Üye Girişi
Son Makaleler

Başörtülü bacımızı cami avlusunda katletseler!
Uğur Kurt cemevi avlusunda polis S.K’nın tabancasından çıkan kurşunla katledildi. Olay ilk önce “Havaya atılan ateş so Devamı..

Küreselleşen Kerbela
“Zorbalık karşısında sessiz kalan herkesin içindeki insan ölür!” diyor Akinwande Oluwole Soyinka isimli Nijeryalı yaza Devamı..

500 haftadır aynı yerde
27 Mayıs 1995 tarihinden bu tarafa bir grup insan, gözaltında devletin askeri–polisi tarafından yani bizzat devlet iradesiyl Devamı..
Facebook
Haber Bülteni
Sorun ‘sistem’ sorunudur!
Yayınlanma Tarihi: Cumartesi, 02 Kasım 2013

Altmış küsur yıldır iktidar olanlar da kendileri, şikayetçi olanlar da… Hem iktidar olup, hem de mağdur rolü oynamak AKP’ye özgü bir duruma dönüşmüş durumda! Her daim kendilerine Müslümanlar! Özgürlük de, hak da yalnızca kendileri için. Ortada onlarca yasak vardır ama onlar sabah akşam uzunca bir süredir fiili olarak olmayan bir yasaktan, ‘türban yasağı’ndan bahsedip dururlar. Üstelik bu yasağı, daha etkili olsun diye ‘türban zulmü’ diye dramatize ederek sunarlar... ‘Öteki’ için ağızlarını açmak bir yana, kıllarını bile kıpırdatmazlar! Dün Meclis’te konuşan CHP’li Şavak Pavey bu durumu çok iyi özetledi. Pavey dedi ki: “Buraya gelmeden önce, türbanlı vekillerimizin konuşmalarını taradım. Başkalarının özgürlüklerine dair tek bir kelime kullandıklarına rastlayamadım. Kendi inanç özgürlüklerine gösterdikleri hassasiyeti, Ruhban Okulu, azınlık okulları, Cemevleri, bir inanç biçiminin mundar olarak ilan edilmesi gibi sorunlu inanç alanlarında göremedim. Mesela; bilimin özgürlüğünü kelepçeleyen YÖK hakkındaki fikirlerini de bilmiyorum.” Gerçek bu! Yalnızca kendine Müslüman olmak tam da budur!
‘Türban zulmü’nden bahseden zihniyet öyle bir zihniyettir ki, Sivas Katliamı’nda insan yakanları bile mağdur göstermeyi becerir. Nitekim, İslamcı yazar Hidayet Şefkatli Tuksal, daha önceki gün bunu üstelik televizyonda formüle etti ve "Yakılmak bir mağduriyettir. Yakmak da bir mağduriyettir" demedi mi?
Bülent Arınç’ın Meclis’te yaptığı konuşmada, 4 kadın milletvekilinin kendi bireysel kararlarıyla başlarını örttüğünü söylemesi, demokrasi kültüründen bahsetmesi, babacan tavrı, ne bu gerçeği ne de türbanın aslında bir siyasi simge olduğu gerçeğini değiştirir. Ancak, bu gerçekten de önemli olan asıl gerçek; dün mecliste takılan türbanla, siyasal sistemin aslında tümüyle el değiştirdiği gerçeğidir. Bu nedenle, türbanın mecliste takılabileceği ama kamuda takılmasının sakıncalarını konuşmanın hiçbir anlamı yoktur. Tek başına, ne okullardaki kılık kıyafet tartışması, ne de meclisteki türban tartışması Türkiye’nin özgürleşmesinin yolunu açmaz, olsa olsa AKP’nin ve Siyasal İslam’ın biraz daha yolunu açar.
Asla ‘dünkü sistem iyiydi, bugün kötü’ demek istemem ama bugünkü mevcut sistemin de artık dünkü sistem olmadığı açıktır. Sistem bugün tümüyle el değiştirmiş ve İslamileşmiştir. Yasakların bu ülkede hiçbir sorunu çözmediğini, yaşayarak herkes öğrendi. Ne kılık kıyafet yasağı, ne Cemevi yasağı, ne gösteri yasağı haktır. Her yasak, ancak ve ancak yasaklı olan gücü büyütür! Siyasal İslam mesesinde de, Kürt meselesinde de, Alevi meselesinde de bu açıkça görülmüştür! Ülkeyi 1920’li koşullara göre yorumlamamak gerekir ama bu durum bizim İslam gerçeğini ve İslam coğrafyasını görmemizi de engellemeli.
Siyasal İslami bir parti olan ve hedefine ‘dindar ve kindar bir gençlik’ yetiştirmeyi koyan AKP’nin türban serbestliği gibi, bütün okullara mescit açmak gibi hamlelerini anlamak için alim olmaya gerek yok. Buraya takılıp kalmak ve tartışmayı buradan yürütmek, tercihini demokrasi, özgürlükler ve laiklik lehine yapan hiç kimseye bir hayır getirmez. Bu nedenle tartışmaların artık detaylarda değil, sistemler üzerinden yürümesi gerekir. Çünkü sorun, sistem sorunudur! Yeni bir demokratik Cumhuriyet sorunudur! ‘Siyasal İslam’ı eleştirip, onun alternatifinin ‘insancıl-barışçıl bir İslam’ olduğunu söylemek, ‘mütedeyyin’ kesimlere selam vermeye çalışmak, beyhude bir çabadır! Sonuç vermez. “Biz de Müslümanız” söylemi; aslı varken, kopyasına hayır getirmez. İslamcılara şirin gözükmeye çalışmak çabası ne CHP’ye, ne de AKP dışındaki başka bir partiye (buna MHP de dahil) oy getirir!
İslam coğrafyasında türbanın, çarşafın, burkanın özgürlük getirmediği orta yerde duruyor. Bunun nedenlerini sorgulamadan türbanı tartışmak anlamlı değildir. Bugün bizlere ‘özgürlük ve barış’ diye sunulan birçok İslami değerin boş olduğunu tartışmadan yol almak mümkün değildir. 16. yüzyıldan bu yana; matematikten felsefeye, edebiyattan futbola İslam coğrafyasının evrensel ölçülerde neden bir tek yaratıcılığının olmadığını sorgulamadan, yeni bir sistemi tartışmak anlamlı olmaz. Son iki yılda bütçesi yüzde 42 artan Diyanet İşleri Başkanlığı’nı sistemin dışına çıkarmayı tartışmak yerine, “Diyaneti iyileştirmekten” bahsetmek demokrasi, özgürlük ve laiklik lehine kimseye bir tek adım bile attıramaz! Çünkü sorun sistem sorunudur; sistem İslamileşmişken, taktiklerle uğraşmak yerine, artık stratejik hamleler yapmak gerekir!
Etiketler: yazar,necdet saraç,Sorun ‘sistem’ sorunudur!