English French German Italian Japanese Chinese Russian Spanish
Üye Girişi
Kullanıcı Adı :
Şifre :
Son Makaleler
Ali KENANOĞLU
Başörtülü bacımızı cami avlusunda katletseler!

Uğur Kurt cemevi avlusunda polis S.K’nın tabancasından çıkan kurşunla katledildi. Olay ilk önce “Havaya atılan ateş so Devamı..

Turan ESER
Küreselleşen Kerbela

“Zorbalık karşısında sessiz kalan herkesin içindeki insan ölür!” diyor Akinwande Oluwole Soyinka isimli Nijeryalı yaza Devamı..

Ali KENANOĞLU
500 haftadır aynı yerde

27 Mayıs 1995 tarihinden bu tarafa bir grup insan, gözaltında devletin askeri–polisi tarafından yani bizzat devlet iradesiyl Devamı..

Facebook
Haber Bülteni
Ad Soyad :
E-Mail :
Türk tipi şeriata doğru
Yayınlanma Tarihi: Çarşamba, 20 Kasım 2013
Türk tipi şeriata doğru
Yazar: Turan ESER

Siyaset gündeminin ve halkın başına türban istismarını geçiremeyen Erdoğan ve AKP hükümeti üyeleri, bu kez kadın ve erkek öğrencilerin birlikte kaldığı evlerin kendilerine göre ahlaksızlık ve anarşi üreten suç ve günah yuvaları olduğunu iddia ettiler.

Dinbazın siyaset derinliği, istismar ve toplumu “ahlaklı” ve “ahlaksız” üzerinden kutuplaştırma üzerine kurulu olduğundan, AKP yandaşlığını ve oy depolarını bu tartışmalar üzerinden şişirmeye ve dincilik üzerinden kemikleştirmeye çalışıyor.

AKP’nin “kızlı ve erkekli evlerin ahlaksızlık ve terör” yaklaşımı, özgürlük ve güvenlik değil, din kuralları üzerinden gençlerin özel hayatına zorla müdahaledir. Zaten AKP iktidarı, son 11 yıldır topluma adım adım dayattığı yeni yaşam tarzı modeli, insan hakları, hukuk ve laiklikten değil, dini referanslarla desteklenmektedir.

AKP hükümeti toplumun özel hayatını din ve ahlak polisliği uygulamaları üzerinden muhafazakârlaştırıyor.  Diyanetin “aile imamı” ve “aile irşad büroları” bunun en somut örnekleridir. Seküler yaşam alanlarını daraltmak ve özgürlük alanlarını din ve ahlak polisliği üzerinden yok etme niyeti başka nasıl açıklanabilir?

AKP iktidarının kamu ve cemaat kurumları aracılığı ile eğitimi dinselleştirmesi, kamusal alanı muhafazakârlaştırması için Kuran ve sünnete dayalı dini referanslar ile toplumu dindarlaştırmak için attığı her adım ve uygulama, sadece özel hayata bir müdahale değil, aynı zamanda “ılımlı İslam şeriatı” hedefine kilitlenmiş bir rejim değişikliğinin inşasına yöneliktir.

ŞERİAT GELİR Mİ?

Ulusalcı ve Kemalist kesimler “endişeli” olarak “şeriat gelecek! Laiklik bitecek!” diyerek “geleni” anlamıyor, geleni üreten ve olmayan bir laikliği ise “bitecek” sanıyor.

AKP ve liberal yandaş ise; “şeriat korkusu ve tehlikesi yersiz bir endişedir!” diyerek topluma dayatılan yeni muhafazakâr hayat tarzını “özgürlük”, özel alana müdahale eden gerici hegemonyayı ise “demokrasi” ve “inanç özgürlüğü” sanıyor.

Şeriat ve endişe yerli mi yersiz mi bilmem. Fakat ABD ve liberalizm soslu, bir tür yerli malı diyebileceğimiz, “Türk tipi ılımlı İslam şeriatçılığının” inşasında ilerleme kaydedildiğini düşünüyorum.

Kastettiğim ılımlı şeriat, endişelilerin kafasındaki “şeriat” ile iktidarın “yersiz” dediklerinden farklı.

Zamanının ve değişimin ruhundan arındırılmış geleneksel “şeriat” serzenişine gerek yok. Taliban ve Suudi tipi “şeriat” beklentisi ile Türkiye’de olmayan laikliğin biteceği korkusu ne kadar yanlış bir endişe ise, muktedirin “tehlike ve korku yersizdir” cevabı da “ılımlı şeriatın” inşasını gizlemeye dönüktür.

Demokratik, laik ve bir hukuk devletinde İslam’ın vatandaşları birleştiren bir çimento olduğu safsatasının, siyasal bir argüman olarak kullanıldığı günden beri ülkemizde “Türk tipi ılımlı şeriatçılık”, adım adım inşa edilmektedir. “Türk tipi ılımlı şeriat” İran ya da Suudi Arabistan’da yaşandığı gibi bir İslam Cumhuriyetinde ulemanın kendisini egemen sınıf olarak örgütleyerek, klasik “şeriat” ilan ederek gerçekleşmiyor.

Türkiye’nin toplumsal çeşitliliği, anti laik uygulama ve kurumsallaşmaya rağmen, toplumdaki seküler yaşam tarzına duyulan talep ve ihtiyaç, yüzünü “batıya” dönmüş bir ülkede, Suudi ve Taliban tipi şeriatın hayat bulması ya da uygulanması mümkün değildir. Bunu denemeye kalkışmak, Türkiye’nin Afganistanlaşması olur.

Fakat dindarlık üreten “Türk tipi laiklik” ile “Türk tipi ılımlı şeriatın”, tıpkı gibi, evrensel olmayan ve tümüyle “nev-i şahsına münhasır” bir eksende adım adım ilerliyor.

Türkiye’de kafa kesilmiyor ama AKP kamusal bir otorite olarak kadınlara “türban takın”, “beş çocuk yapın” diyor. İçki içeni hapse atmıyor ama içki satışını sınırlıyor, içki içenleri itibarsızlaştırıyor. Kürtaj hakkından tutun, parkta iki sevgilinin el ele tutuşmasına, metroda öpüşmesine müdahale ediliyor. Hukukun ve kamunun evrensel dilin yerine İslami dil egemen kılınıyor. Siyasetin referans dili Sünnilik ve Kuran üzerinden muhafazakârlaştırılıyor. Dilimiz, ruhumuz, davranışlarımız ince ince ayarlarla değişme uğratılıyor.

Radikal İslamcılığın El Nusra, El kaide ve Taliban tipi şeriatçılığı üzerinden bir tartışma zemini ile ılımlı İslamcılığın AKP, Milli görüş, Gülen cemaati tipi şeriatçılık anlayışı arasındaki farklılıklar iyi irdelenmelidir.

Ilımlı şeriat kendisini daha çok zamana yayarak inşa ediyor. Geçişleri oldukça yumuşak, örtülü ve sinsicedir.

Örneğin Türk tipi ılımlı şeriatın inşasına dair “münferit” ve “istisna” değişimlerin ipuçlarına baktığımızda, somut verilerin toplamı üzerinden karşılaşacağınız manzara ürkütücü olacaktır. Haftaya bu konuya devam edeceğiz diyerek, bir virgül koyalım.

Etiketler: yazar,turan eser,Türk tipi şeriata doğru