Neden fişleniyoruz? Zararlı kitap okuyoruz; Alevi, Kürt, solcuyuz, gayrimüslimiz; kızlı-erkekli yaşıyoruz, Haksızlığa itiraz ediyoruz. Biat etmiyoruz.Ve hep beraber;“Fişlendim/ Fişlendin/ Fişlendi/ Fişlendik/ Fişlendiniz/ Fişlendiler” diyoruz.

Devletin hafızası fişlemeli. Güçlü devlet hafızası unutmamalıymış! Devlet okuma fişlerini sürekli güncellemeliymiş! Zamanı geldiğinde ensesine çökmeliymiş “bölücünün!”

Rejim ve egemenler iktidarlarını koruma refleksinin bir ürünü olarak, fişlemekten vazgeçmezmiş!

AKP’de vazgeçmiyor ve daha çok fişliyor! Muhalefetin siyasal eğilimini, soyunu, sopunu ve kökeni fişliyor. Fişleme artık sır değil. “Bilimsel” çalışma maskeleri kullanılarak yapılıyor! Fişleme ve toplumsal ajanlaştırma kültürü inşa ediliyor.

35 yıl öncede, Kenan Evren’in “Baş Emir” ve “Gizlidir” ibaresi taşıyan talimatıyla, ülkeyi 3-K (Komünist, Kızılbaş, Kürt) tehdidinden korunmak için soy-köken-ideoloji haritası çıkarmıştı.

Devletin bitmeyen bu fiş okuma alışkanlığı sayesinde, arşivi fişlemeler ve sırlarla dolup taşıyor. Devlet aklı ve zihniyeti, “yetmez ama evet” diyenlere rağmen bir türlü değişime uğramıyor ve demokratikleşmiyor. Güvenlik birimleri ve kamu kurumları insan haklarına ve inanç özgürlüğüne aykırı “bilimsel” araştırmalar adı altında muhalifleri fişleyerek kendilerine yakışanı yapıyor.

AKP iktidarı devlet mezhepçiliği yapıyor ve Alevileri fişliyorlar! İz sürüyorlar, Alevi, muhalif ve devrimci avındalar. Okulda, işyerinde, askerde, mezarda, mahallede, kamu kurumlarında, kısacası her yerde fişliyorlar.

GEZİ FİŞLENİYOR

Cami, Kışla, AVM ve otoriterlik karşısında hak aramanın ve seçilmiş padişahlar önünde eğilip bükülmemenin sembolü haline Gezi direnişi fişlemelerle ve çirkin kampanyalarla itibarsızlaştırılmaya çalışılıyor. İktidarın Güvenlik Birimleri gözaltına alınan 5 binden fazla Gezi direnişçisini fişleme amaçlı “örnekleme grubu” olarak seçiyor. “Bilimsel araştırma” palavrasıyla“şüphelilerin yüzde 78′si Alevi kökenli” diye soy ve inanç üzerinden kodlanarak damgalanıyor. Aleviler ve Gezi direnişi itibarsızlaştırılmaya çalışılıyor. Tüm bu fişlemelerin bilinçli olarak, bizzat iktidar tarafından basına sızdırıldığı aşikâr. Alevi karşıtlığı üzerinden inşa edilen politika ile hem Aleviler suçun kaynağı ilan edilecek, hem de Alevi karşıtlığı üzerinden Gezi direnişinde olduğu gibi toplumsal kutuplaşma mezhepçilik ekseninde hızlandırılacak.

Oysa demokratik toplumlarda hak arama mücadelesi soy, köken ve kültür üzerinden okunmaz ve sorgulanmaz. “terörist Alevi”, “şüpheli Alevi”, “Gezi Alevi bir ayaklanmasıdır” gibi negatifleştirmeler ırkçı ve mezhepçi bir aklın ürünüdür. Dolaysıyla Nagehan Alçı gibilerin entelektüel ve vicdani cari açığı Gezi direnişinin birleşik mücadelesini anlamaya yetmez.

Hükümet ve Alçı kafalılar bunu salt Alevilere indirgeyerek Gezi’ye katılan diğer toplumsal kesimleri ve ötekileştirilenlerin mücadelesini yok saymak istiyor. Gençliğin gülümseyen, sevgiyi, direnişi ve dayanışmayı örgütleyen muhalefetini inkâr ediyorlar. Hak olanı suç, inancı ise suçla özdeşleştirerek hedef göstermeye ve itibarsızlaştırmaya çalışıyorlar.

OKUL FİŞLİYOR

Esenler ‘de bir Ortaokulda Din dersi öğretmeni öğrencileri “Hangi mezheptensiniz?”, “Neden bu mezhebi seçtiniz?” gibi sorular içeren anketle fişledi.

İktidarın öğretmeni gerekçesini ise “Bir çocuk Alevi olarak doğdu ama sonra Hanefi olamaz mı? Niye olmasın. Tabii ki, olur. Alevi iken neden Sünni olmasın” gibi skandal açıklamasıyla fişlemeyi savundu.

ÜNİVERSİTE FİŞLİYOR

Polis üniversitelerde Devrimci, Alevi, Kürt öğrenci ismi istiyor. Çünkü Gezi direnişinde Aleviler ön plana çıkmış! “Bölücülük yapanların içlerinde Aleviler varmış”. Fişlemek lazımmış!

Afyon Kocatepe Üniversitesi’nde kayıt yenileyen öğrenciler, siyasal tercihlerini, inançlarını, soylarını ve kökenlerini açıklamak zorunda kaldı.

DİYANET FİŞLİYOR

Fetva makamı Diyanet “bilimsel” araştırma yapıyormuş.. ”Kendinizi hangi mezhebe ait hissediyorsunuz”, “Alevi misiniz-Sünni misiniz?” gibi Anayasa’ya aykırı “bilimsel” sorular yöneltmişler. Diyanetin halkı fişlemesi yeni değildir; toplumsal barışı inanç ayrımcılığı üzerinden kutuplaştırmak suretiyle, iktidara destek oluyorlar. Fetva makamından bilimsel bir çalışma beklemek saflık ötesi vakaya tekabül eder.

SAĞLIK BAKANLIĞI FİŞLİYOR

Sağlık Bakanlığı, İstanbul’da kamu hastanelerinde sağlık çalışanlarını mezheplerine göre fişledi.“Sağlık Bakanlığı Memurları Sicil Fişi” başlığını taşıyan üç sayfalık bilgi toplama formu ile çalışanları mezheplerine göre fişliyorlar.

FİŞLEME İNSAN HAKLARINA AYKIRIDIR.

İnsanları inançlarına ya da dünya görüşlerine göre fişlemek insan hakkı ve inanç özgürlüğü ihlalidir.  Bilinen evrensel ilke; “kişi din veya inancını açıklamaya zorlanamaz. Gerek devlet kurum ve görevlilerinin, gerekse üçüncü kişilerin din veya inancı açıklamaya zorlayacak uygulamaları, din veya inanç özgürlüğü hakkına aykırıdır” der.

DUYARLI VE FARKINDA OLMAK

Toplumsal muhalefet dinamiklerinin ve sol partilerin, kamuda, özelde ve tüm yaşam alanlarındaki FİŞLENMEYE HAYIR itirazlarını, kampanyalarla gündeme taşıyıp, toplumsal duyarlılığı ve farkındalığı artırması önemli bir görev olarak duruyor.