English French German Italian Japanese Chinese Russian Spanish
Üye Girişi
Kullanıcı Adı :
Şifre :
Son Makaleler
Ali KENANOĞLU
Başörtülü bacımızı cami avlusunda katletseler!

Uğur Kurt cemevi avlusunda polis S.K’nın tabancasından çıkan kurşunla katledildi. Olay ilk önce “Havaya atılan ateş so Devamı..

Turan ESER
Küreselleşen Kerbela

“Zorbalık karşısında sessiz kalan herkesin içindeki insan ölür!” diyor Akinwande Oluwole Soyinka isimli Nijeryalı yaza Devamı..

Ali KENANOĞLU
500 haftadır aynı yerde

27 Mayıs 1995 tarihinden bu tarafa bir grup insan, gözaltında devletin askeri–polisi tarafından yani bizzat devlet iradesiyl Devamı..

Facebook
Haber Bülteni
Ad Soyad :
E-Mail :
Elinizi tutan mı var?
Yayınlanma Tarihi: Çarşamba, 04 Aralık 2013
Elinizi tutan mı var?

Erdoğan 11 yıldır iktidar ama işine gelmediği anda bir ‘muhalefet lideri’ gibi hareket ediyor. Partisi AKP’nin hükümet, ondan ötesinde iktidar olduğunu unutturuyor. Devletin tam bir ‘AKP devleti’ne dönüştüğünü saklıyor. Kendini masum ve mazlum göstermek istediğinde ise, mecburen Alevi erenlerine sarılıyor. ‘Mecburen’ diyorum, çünkü kendi cetlerinden verebileceği benzer örnek yok. O yüzden, mecburen Alevi erenlerinden alıntılar yapıyor. Bazen Hazreti Ali, bazen Hacı Bektaş Veli, bazen Aşık Veysel ama çoğunlukla Yunus Emre…

Dünkü grup konuşmasında yine Yunus Emre alıntıları vardı. Önce Yunus’un ‘'Yaradılanı severim, Yaradan’dan ötürü” sözünü hatırlattı, sonra biraz değiştirse de, bir başka sözünü hatırlattı ve “Cümle yaradılmışa bir göz ile bakmayan, halka müderris olsa hakikatte asidir” dedi. Yunus Emre’nin “Yetmiş iki millete bir göz ile bakmayan, halka müderris olsa hakikâtte asidir” diye kullandığı bu sözden sonra Başbakan ekledi: “İşte bu anlayış bizim insan nazarımızı, insana bakış çerçevemizi çizen anlayıştır”.

Madem Başbakan 72 millete aynı nazarda bakıyor, yaradılanı da Yaradan’dan dolayı seviyor, o halde ortadaki ayrımlar nereden çıkıyor? Elini kolunu tutan yok. Devletin bütün kurumları; ordudan eğitime, hukuktan sağlığa, kendi elinde. Önceden askeri vesayetten bahsediyordu. Şikayetçi oluyordu. “Biz yapmak istiyoruz ama bürokrasi engelliyor” diyordu. Şimdi bütün bu gerekçeler ortadan kalktı. Hatta, en çok şikayet ettiği ‘türban zulmü’ de bitti. Türban şimdi her yerde. O halde sorun ne? Sorunları çözmek ve devlet olarak herkese eşit durmak, hukuku herkese eşit uygulamak için sorun ne? Elini, kolunu tutan kim?

Özel Yetkili Mahkemeler niye? Sağlıktan üniversitelere kadar fişlemeleri kim yapıyor? Alevilerin kapılarını kimler işaretliyor? Bu soruların cevabını bulmak için çok eskilere gitmeye gerek yok. Dönem; AKP dönemi. Erdoğan tek adam. Ethem Sarısülük’ün, Ali İsmail Korkmaz’ın, Antalya’daki Gezi Davası ve Hrant Dink Davası daha dün ya da önceki gün yapıldı. Korkut Eken ve Ayhan Çarkın Davası da daha geçen hafta.

Yunus Emre’yi ağzına alan; hümanizmden, insan sevgisinden herkese aynı nazarda bakmaktan bahseden Başbakan acaba Ethem’e, Ali İsmail’e, Hrant’a, Pervin Buldan’a neden ‘aynı nazarda’ bakmaz? Bu davalardaki adaletsizliğe neden sessiz kalır? Aynı nazarda bakmak, yoksa onun için aynı zihniyetten olmak anlamına mı gelir? Daha mürekkebi bile kurumayan bu davalarda söylenenleri sağır sultan bile duydu, Sayın Başbakan neden duymaz? Yoksa bu davalarda söylenenleri duymak işine mi gelmez?

Ethem Sarısülük’ü öldüren polisten ‘mağdur’ yaratmaya çalışmak, uzaktan kumanda ile ifade almak; neredeyse Ethem’i katil, katili mazlum yapmak ve ona sürekli olarak “Maktülün ölümünde benim hiç bir kusurum yoktur. Maktülün ölümüne sebebiyet verenler bana taş atanlardır” dedirtmek; bırakın Yunus’u, hangi vicdana sığar?

“Namuslu olan Kürt toplumu baskı ve zulüm gördü. Karşımıza bölücü ve yıkıcı olarak getirildi. Halkına dışkı yediren, zulüm eden zihniyetin Cumhuriyet’le alakası yoktur. Bu zihniyetten hesap sorulması gerekiyor” diyen Ayhan Çarkın, “Devlet rutini dışına çıktı” diyen Demirel ve Kürt işadamları listesiyle ilgili olarak da, “Çiller’in burada yargılanması gerekir” diyor. Mehmet Ağar’a “Çek o tuğlayı” diyor, Korkut Eken’e “Silahlar nerede” diye soruyor. Peki siz bunlara ne diyeceksiniz?

Peki hepsini geçtik, Hrant Dink Cinayeti’nin ‘Büyük Abi’si Erhan Tuncel’in, “Karşımızda polis yok. Bir cinayet şebekesi var. Ali Fuat ve Ramazan Akyürek çetenin üzerindedir. Beni bir numaralı sanık yapıp, kendilerini saklamıştır. Odatv, Cübbeli, şike, KCK, Hanefi Avcı suçsuz. Bunları yapan cemaat değil, bu ikisidir” sözlerine ne diyeceksiniz?

Pervin Buldan’ın ifadesiyle 'emekli katillere' karşı sessizliğinizi koruyacak mısınız?

Bu kadar adaletsizlik orta yerdeyken, halen Yunus Emre’nin “Yetmiş iki millete bir göz ile bakmayan, Halka müderris olsa hakikâtte asidir” sözünün arkasına saklanmanın sizi kurtaracağını mı sanıyorsunuz?

Etiketler: yazar,necdet saraç,Elinizi tutan mı var?