den almak olmalıdır. Solun dünyası ama özellikle de CHP’nin dünyası ‘olmazlar’ üzerine kurgulandığı ve başarı öykülerinden daha çok başarısızlık öyküleri öne çıktığı için, özellikle ittifak ve ön seçim tartışmalarının öne çıktığı bir ortamda bu örneği verme ihtiyacı hissettim. Avanos’un küçük olması, örneğin önemini ve bu anlamıyla büyüklüğünü ortadan kaldırmıyor. Nitekim özellikle CHP’de, önseçim ya da eğilim yoklamasının yapıldığı her yerde ciddi bir dinamizm de ortaya çıkıyor. Yaklaşık 50 bin CHP üyesinin katıldığı ve İstanbul’un 17 ilçesinde yapılan eğilim yoklamasında da, bu dinamizm açıkça ortaya çıktı. Eğer eğilim yoklamaları, CHP’nin kendi tüzüğünde yazdığı gibi resmi olarak da birer önseçime dönüşse, hem CHP, hem de CHP’nin üye profili bir sonraki seçime kadar hızla yenilenir. İl ya da ilçe kongrelerini kontrol etmek için, yanlış adreslere yapılmış keyfi üye yazımları, bilinçli olarak verilmiş yanlış telefon numaraları ve ‘bindirilmiş üyelikler’ sona erer. Kontrol ettiği üyeye göre kıyaslanan ‘kanaat önderliği’ dönemi de, dolayısıyla ‘siyasi simsarlık’ dönemi de kapanır. Belediye başkanına ya da ilçe yönetimine tabi üyelik dönemi de biter. Bu bitiş, dinamizmi ve açık siyasi yarışı beraberinde getirir. Böylece CHP, 1987’nin SHP’sindeki gibi; kişilerin değil, siyasetin ve siyasi çizginin tartışıldığı bir dönemle yeniden tanışır. Bunun ilk adımı tereddütsüz ön seçimdir. CHP Genel Merkezi özellikle CHP’nin elindeki metropol ilçe belediyelerinde, büyük şehirlerde önseçim ya da eğilim yoklamasından ısrarla uzak duruyor. Yaklaşık bir milyon üyeye sahip CHP, üyelerin iradesinden daha çok merkez atamasına öncelik veriyor. Böyle olunca, hem adayların açıklanması gecikiyor, hem de CHP tabanı seçimlerde izlenecek siyasi çizgiyi tartışmak, proje konuşmak yerine kişiler tartışmaya devam ediyor. Her yerde dedikodu ve spekülasyon kazanları kaynıyor. 5 kişilik ‘Aday Önerme Kurulu’ üyelerinin CHP Genel Merkezi’ndeki odaları da, meclisteki odaları da miting meydanına dönüyor. Parti içi demokrasi de, genel olarak demokratik temayüller de önseçimi işaret ediyor. Kaldı ki; kendine güvenen, üyelerin iradesine önemseyen adaylar önseçim öneriyor. Örneğin İstanbul aday adayları: Mustafa Sarıgül ve Gürsel Tekin başta olmak üzere; Ali Özcan da, Can Ataklı da ön seçim istiyor. Ankara Çankaya’da Durdu Özbolat önseçim istiyor. Zonguldak’ta, Tekirdağ’da, Uşak’ta, Burdur’da ve daha onlarca yerde belediye başkan aday adayları ön seçim istiyor. Siyasi konjonktürün AKP aleyhine döndüğü bir ortamda; AKP gidecekse, seçime 3,5 ay kala hiç kimsenin hala model tartışma lüksü olamaz. Sosyal demokrasinin geçmişteki yerel seçim başarısının anahtarının ‘önseçim’ olduğunu sonuçlar bize yeterince gösteriyor. Kazananların tümü önseçimle kazandı, kaybedenlerin tümü ise atamaydı; Ankara'da 1973’te Vedat Dalokay, 1977'de Ali Dinçer, 1989’da Murat Karayalçın parti içinde yapılan önseçimi kazandılar, belediye başkanı seçildiler. İstanbul’da da aynı oldu. 1973'te Ahmet İsvan, 1977'de Aytekin Kotil, 1989’da Nurettin Sözen önce önseçimi kazandılar, sonra belediye başkanı oldular. Aynı şey İzmir’de Yüksel Çakmur için de geçerliydi…
Etiketler: yazar,necdet saraç.Önseçim