English French German Italian Japanese Chinese Russian Spanish
Üye Girişi
Kullanıcı Adı :
Şifre :
Son Makaleler
Ali KENANOĞLU
Başörtülü bacımızı cami avlusunda katletseler!

Uğur Kurt cemevi avlusunda polis S.K’nın tabancasından çıkan kurşunla katledildi. Olay ilk önce “Havaya atılan ateş so Devamı..

Turan ESER
Küreselleşen Kerbela

“Zorbalık karşısında sessiz kalan herkesin içindeki insan ölür!” diyor Akinwande Oluwole Soyinka isimli Nijeryalı yaza Devamı..

Ali KENANOĞLU
500 haftadır aynı yerde

27 Mayıs 1995 tarihinden bu tarafa bir grup insan, gözaltında devletin askeri–polisi tarafından yani bizzat devlet iradesiyl Devamı..

Facebook
Haber Bülteni
Ad Soyad :
E-Mail :
Mor Gabriel Manastırı, azınlıklar ve istismar
Yayınlanma Tarihi: Pazar, 20 Ekim 2013
Mor Gabriel Manastırı, azınlıklar ve istismar
Yazar: Turan ESER

Söz konusu azınlık hakları olunca, ayrımcılık ve inkâr politikası devletin genetik kodunu oluşturmaya devam ediyor. Asli, kurucu etnik kimliğine ve mezhebe demokrat olan hükümetler, azınlıklara istismar “paketi” hazırlıyor ve içinden “asli kurucu Sünni unsura” demokrasi çıkıyor. Kamusal hizmetlerin üstü iktidar eliyle Sünnilik eksenine çekilip, türbanla örtülüyor; etek giyen öğretmene tutanak tutularak okullar muhafazakârlaştırılıyor.

Kendine demokrat ve kendine Müslüman AKP, siyasal İslamcı hegemonyasını güçlendirmek için istismar açılımlarından ve paketlerinden medya dizileri çıkartıyor. Medya şarlatanları da bu istismarı dizide oynar gibi pazarlıyor. Ancak, tam da AKP’nin istediği gibi, azınlıkların istismarını ve hak ihlallerini çok kötü oynuyorlar.

AKP MYK Üyesi Yasin Aktay, “Bu bayrak, bir etnik grubun bayrağı değildir. Türk’ün, Kürt’ün, Arap’ın ve Çerkes’in bayrağıdır. Bu bayrak aslında bütün Müslümanların bayrağıdır” deyip, azınlıkları tali görerek dışlıyor. Ülkenin bayrağını sadece “bütün Müslümanların bayrağı” diyerek aslında paketin kutuplaştırıcı niteliğini ve “kurucu, asli dinsel kimliği” ele vermiş oluyor.

MOR GABRİEL ZATEN SÜRYANİLERİN DEĞİL MİYDİ?

İstismar paketinde Ruhban Okuluna izin yok. Mor Gabriel’de zaten Süryanilerindi! Öyleyse paketten azınlıklar için hangi demokratik ilerleme çıktı? Süryani Mor Gabriel Manastırının iade edilmesi, bir hak gaspını iadesinden öte bir şey değildi! Süryaniler bu arazileri ve gayrimenkulleri için 70 küsur yıldır vergi ödüyor.

Ayrıca Osmanlı ve Cumhuriyet dönemi boyunca Ermeni, Rum, Süryani azınlıklara ait mülklerinin gaspı, sistematik bir devlet politikasıydı. Erdoğan Süryanilere ait mülkün, gasp edilmiş bir hakkın iadesi değil de, sanki bir lütufmuş gibi sunarak, seçim malzemesi olarak kendi hanesine yazdırması, bir hakkın paket üzerinden istismarıdır.

Yani ortada lütfedilen bir hak değil, gasp edilmiş mülkün sahibine dönmesi var! Zaten “Mor Gabriel” davasının hukuki sürecinin sonucu, AİHM’den çıkacak karar“iade” yönünde olması kuvvetli bir ihtimaldi. AKP hükümeti ise AİHM kararını beklemeden bu iadeyi gerçekleştirmiştir.

Ayrıca azınlıklara ait gasp edilmiş ve halen sahibine dönmemiş birçok mülk devletin elindedir! Gasp edilmiş bu mülklerin iadesi için, 2011 yılı sonrasında azınlık vakıflarınca yapılan 1542 başvurudan, 253 iade çıkarken, 829’u ret edilmiş ve 460 ise değerlendirme aşamasındadır.

Bu nedenle azınlık taleplerinin salt “Mor Gabriel Manastırı” üzerinden gündeme gelmesi, şark usulü siyasetin dışavurumudur.

AZINLIKLARIN TALEPLERİNİ ANLAMAK

Azınlıkların ihmal ve inkâr edilen gerçek taleplerine çözüm üreten yok!

Azınlık okullarının yaşadığı zorluklar ve koşullar düzeltilebilir; bu okullara hukuksal güvence sağlanabilir. Azınlık okullarına güvenlik konseptinin parçası olan “Türk Müdür Baş Yardımcısı” uygulamasına son verilebilir ve okulların kendi öğretmenlerini seçme hakkı sağlanabilir!

Azınlık okulları öğrenci kayıtlarında söz sahibi olabilir ve isterlerse kendi azınlıklarına mensup olmayan öğrencileri de kayıt için karar hakkı verebilir. Ama Yasak!

Asıl demokratikleşmenin sağlanması için, azınlıkları halen “yabancı” ve “tali unsur” gören siyasal zihniyetle yüzleşmektir.

Azınlıklara yönelik özel ve kamusal alanda süregelen dışlanma, nefret söylemi, şiddet, etnik ve dinsel ayrımcılığa karşı politikalar ve hukuksal tedbirler alınmalıdır. Türkiye'de yaşayan farklı etnik toplulukların anadilde eğitim hakkı kabul edilmelidir. Türk ve Sünnilerin ana dilde eğitimi ile dinsel hizmetleri devlet üzerinden örgütleyen tekçi ve anti laik uygulamalar sonucu, azınlıklara “git kendi imkân ve paranla öğren”deniliyor.

2015'e 2 yıl kala, azınlıklara yaşatılan acılar, işlenmiş günahlar ve ahlaksızlıklarla yüzleşmek gerekiyor. İnsanlığı kurtarmak için bu zaruridir! Ayrımcılık nesillere bulaşan bir hastalıktır! Azınlık haklarını istismar ederek değil, eşit haklar sunarak çözülmelidir. Ancak siyasete bulaşmış ayrımcılık hastalığını tedavi edecek vicdani ve insani siyasete sarılırsak iyileşeceğiz.

1915 unutulmamalı, 2015’e 2 yıl kaldı…

Şimdi yüzleşme ve tedavi olma zamanı!

Etiketler: yazar,turan eser,Mor Gabriel Manastırı, azınlıklar ve istismar