English French German Italian Japanese Chinese Russian Spanish
Üye Girişi
Kullanıcı Adı :
Şifre :
Son Makaleler
Ali KENANOĞLU
Başörtülü bacımızı cami avlusunda katletseler!

Uğur Kurt cemevi avlusunda polis S.K’nın tabancasından çıkan kurşunla katledildi. Olay ilk önce “Havaya atılan ateş so Devamı..

Turan ESER
Küreselleşen Kerbela

“Zorbalık karşısında sessiz kalan herkesin içindeki insan ölür!” diyor Akinwande Oluwole Soyinka isimli Nijeryalı yaza Devamı..

Ali KENANOĞLU
500 haftadır aynı yerde

27 Mayıs 1995 tarihinden bu tarafa bir grup insan, gözaltında devletin askeri–polisi tarafından yani bizzat devlet iradesiyl Devamı..

Facebook
Haber Bülteni
Ad Soyad :
E-Mail :
Din Dersi ve Boykot!
Yayınlanma Tarihi: Cumartesi, 23 Kasım 2013
Din Dersi ve Boykot!

Cesaret insana özgüdür ve sanıldığı kadar kolay da değildir. Telaffuzu kolay olsa da, uygulaması zordur! Örneğin; “Çocuğumu din dersine göndermiyorum” demek ve bunu uygulamak, dersleri boykot etmek kolay bir iş değildir. Çok zordur ve ciddi bir cesaret gerektirir! Çünkü; hakkında soruşturma açılabilir, tehdit edilebilirsin, toplumsal linçle karşılaşabilirsin.

Bunlardan daha da önemlisi; çocuğun sınıfta ve okulda ‘suçlu’ muamelesi görebilir. Tecrit edilir, aşağılanır ve ötekileştirilir. Sınıfta, okulda ve sokakta parmakla işaret edilebilir ve bütün bunlar psikolojinizin bozulmasına neden olur. Bu yazdıklarım yaşandı. 12 Eylül’den bu yana, koca Türkiye’de yalnızca 4-5 aile çıktı ve çocuğunu zorunlu din dersine göndermedi. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin konuyla ilgili açık kararına rağmen, bu 4-5 ailenin çocuğu, okudukları okulda ağır psikolojik baskılar yaşadılar, din dersine girmedikleri için fiili olarak tecrit oldular. Yaşananları bizzat çocukların anne ve babalarından dinledim: Hasan Zengin’den, Ali Kenanoğlu’ndan, Hatice Altınışık’tan…

Adı ‘Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi’ olan zorunlu din dersi uygulaması, 12 Eylül Anayasası’nda bile kendine yer bulmuş, 30 küsur yıldır bu ülkede en önemli asimilasyon aracı olarak kullanılıyor. Okula giden her öğrenci dördüncü sınıftan itibaren bu derse girmek zorunda. ‘Laik Eğitim’le hiçbir ilgisi olmayan bu ders, tümüyle Sünni İslam’a göre kurgulanmış bir ders. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin 2004 yılında aldığı kararı boşa çıkartmak için, son iki yıldır aralara Hz. Ali, Hacı Bektaş Veli isimleri serpiştirilmiş olsa da; mantığı da, amacı da aynı: Bütün çocukları Sünnileştirmek! Üstelik yalnızca kitabi de değil, masa üstünde namaza kılacak, camileri ziyaret edecek şekilde uygulamalı da…

Dile kolay, 1982’de anayasaya girmiş. Şimdi yıl 2013, tam 31 yıl olmuş. Hani başta Başbakan Erdoğan olmak üzere, AKP Hükümeti’nin tamamı, düne kadar her fırsatta türban zulümden bahsediyorlardı ya, insan soramadan edemiyor; Eğer türban zulümse, Alevi çocuklarına zorla ‘Sünniliği’ öğretmenin adı acaba ne olur?

İZMİR’DE BİR İLK

Mevcut iktidarın keyfi ve asimilasyoncu tavrına “Yeter artık!” diyen 25 İzmirli aile, ülkenin tam anlamıyla İslami bir hegemonya oluşturduğu bu dönemde, çocuklarını zorunlu din dersine sokmuyor. ‘İzmir Narlıdere Öğrenci Velileri’ adıyla bir inisiyatif oluşturan bu ‘cesur yürekli’ aileler adına konuşan, Narlıdere Alevi Bektaşi Derneği Başkanı Mustafa Arslan, boykot tavrının yeni katılımlarla artmaya başladığını söylüyor. Üstelik, katılımlar yalnızca Alevi ailelerden değil, Sünni kökenli aileler de laik eğitim yaklaşımına uygun olarak boykota katılmaya başlamışlar. Narlıdere’de başlayan din dersi boykotu, şimdi Balçova ve Güzelbahçe’de de ses vermeye başlamış. Çoğunluğu ilköğretim okuluna giden öğrencileri kapsayan bu boykot, birkaç ortaokul ve lisede de uygulanıyormuş. Bugüne kadar günlük ya da süreli boykotlar olsa da, zorunlu din derslerini süresiz bir boykot, aynı zamanda bir ilki de oluşturuyor. Aslan, “100 aileyle toplu dava açmayı planlıyoruz” diyor.

Bu önemli tavrı medyamız henüz görmüş değil. Çünkü; medyanın da önemli bir bölümü için ‘inanç özgürlüğü’ deyince, akla ‘türban’dan başka bir şey gelmiyor. Ülkede laiklik devre dışı bırakılarak, eğitim tümüyle dinselleştirilmişken, ’mütedeyyin’ Müslüman kardeşlerimizi ürkütmemek için dillerini yutan, hatta zaman zaman İslami vurgular yapmayı da ihmal etmeyen muhalefet partilerimiz ise bu boykotu henüz görebilmiş değiller!

“Ülkemizin ve çocuklarımızın geleceği adına, İzmir Narlıdere’de yaşayan biz öğrenci velileri, sivil itaatsizlik eylemini başlattık. Çocuklarımızı ‘zorunlu din dersleri’ne göndermeyeceğiz, bu dersleri süresiz boykot edeceğiz; çünkü biz laik, bilimsel ve demokratik bir eğitim istiyoruz” diyen İzmirli ailelerin sesi, İzmir okullarında duyulmaya başlamış. 25 ailenin kararıyla, çocuklarını din derslerine sokmama tavrı, yeni ve yaratıcı eylemlerle buluşmaya başlamış. Örneğin; bazı öğrenciler ‘Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi’ kitaplarını okul yönetimlerine iade etmişler. Bazı sınıflarda öğrenciler din dersi sınavlarında soruları bilerek cevaplandırmamışlar. Bazı öğrenciler de, din dersi sırasında tuvalet gitme bahanesiyle derslere girmemeye başlamışlar. Yani anlayacağınız, Gezi Direnişi’nde gençlerin yaratıcılığı ‘zorunlu din dersi’ boykotuna da yansımaya başlamış. Hadi hayırlısı! 

Etiketler: yazar,necdet saraç,Din Dersi ve Boykot!